TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, yeni kabinenin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay’ın hala cezaevinde bulunmasına dair soru önergesi verdi. 14 Mayıs’ta yapılan Milletvekilliği Genel Seçimi’nin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 28. döneminde görev alacak isimler Genel Kurul'da yemin ederek görevine başlarken, TİP’ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay mazbatasını almasına rağmen cezaevinden tahliye edilmedi ve görevine başlayamayan tek milletvekili oldu.
“Yargıtay hukuka karşı suç işliyor”
Sera Kadıgil, soru önergesine ilişkin “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı açıkça hukuka karşı hile yapıyor ve suç işliyor. Can Atalay, Gezi Direnişi’nin intikamını almak için siyasi rehine olarak tutuluyor” ifadelerini kullandı. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu emsal kararlarının hatırlatıldığı ve milletvekilinin milleti temsil etme görevinin altının çizildiği önergede, “Anayasa’nın 83’üncü maddesinde Tutuklamanın koşulları ortadan kalkmış ve tutuklama kararıyla elde edilebilecek bir hukuki yarar kalmamıştır. Seçilmiş milletvekili olan Ş. Can Atalay hakkında Anayasanın 83. Maddesi dikkate alınarak; artık milletvekili olan kişi hakkında Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmemesi gerekmektedir. Öte yandan, yargının Anayasa’yı ihlal etmesi nedeniyle Hatay Milletvekili Can Atalay, Anayasa’nın 80’inci maddesinde kendisine verilen bütün milleti temsil etme görevini yapmaktan alıkonulmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Bakan Tunç’un cevaplamasını istediği sorular
Kadıgil'in Bakan Tunç’tan cevaplarını istediği sorular şöyle;
1. Can Atalay seçilmiş bir milletvekili olmasına rağmen TBMM’de görevine neden başlamamıştır?
2. Can Atalay’ın tahliye talebini hangi hükme dayanarak değerlendirilmemektedir?
3. Hukuk devleti ilkesine ve milletin iradesine karşı yargı yetkisini açıkça kötüye kullanan yargıçlar hakkında herhangi bir soruşturma başlatılacak mıdır?
4. Başvuru dilekçesi ve dosya 25 Mayıs 2023 tarihinden beri Yargıtay Savcılığı’nda bekliyor olmasına karşın ilgili daireye sevkinin yapılmamasının nedeni nedir? CMK m. 105 hükmü uyarınca 3 gün içinde karar vermesi zorunluyken savcılığın bu sarih maddeden kaçınmak için dosyayı bekletmesi hukuka karşı hile değil midir?