Haber: Betül Vural
Tekstil sektöründe başlayan krizi değerlendiren Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, markalaşmanın önemine değindi. Ay, yabancı markaların ülkemizden siparişlerini çekmeye başladığını ifade etti. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerdeki tekstil faaliyetlerinden de bahseden Ay, ‘’Öz İplik İş Sendikası olarak deprem bölgesinde yer alan Malatya, Şanlıurfa, Gaziantep, Adana illerinde örgütlüyüz. Söz konusu süreçte sendikamız olağan üstü imkân ve çabayla bölgede üyelerinin yanında oldu’’ dedi.
‘’Deprem bölgelerinde üretim tekrar başladı’’
Deprem bölgelerinde üretimin tekrar başladığını aktaran Ay, ‘’Maalesef depremde çalışanlar hayatını kaybetti, emekçilerin evleri yıkıldı. Bazı üretim noktaları da depremden dolayı hasar aldı. Diğer yandan bu süreçte fabrikalar emekçilerin barınma ihtiyacını karşıladı. Ancak belirli bir süre atlatıldıktan sonra üretim bölgede tekrar başladı’’ diye konuştu.
‘’Tekstil sektöründe istihdam azalıyor’’
Tekstil sektöründe yaşanan ihracat kayıplarının sebeplerini açıklayan Ay, şunları kaydetti:
‘’İşkolumuz her yıl 20 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası veren bir sektördedir. İşkolumuzun 2022 ihracat toplamı TİM verilerine göre 36.4 milyar dolardır. Türkiye’nin yıllardır dış ticaret açığını en fazla oranda kapatan sektörün kan kaybı önemlidir. Yılın ilk yarısında düşüş 7,4’e ulaşmıştır. Türkiye 6 ayda 1 milyar 368 milyon dolar daha az para kazanmıştır.
Düşük fiyat rekabeti, ham madde fiyatları, döviz kurundaki dalgalanmalar, ticaret engelleri, moda ve tüketici tercihleri, içinde bulunduğumuz küresel ekonomik durum maalesef tekstil sektöründe ihracatta yaşanan kayıplara doğrudan veya dolaylı olarak sebep olmuştur.
İşkolumuzda istihdam azalmaktadır. SGK (4-A zorunlu sigortalı) verilerine göre 2023 Nisan ayı itibariyle, bir önceki yıl aynı aya göre istihdam kaybı 133 bin 922 kişidir. Bunun bir kısmı deprem, bir kısmı da EYT nedeniyle ayrılanlardan oluşmaktadır ancak şu bir gerçektir ki sektörde işten çıkarmalar yoğunlaşmıştır.’’
‘’Gelir vergisi, işçileri olumsuz etkiliyor’’
Artan vergilerin sektöre etkilerinden ve gelir vergisinin rolünden bahseden Ay, ‘’Gelir vergisi tarifesinde düzenleme hem vergi adaleti, hem de kısa vadede rekabetçilik sağlamak için gereklidir. Gelir Vergisi tarife artışının yıllar içinde düşük seyretmesi nedeniyle, imzalanan toplu sözleşmeler baskı altında kalmaktadır’’ ifadelerini kullandı.
Ay, sözlerine şöyle devam etti:
‘’Reel ücret artışını sınırlayacak şekilde hızla ikinci gelir vergisi tarifesine geçişler söz konusu olmaktadır. Bu durumun bir başka yansıması, işverenler ‘yüksek işçilik maliyetini’ bahane göstererek, yurt dışından ya sipariş almama ya da işleri kayıt dışılığın ve emek sömürüsünün yoğun olduğu mikro işletmelere yaptırma eğilimine girmiştir. Gelir vergisinin yüzde 65’inden fazlasının ücretlerden kesilen gelir vergisi olduğu bilinmektedir. Yapılan bir hesaplamaya göre, gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2005’ten bu yana sadece yeniden değerleme kadar artsaydı 2023 itibariyle 182 bin TL olması gerekiyordu. Oysa bugün 70 bin TL düzeyindedir. ‘’
‘’Yabancı markalar ülkemizden siparişlerini çekmeye başladı’’
Tekstil sektörünün kalkınması için gerekli olan markalaşma faaliyetlerinin önemine değinen Ay, ‘’Markalaşma, tekstil sektöründe rekabet gücünü artırmanın ve büyümenin önemli bir yolu olabilir, ancak uzun vadeli bir çaba ve yatırım gerektirir. Tekstil sektörünün kalkınması için markalaşma oldukça önemlidir’’ diye konuştu.
Markalaşmanın, ‘uluslararası pazarda tanınmanın bir yolu’ olduğunu belirten Ay, ‘’Ülkemizde yerli markalaşmayı ve verimlilik artışını önemsemekteyiz. Küresel büyüklükte bir giyim markamız bulunmamaktadır. İç pazarımız da büyüktür. Bu konudaki örneklerden biri spor giyimdir. Nüfusunun yüzde 15,2’si genç olan ve çok büyük bir iç pazarı bulunan ülkemizde ne yazık ki iç pazara hâkim güçlü bir sporcu giyim ürünleri markamız dahi bulunmamaktadır’’ şeklinde konuştu.
‘’İhracat için bölgesel ve küresel çapta çok sayıda markaya ihtiyacımız bulunmaktadır. Bunun için bir yol haritası oluşturmaya işçi kesimi olarak destek vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isteriz’’ diyen Ay, yabancı markaların Türkiye’den sipariş vermeyi bıraktığını dile getirdi.
Ay, ‘’Yıllardır uyarmamıza rağmen yerli markalaşma ve verimlilik artışı olmadığı, sadece ücret seviyesi ile rekabet yapıldığı için, büyük markalar daha ucuz ülkelere sipariş vermeye başlamıştır. Sayısallaşma ve yeşil dönüşümü kullanan bazı gelişmiş ülkeler de yeniden hazır giyime dönmektedir’’ diye konuştu.
Yerli büyük tekstil ve hazır giyim firmalarının başka alanlarda da önemli yatırımları olduğunu ifade eden Ay, sektörün Türkiye için önemini vurguladı. Ay, ‘’Küresel markaların Türkiye’den gidişi mevcut kapasitenin atıl hale gelmesi, yatırımların boşa gitmesi anlamına gelecektir. Kısa vadede markaların başka ülkelere gidişi önlenmelidir’’ diyerek sözlerini noktaladı.