Sözcü'de yer alan habere göre, Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde iki yıl önce evinin yatak odasında sırtından ve göğsünden kurşunlanmış olarak cesedi bulunan 5 çocuk annesi Esma Yücel'in, madde bağımlısı oğlu Süleyman Yücel tarafından öldürüldüğü belirlendi.
Olaydan sonra kayıplara karışan ve 6 ay gizlendikten sonra 20 Ocak 2022 günü Şırnak'ın Silopi ilçesinde polise teslim olan genç kadının oğlu, annesini vurmadığını iddia etse de gerek babası, gerekse kardeşleri ifadesinde annelerini Süleyman'ın öldürdüğünü belirtti.
Tutuklanan katil zanlısı hakkında “Nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Esma Yücel’in eşi M.Y. ifadesinde 25 yıllık evliliğinden 5 çocukları olduğunu belirterek, “Olay günü eşimi aradım cevap vermeyince büyük oğlum Süleyman'ı aradım. O da cevap vermeyince eve gittiğimde eşim yan yatar vaziyetteydi. Hiç dokunmadan salona geçip polisi aradım. Olaydan iki ay önce oğlum Süleyman annesini döverek gözünü morartmıştı. Eşimin ölümünden hemen sonra ortadan kaybolmasıyla tek şüphelendiğim kişi kendisidir” dedi.
"Annem balkona kısa kollu tişörtle çıktığı için ağabeyim daha önce de kendisini dövmüştü."
Talihsiz kadının küçük oğlu İ.Y. ise, ağabeyinin olaydan önce arazi ve araç gibi mal varlıklarının kardeşler arasında pay edilmesini istediğini, ancak tapu masrafları nedeniyle annesinin bu duruma karşı çıktığını belirterek, “Tartıştılar. Ağabeyim daha önce annemin gözünü morartmıştı. Ağabeyim uyuşturucu da kullanıyordu. Biz evden çıkarken annem yatağında uyuyordu. Kahvaltı yapmak istemediğimiz için annemi uyandırmadık. Annem balkona kısa kollu tişörtle çıktığı için ağabeyim daha önce de kendisini dövmüştü. İşyerine geldiğimizde kahvaltı hazırladık ve ben fırına gittiğimde ağabeyim de bir işi olduğunu ve hemen geleceğini söyledi. Aradığımda cevap vermedi, annemi aradım o da cevap vermeyince babamı aradım. Babamla eve girdiğimizde annemin tişörtü kanlıydı ve yerde yatıyordu” diye konuştu.
"Babam anneme bağırmaya bile kıyamayacak kadar onu çok seviyordu"
Öldürülen kadının kızı Ş.K. da, ağabeyi ile cinayetten iki ay sonra mesajlaştıklarını belirterek, “Mesajlarda ‘Beni onlar bitirdi. Allah sabır versin bana. Senin ağabeyin bunları hak etmedi’ diyerek cinayeti işlediğini kabul etti. Bu mesajları da telefonumda duruyor” dedi.
Esma Yücel’in diğer kızı M.Y. ise, “Babam anneme bağırmaya bile kıyamayacak kadar onu çok seviyordu. Bugüne kadar tartıştıklarını, kavga ettiklerini duymadım. Ağabeyim son iki yıldır alkol ve uyuşturucu kullanıyordu. Olaydan önce de annemi dövmüştü ve tartıştıklarında annemi öldüreceğini söylüyordu” dedi.
Esma Yücel'in annesi Z.Y. ise kızının gözünün morardığını görünce ne olduğunu sorduğunda merdivenden düştüğü şeklinde cevap verdiğini, ancak sonradan öğrendiğine göre oğlu Süleyman'ın dövdüğünü belirtti.
Apartmanın girişindeki güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Süleyman Yücel'in kardeşleri İ.Y. ile U.Y.'yi de yanına alarak binadan çıktığını, kiraladıkları araç ile saat 08.10'da iş yerine gittiklerini, Süleyman'ın iki kardeşini işyerine bıraktıktan sonra 08.38'de geri gelerek tek başına eve girdiğini ve içeride 40 dakika kaldıktan sonra evden çıkarak aynı araçla Silvan ilçesine doğru hareket ederek teslim olduğu güne kadar izini kaybettirdiğini belirledi. Otopsi raporuna göre kadının uzak atış mesafesiyle öldürüldüğü bildirildi.
Mahkemede, Süleyman Yücel'in cinayetten sonra 6 ay boyunca gizlendiği ve teslim olduktan sonra cinayeti işlemediğini iddia etmiş olsa da, kamera kayıtlarına göre cinayet saatinde binaya tek başına giriş yaptıktan sonra geri çıkarak izini kaybettirdiği belirtildi.
Olaydan kısa süre önce annesi balkona kısa kollu tişörtle çıktığı için onu döverek gözünü morarttığı, alkol ve uyuşturucu madde kullanarak şiddet uyguladığı annesine “Seni öldürürüm” şeklinde tehdit ettiğinin tanık ifadeleriyle sabit olduğu vurgulandı.
Kısa kollu tişörtle balkona çıktığı için annesinin gözünü morartmış
Mahkeme, katilin cinayeti işlemek için evdeki kardeşlerini iş yerine götürdükten sonra tek başına eve gelerek annesini öldürdüğünün delilerle sabit olduğu yönünde kuşku bulunmadığını kaydetti.
Mahkeme, sanığın her ne kadar annesini öldüren kişinin kendisi olmadığını iddia etmiş olsa da, kaçarak uzun bir süre saklanması, kamera ve PTS görüntülerine göre, tek başına eve girip 40 dakika sonra çıkmış olması, cinayetten sonra kardeşinden başkasına ait bir hesaba para göndermesini istemiş olması, telefonlarını kapatması, bir cep telefoncuya giderek telefon istemesi ve dükkan sahibi tanığın ne olduğunu sorduğunda, “Şimdilik bir şey bilmesen iyi olur, saklanmam lazım” demesiyle cinayetin asli faili olduğunu vurguladı.
Sırf balkona kısa kollu çıktığı için annesini döverek gözünü morartması ve sürekli ölümle tehdit etmesi de dikkate alındığında savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu için, itibar edilmediğine dikkat çekildi.
Mahkeme sanığın olaydan sonra kaçarak 6 ay saklanmasıyla ilgili, “Hakkımda uyuşturucu kullanmaktan 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yakalama kararı çıkarıldığı için saklanıyordum” savunmasına karşı ilgili mahkemeyle yapılan yazışmada, yurt dışına kaçmasını gerektirecek bir durum olmadığı, ifade vermediği için hakkında yakalama kararı çıkarıldığı bildirildi.
Ayrıca uyuşturucu kullandığı için hakkında daha önceden yakalama kararı çıkarıldığı, ancak sanığın hiçbir kaçma girişiminde bulunmayıp annesinin öldürüdüğü gün kaçmaya karar vermesi ve bunu uyuşturucu davasıyla izah etmeye çalıştığı savunmasına da itibar edilemeyeceği ifade edildi.
Uykusunda öldürmüş
Mahkeme, sanığın annesiyle hiçbir konuşma ve tartışma yaşamadan yatak odasında uyuyan annesini uykuda öldürdüğünün kardeşlerinin ifadeleriyle de sabit olduğunu, otopsi ve ölü muayene raporunda herhangi boğuşma izine rastlanılmadığı için “Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak annesini öldürmek” suçunun sabit olduğunu vurguladı. Sanığın annesi olan maktulü öldürdükten sonra yargılama sürecinde suçunu inkar edip pişmanlık göstermediği için cezasında takdiri hiçbir indirim uygulanamayacağına kanaat getiren mahkeme, sanığı indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
Sanık kararın temyizi için istinaf mahkemesine başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi de, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun elde edildiğini, delillerin tartışılıp kesin, tutarlı, birbiriyle çelişmeyen verilere dayandığı için kararda bir isabetsizlik görülmeğinden başvurunun esastan reddine karar verip dosyayı nihai karar verilmek üzere Yargıtay'a gönderdi.