TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 13 Ekim Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Afet Risklerinin Azaltılması Günü’nün Birleşmiş Milletler (BM) tarafından her yıl farklı tema ile kutlandığını belirten açıklamada, 2023 temasının da ‘Dayanıklı Bir Gelecek İçin Eşitsizlikle Mücadele’ olduğu aktarıldı.
“100,7 milyon kişi iklim değişikliğinin ve afetlerin etkileri nedeniyle aşırı yoksulluk koşullarında yaşamak zorunda kalabilir”
Tema kapsamında, Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin afetler ve eşitsizlik arasındaki karşılıklı ilişkiyi irdelemeleri ve araştırmaları istenildiğine işaret edilen açıklama şöyle:
“Eşitsizlik ve afetlere karşı savunmasızlık aynı madalyonun iki yüzü olup, afetlerin etkilerinin eşitsizlikleri daha da arttırdığı ve en fazla risk altında olanları yoksulluğa ittiği de bilinmektedir. Ana tema ile; Yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık artan afet riskinin nedenleri ve sonuçları olduğu,
Eşitsizlik, insanları felaketlere karşı savunmasız ve savunmasız hale getiren koşulları yaratığı, afetlerin aynı zamanda en yoksul ve en fazla risk altındaki insanları orantısız bir şekilde etkileyerek eşitsizliği daha da kötüleştirdiği, bu nedenle afetlere karşı savunmasızlığın azaltılması için konunun tüm boyutları ile ele alınmasını gerektiği,
Mevcut iklim tahminlerine göre 2030 yılına gelindiğinde dünyada yılda yaklaşık 560 felaket olayı ile karşı karşıya kalınabileceği, bunun sonucu olarak en iyi tahminlere göre 37,6 milyon kişinin, en kötü senaryoya göre ise 100,7 milyon kişinin daha iklim değişikliğinin ve afetlerin etkileri nedeniyle aşırı yoksulluk koşullarında yaşamak zorunda kalabileceği,
İnsanların afet zararlarına maruz kalma oranını ve zarar görebilirliğini azaltmak için tasarlanmış, dikkatli ve koordineli planlama yoluyla, tehlikelerin yıkıcı gücünün dizginlenebileceği veya başka bir deyişle felakete dönüşmesinin engellenebileceği,
Hem orantısız afet etkilerini ve riske maruz kalma durumunu daha iyi anlamak hem de dayanıklılık oluşturma planları konusunda toplumu bilgilendirmek için, ayrıştırılmış verilerin toplanması ve kullanılmasına daha fazla yatırım yapılması gerektiği, yönünde topluma mesaj verilmek istenilmektedir.
“Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulmalı”
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri bizlere afetlerle mücadelede başarılı olmak için TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak;
Ülkemizin afet zararlarından en az oranda etkilenmesini sağlamak için bu alanda uluslararası gelişmeleri takip edip, politika ve strateji geliştiren, kurumlar arası eşgüdüm ve koordinasyonu sağlayan, afet risklerini azaltma konusundaki politika, strateji ve uygulamaları takip edip, günün gelişmeleri çerçevesinde mevzuat ve uygulama birliğini sağlayan, ulusal bazda, deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, sel ve taşkın gibi doğa kaynaklı afet risklerinin azaltılması konusunda “erken uyarı sistemlerini” kurup işletecek kurumsal bir altyapıya olan ihtiyacı her geçen gün büyümektedir. Bu amaçla ülkemizin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığının” kurulması sağlanmalıdır.
“Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı, TBMM’ye sevk edilerek yasalaştırılmalı”
Ülkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası acil durumların yönetimi, müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtulmalı, afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna daha fazla odaklanmalıdır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları yıllardır sürdürülen “Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı” ilgili tüm kişi ve kurumlarında görüşleri alınarak zenginleştirilmeli ve zaman geçirmeksizin TBMM’sine sevk edilerek, yasalaştırılmalıdır.
“Türkiye Afet Risk Azaltma Planı 2022-2030 (TARAP)”, bundan önce hazırlanan strateji ve eylem planları ile raporların akıbetine uğramaması ve yaşama geçirilebilmesi için eylemliliklerden sorumlu kurumlarım bilgilendirilmesi, bu eylemlilikleri yerine getirebilmek için gerekli finansal kaynakların yaratılması, sürekli izleme, kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturularak hayata geçirilmesi sağlanmalı, buna ilişkin bilgiler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Erken uyarı sistemleri, afet risklerinin azaltılmasının önemli bir bileşenidir. Doğal tehlikelerin ekonomik etkisini azaltmanın yanı sıra can kayıplarını önlemektedir. Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin kullanılabilirliği arttırılmalı, bu kapsamda Afet ve Acil Durum Başkanlığı tarafından deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, volkanlar, sel ve taşkın, fırtına gibi doğa kaynaklı afetlere ilişkin erken uyarı sistemleri acilen inşa edilerek, ülke insanımızı afet tehlikelerinden korunması sağlamalıdır.
Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen “Taşkın Tehlike Haritaları”ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.
Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır.
Kent yağması ve kentsel rantın dönüştürülmesinin aracı haline getirilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ülke insanımızın afet tehlike ve risklerine karşı korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.”