T24 yazarı Tolga Şardan’ın bugünkü “Marmaris dosyasında yeni sayfa; Kaymakam, Müdür Bey'in guletini Vali'ye bildirmiş” başlıklı yazısında, dikkat çeken bir iddia yer aldı. Şardan’ın yazısı şöyle:

Ankara'dan ulaştığım bir belgeyi açıklıyorum. Belge, 14 Nisan 2023 tarihini taşıyor. Belgenin yazıldığı devlet kurumu; Marmaris Kaymakamlığı. Belgedeki imza Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Aksoy'a ait.

Büyüteç'i odakladığım Marmaris'te yaşananlarda yeni ve ilginç gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Salı günkü yazıdan sonra Marmaris Kaymakamlığı – Muğla Valiliği – İçişleri Bakanlığı hattında işler karışmış durumda. Bir taraftan bakanlık, diğer taraftan Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı devrede.

Aldığım bilgiye göre, sadece mülki idare değil, adliye boyutunda da hareketlilik mevcut. Marmaris ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılıkları, Adalet Bakanlığı ile temas halinde.

Ankara, yerel makamlardan bilgi üstüne bilgi istiyor.

Özetle Marmaris – Muğla – Ankara arasında sıcak günler yaşanıyor.

ugün sürecin bir başka ama fazlasıyla önemli boyutunu aktaracağım.

Bildiğiniz üzere; sürecin odak noktası, Marmaris İlçe Emniyet Müdürü Oktay Kapsız'ın ilçede, sabıkası olan bir kişinin kaçak çalışan ticarethanesinde epeyce değerli bir yatı inşa ettirmesiydi.

Gelişmelerin gün ışığına çıkmasıyla birlikte, olaylar zincirinin Büyüteç'te konu edilmeden önce aslında resmi olarak da ilgili makamlar tarafından bilindiği anlaşılıyor.

Hatta daha ötesinde resmi yazışmalara konu ediliyor.

Şimdi, olayları araştırırken Ankara'dan ulaştığım bir belgeyi açıklıyorum.

Belge, 14 Nisan 2023 tarihini taşıyor.

Belgenin yazıldığı devlet kurumu; Marmaris Kaymakamlığı. Belgedeki imza Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Aksoy'a ait.

Marmaris Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü'nce kaleme alınan resmi yazının konusu ise; talep.

Yazının içeriğini olduğu gibi aktarıyorum:

Marmaris İlçe Emniyet Müdür V. Oktay Kapsız'ın, ilçemiz Söğüt Mahallesi'nde 24 metre boyunda bir ticari tekne (gulet) inşa ettirdiği bilgisi Kaymakamlığımıza çeşitli kaynaklardan gelen şifai haberlerden ulaşılmış olup, yapılan araştırmada; bahse konu ticari teknenin (gulet) yaklaşık maliyetinin 20 milyon lira olabileceği anlaşılmıştır.

Bir kamu görevlisinin 20 milyon lira değerinde bir ticari tekne (gulet) inşa ettirmesinin, normal şartlar altında hayatın genel akışına aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmekte ve konu ilçe kamuoyunda da çeşitli söylentilere sebep olmaktadır.

Konunun bir müfettiş marifetiyle araştırılmasının, gerekiyorsa soruşturulmasının uygun olacağı değerlendirilmekte ise de; keyfiyeti takdir ve emirlerinize arz ederim."

Peki bu yazı nereye gönderilmiş? Muğla Valisi Orhan Tavlı'nın bizzat kendisine.

Marmaris Kaymakamı Aksoy'un anlatımı son derece basit ve anlaşılabilir. Kaymakam Bey'in, ilçenin güvenlik ve asayişinden sorumlu birinci dereceli polis müdürünün yaptığı işle bağdaşmayan bir malı edinmeye çalıştığını açıkça ortaya koyduğu görülüyor.

Kaymakam Aksoy, imzasını taşıyan yazısıyla Kapsız'ın haksız mal edindiğini ilin valisine doğrudan bildiriyor.

Hem de Büyüteç'te gündeme gelmeden iki ay önce!

Devam ediyorum. Aksoy'un yazısına bakıldığında; zaten olayın bütün ilçe tarafından bilindiği net biçimde ifade edilmiş.

Hâl böyle olunca, Kaymakam'ın resmi yazıyla Vali'ye bildirdiği olayın, Emniyet Müdürlüğü'nce bilinmemesi mümkün değil kuşkusuz!

Sorular çok bu konuda.

Valilik, Marmaris Kaymakamlığı'nın yazısı üzerine ne işlem yaptı? Ankara'yı bilgilendirdi mi? Hakkında bizzat ilçe kaymakamı tarafından resmi yazı yazılan İlçe Emniyet Müdürü Kapsız'ın, olay kamuoyuna yansıyıncaya kadar neden görevde tutuldu?

Bir iddiaya göre; valilik olayla ilgili İçişleri Bakanlığı'nı bilgilendirdi. O zaman bakanlık veya Emniyet Genel Müdürlüğü neden harekete geçmedi? Neden hemen müfettiş görevlendirilmeyip, olayın Büyüteç'te yayımlanmasıyla birlikte alelacele Polis Başmüfettişi gönderildi?

İlçe Emniyet Müdürü Kapsız'ın Ankara'da koruyucu melekleri mi var? Ki yaşananlardan böyle olduğunu anlamak kolay. Kim / kimler bu koruyucu melekler?

Duyuyorum ki, şimdi de Mülkiye Başmüfettişi gönderilip olay bir kez daha incelenecekmiş!

Bu olayı, "bir kamu görevlisinin yetkisini ve görevini kullanarak haksız mal edinmesi" şeklinde basite indirmemek lazım.

İçişleri Bakanlığı'nın, kamu güvenliğini sağlamakla birlikte geriye dönük benzer iddiaları tek tek araştırması gerekiyor. İşin çivisi çıkmış durumda. Çiviyi yeniden oturtmak da Bakanlık yönetiminin görevi.

Ortaca'da neler oldu?

Bir ilginç ve dikkat çekici olay da Muğla'nın şirin ilçesi Ortaca'da yaşandı, geçtiğimiz günlerde.

Ortaca Belediyesi'nin bu yıl 26'ncısını düzenlediği Ortaca Tarım, Çevre ve Turizm Festivali'nin son gününde film koptu. Belediye yönetiminin MHP'li olduğunu hatırlatayım.

İddiaya göre; son gece Kıraç'ın sahne aldığı konser için alana gelen Ortaca İlçe Emniyet Müdürü Raşit Tosun, protokolde kendisine ayrılan yerin başka bir misafir tarafından kullanıldığını gördü.

Tosun'un eşiyle birlikte geldiği sırada protokoldeki yeri boşaltıldı. Ancak Tosun, Ortaca Belediyesi'nin Kültür ve Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ersan Karakuyu'yu yanına çağırdı. Protokolde yaşanan koltuk olayı çerçevesinde Tosun ile Karakuyu arasında tartışma başladı.

İkili arasındaki tartışmanın büyümesi sonrasında Tosun, protokolde oturanların gözü önünde Karakuyu'nun elini tutarak bir anda ters çevirdi. Tartışmanın ardından, elinden sıkıntı yaşayan Karakuyu tedavi için hastaneye gitti. Yapılan muayenede Karakuyu'nun üç parmağının kırıldığı anlaşıldı. Karakuyu'nun eli alçıya alındı ve beş günlük rapor verildi.

İlçe Kaymakamı Meral Uçar ve Belediye Başkanı Alim Uzundemir'in bizzat tanık olduğu olay, Muğla Valisi Orhan Tavlı'ya aktarıldı. Valiliğin, olayla ilgili olarak İlçe Emniyet Müdürü Tosun'u açığa aldığı belirtiliyor.


Ankara Emniyet Müdürü Yılmaz'a dikkat çekici mesaj

Daha önce birkaç kez gündeme getirmiştim.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz arasında şiddetli soğuk rüzgarlar esiyor.

Bunun belli başlı iki sebebi var:

İlki, Yılmaz'ın Yerlikaya hakkında adli dosya yapması. Savcılığın fark ettiği olay büyümeden çözüldü.

İkincisi, Yılmaz'ın Süleyman Soylu'nun emniyetteki sağ kolu olması. Soylu'nun karar verme sistemi içinde söz sahibi olan Yılmaz'ın çalışmalarından memnun değil Yerlikaya.

Yerlikaya ve Emniyet Genel Müdürlüğü geçen salı gecesi Yılmaz'a "ince bir mesaj" verdi.

Şöyle ki; Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden alınması beklenen Yılmaz, bir süredir daha önce terfi etmesine rağmen görevlerine devam eden bazı yardımcılarının terfi ve tayinlerini yürürlüğe koymaya başladı.

Bu çerçevede özellikle Sinan Ateş cinayetini soruşturan ekibin başı olan Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Arzum Nazman, terfisiyle birlikte görevinden alındı.

Bir süre vekâleten yine Emniyet Müdür Yardımcısı Volkan Murat Kaşıkçı tarafından yürütülen Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine Yılmaz, pazartesi günü atama yaptı.

Yılmaz, daha önce Asayiş Şube Müdürü olarak görev yapan Oben Özay'ı, sağ kolu yaptı.

Özay'ın göreve başladığının ertesi günü Emniyet Genel Müdürlüğü, alt rütbelerdeki tayinleri açıkladı.

Tayinler çerçevesinde Özay, sürpriz biçimde Zonguldak'a atandı.

Böylece, tayinleri planlayan Emniyet Genel Müdürlüğü ile tayinleri onaylayan İçişleri Bakanı Yerlikaya, Yılmaz'a "inceden bir mesaj" verdi.

Bu arada bir bilgi daha vereyim.

İçişleri Bakanları makam gereğince havayoluyla Ankara'ya gelişleri veya gidişleri sırasında Esenboğa Havalimanı'nda kentin protokolünce karşılanıp, uğurlanıyor.

Bakanı karşılayan kent protokolünün bir üyesi de görevi gereğince Ankara Emniyet Müdürü.

Uygulama gereğince mevcut Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, yine görevdeki İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı Esenboğa'da karşılayıp uğurlayan heyette yer alıyor.

Soylu'nun döneminde Yılmaz, bu heyetin temel taşıydı!

Ancak aldığım son bilgiye göre, Yerlikaya göreve geldiği günden itibaren Yılmaz'ın kendisini karşılamaya ve uğurlamaya gelmemesi talimatını verdi.

Görüleceği üzere, Soylu dönemin önemli aktörü Yılmaz, şimdi kadro dışı kalmış görünüyor.

Bu yazı T24.com.tr adresinden alınmıştır.