Özel haber: Halide Tonga

Çinli sosyal medya platformu TikTok’ta müstehcen görüntülerle birlikte maddi çıkar sağlayan fenomenlerin yaygınlaşması, toplumda tepkilere neden oldu. TikTok’un dünyanın birçok yerinde hızla kapanması Türkiye’de de gündeme geldi ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, TikTok temsilcilerini dinleme kararı aldı. Güvenlik zaafiyetine de neden olan TikTok platformu için birçok ülkede yasaklamalara gidildi. Avrupa Komisyonu ve NATO da dahil olmak üzere uluslararası hükümet organları, dünya çapındaki ülkelerdeki federal hükümetler gibi personelin kurumsal telefonlarında TikTok kullanmasını yasakladı.

Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, TikTok’un kapatılması, dijital bağımlılık, çocukların sosyal medyadan aldığı etkiler, ebeveynlerin ve çocukların dijital okur yazarlık becerileri üzerine Elipshaber’e değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Dilci’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Spotify aktif abone sayısı ve kazancını açıkladı Spotify aktif abone sayısı ve kazancını açıkladı

TikTok’u kapatmak kalıcı çözüm getirmez

TikTok’un kapatılması ile ilgili konuşulan iddialarla ilgili Prof. Dr. Dilci, şöyle konuştu:

“TikTok’un kaldırılması hepten bir çözüm üretemez bu olaya. Özellikle imajinasyon anlamında çocukların zihinsel dünyası 10-20 yıl yaş arası en çok muhatap kitlesidir, gelişimin dönemidir ve heyecansal dürtülerin en üst seviyede olduğu bir dönem. Bu çocukların kimlik ve karakter inşası, zihinsel kodların, yazılımın geliştiği bir dönemde bu tür içeriklere maruz kalmasının elbette sakıncalı yönleri var. Fakat bu tür uygulamalar insanların duygusal, pedegojik, sosyolojik ve kültürel yönden ihtiyaçlarına binaen doğmuş dijital mecranın bir eksiğini tamamlamak üzere oluşturulmuş bir sistem. Ancak bu sistemin istismara açık olması, özellikle içerik üreticilerin bu konuda karşı tarafın tutum ve davranışlarını organize edici ve arka planda onu destekleyici, şekillendirici, biçimlendirici yaklaşımları, subliminal mesajlar yoluyla gerçekleşebilmektedir.”

prof-dr-tuncay-dilci-6545454

Prof. Dr. Tuncay Dilci

Dijital okur yazarlığı artırılmış nesiller yetiştirmek önemli

“Ancak tam anlamıyla TikTok’u kaldırmak bir çözüm değil. Onu doğru kullanmayı öğretmek, dijital okur yazarlık yetkinliği artırılmış nesiller yetiştirmekle mümkündür. Dijital okur yazarlık dersleri ilkokul, liseden önce, okul öncesinde kazanımları ve davranışsal kültüre dönüşmeli. Aksi halde çocuklar ilerleyen zaman diliminde kendi duygusal evrilmelerine bağlı olarak zafiyet durumlarına göre bu içeriklerin kucağına düşebilmektedir.”

Ebeveynlerin dijital okur yazar olmaları birincil sorumluluğundadır

“Başta dijital bağımlılık olmak üzere, sorunlu dijital nesne ve içerik kullanımına ilişkin ebeveynlerin eğitilmeleri gerekir. Yani dijital okur yazarlık becerisi her ebeveynin bir yaşam pratiği ve kültürü haline gelmesi ve adeta kişiliklerinin ve karakterlerinin bir parçası haline gelmesi gerekiyor. Yani dijital mecralara eleştirel bakabilme yetisi tüm ailelerin bu konuda sorumluluk sahibi ve çocuklarına örnek olacak, rol model davanış sergileyecek tüm ailelerin adeta birincil sorumluluğudur diyebiliriz.”

Yalnızlık, yabancılaşma ve yozlaşma

“İçerik üretimi bağlamında asıl amaç birkaç kategoride şekillenmektedir. Bir tanesi manevi yönden, zihinsel işgali hızlandırmak. İkincisi, buna bağlı olarak kültürel yozlaşma, üçüncüsü kendine ve değerlerine yabancılaşma üzerinden şekillenmektedir. Yalnızlık, yabancılaşme ve yozlaşma yani 3 Y. Bu 3Y anlayışından hareketle insanların birey olarak içeriklerin sübvanse ettiği davranış kalıplarına dopamin, seratonin gibi sürekli kişiyi kısa sürede anlık hazlar sunan tatmin aracına dönüştürücü içerik üretmektedirler.”

Madde bağımlığına kadar giden bir süreç

“Bu içerikler zaman içerisinde her defasında bir üst seviyeye atlayarak doyumsuz bir kişilikle karakterize olan bir durum gerçekleşmektedir. Sonrasında kişi dopamin ihtiyacının daha fazla gereksinimini karşılayabilmek için madde bağımlılığına kadar evrilirken bu noktada zaten dijital bağımlılık aşamasını en üst seviyedede yaşamaktadır, yani kriz durumundadır. Arayışlarına sınır koyamıyor, dürtü bozukluğu yaşıyor, nörolojik problemler yaşıyor, duygusal problemler yaşıyor. Ksıaca birey her şeyine yabancılaşıyor ve kontrolden çıktığı bir dönemi yaşayabiliyor.”

Bilinaçaltına mesajlar veriliyor

“TikToklar üzerinden maddi kültür içerikleri üretilerek insanların iyne tüketim kültürünü yönetme, bu anlamda yüzeyselin derin, derinin yüzeysel gösterildiği içeriklerle kişi bir nevi ‘Tüketmiyorsan sen insan değilsin’ gibi bir ajite edici, dışlayıcı, kişiyi tecrit edici söylemler üzerinden bu örtük emsajlar, subliminal mesahlar verilmektedir. Veya ürün yerleştirme de örnek gösterilebilir. Örneğin, söylem biçimi önemlidir, reklamı düşünün, ‘Kirlenmek güzeldir’ diyor. Orada reklam aslında temizliğe vurgu yapıyormuş gibi görünüyor ama asıl söylemek istediği şey kirlilik kavramının bilinç altına yerleştirilmesi. Bilinçaltında ahlaki kirlilik var, diğer maddi bildiğimiz anlamda bir kirlilik ama asıl sorun zihinsel bir kirlilik. Bu kirliliği besleyen elbette ki en önemlisi yoğun bilgi bombardımanına maruz kalmış kişinin duyarsızlaşmasıdır. Duyarsızlaşan kişi hem değerlerine hem bireysel, karakteristik özelliklerine, hem toplumuna hem de kültürüne kısaca insana haiz her duruma karşı duyarsızlaşma ve yabancılaşma boyutundadır.”