Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen ve 9 işçinin göçük altında kaldığı toprak kaymasının tüm yönleriyle araştırılarak muhtemel maden kazalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı. Komisyon toplantıda, TÜRK- İŞ, HAK- İŞ ve DİSK temsilcilerini kabul etti. Toplantının girişinde konuşan Başkan Uslu, komisyonun maden kazasındaki ihmal süreçlerinde araştırmayı sürdürdüğünü belirterek, "Komisyon olarak benzer kazaların olmaması için alınması gereken tedbirler konusunu da araştırıyoruz. Diğer bir konu da, 'Önce insan, önce çevre, sonra güvenilir madencilik anlayışıyla sürdürülebilir ve güvenli bir madencilik politikası nasıl oluşturulabilir, bir madencilik mimarisi nasıl kurgulanabilir?' Bu konuda da çalışmalar yapıyoruz. Hazırlayacağımız rapor inşallah hem yasama organının hem yürütme organının bundan sonraki çalışmalarında önemli bir destek olacaktır. Güvenli ve sürdürülebilir madencilik politikalarımız kapsamındaki en önemli başlıklardan birisi kuşkusuz iş sağlığı ve iş güvenliğidir" ifadelerini kullandı.
'8 bin sayfadan fazla doküman komisyonumuza iletilmiş durumda'
Başkan Uslu, komisyonun kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı çalışmalara değinerek, "Komisyonumuz bugüne kadar yaklaşık 100 saate yakın bir toplantı ve görüşme gerçekleştirdi. Bunların içinde 2 günlük İliç ziyareti ve Balıkesir İvrindi altın madenine yaptığımız ziyaretler de var. 5 kamu kurumu, 4 üniversite, ruhsat sahibi şirketler ve farklı taraflar olmak üzere bugüne kadar 75 kişiyi dinledik. Tabii dinlemekle kalmıyoruz, sektörün paydaşlarıyla, kazayla, altın madenciliğiyle ilgili tüm paydaşlarla da bizim iletişimimiz, irtibatımız devam ediyor. Onlardan da farklı konularda taleplerini, önerilerini istiyoruz ve kendileriyle de iletişimimiz devam ediyor. Bugüne kadar bakanlıklar, yargı organları, firmalar, meslek kuruluşları ki bunların içinde odalar, sendikalar, STK'lar, dernekler, vakıflar ve üniversitelerden yaklaşık olarak 60'a yakın bilgi talebinde bulunduk ve bunların yaklaşık yarısı geldi ve gelmeye de devam ediyor. Bugüne kadar bize yazılı olarak bilgi sunan kurumların toplam oluşturduğu dokümanların bir kısmı burada arkadaşlar; ekler yok, eklersiz yaklaşık olarak 6 bin sayfa, ekleriyle beraber 8 bin sayfadan fazla doküman şu anda komisyonumuza iletilmiş durumda" diye konuştu.
'İliç'ten sonra 600 işçi daha hayatını kaybetti'
Komisyon, Başkan Uslu'nun açıklamalarının ardından ilk olarak TÜRK- İş sendikası yetkililerini dinledi. Sendikanın Sosyal Güvenlik Danışmanı Barış İyiaydın, "İliç’ten sonra 600 işçi daha hayatını kaybetti ortalama olarak Türkiye’de. Türkiye’de her gün iş kazası ve meslek hastalıkları sonucunda ortalama 4 işçi hayatını kaybetmekte. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 2023 yılında yayınlamış olduğu bir rapor var. Bu raporda yılda 3 milyona yakın işçinin iş kazası ve meslek hastalıkları sonucunda hayatını kaybettiği tüm dünyada ifade edilmekte. Kamuoyundaki bilginin aksine, iş kazalarından ziyade meslek hastalıklarıyla gerçekleşen ölümler 6 kat daha fazla. Türkiye’de meslek hastalıklarıyla gerçekleşen ölümler maalesef geri planda kalıyor. Ancak bunların sayıları iş kazaları sonucunda meydana gelen ölümlerden daha fazla. Sosyal Güvenlik Kurumunun resmi verilerine göre Türkiye'de 2022 yılında 588 bin iş kazası gerçekleşti ve bu iş kazaları sonucunda da 953 işçi meslek hastalığına yakalandı, 1517 işçi hayatını kaybederken, 8 işçi de meslek hastalığından dolayı hayatını kaybetti. SGK kayıtlarına yansımayan, kayıt dışında çalışan ancak iş kazası geçiren işçilerin de olduğu bilinmekte. Bu boyutuyla baktığımızda Türkiye'de iş kazalarına uğrayan işçi sayısı oldukça yüksek" dedi.
'Tek bir işçi kardeşimiz 'burada çatlak var' demedi'
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Şube Müdürü Yıldırım Beyazıt Çetin ise altın madeninde örgütlenen sendika olduklarını belirterek tarafının işçiler olduğunu kaydetti. Çetin, "Her cuma günü bizzat İliçli yöneticilerin ve temsilcilerimin katıldığı iş güvenliği toplantıları yapılır. Kendim de zaman zaman İliç’te olmuş olduğumda fiili katıldım ve çoğu toplantıya da online katılırım. Toplantılarımızda bugüne kadar yığın liçiyle ilgili ya da büyük bir olayla ilgili bir şikayet ne temsilcilerimize gelmiştir ne o toplantılarda konu olmuştur maalesef. Bize işçi kardeşlerimizden bir tane yazılı ya da sözlü, 'Burada çatlak var' denmedi. Ama olay olduktan sonra artık açıklamalar değişiyor. 'Biz demiştik, patlayacaktı.' Evet, deniyor ancak benim temsilcilerim orada çalışıyor. Benim temsilcilerimden şu anda 2 kardeşimiz şehit oldu" ifadelerini kullandı.
'2021'deki siyanür kazasından sonra hangi denetimlerin yapıldığı soru işaretimiz'
Komisyon, bir süre toplantıya ara verdi. Verilen aranın ardından yeniden toplanan komisyon, HAK- İŞ Konfederasyonu yetkililerini dinlemeye başladı. HAK İş Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Hamdi Abdullah Koçoğlu ise meydana gelen maden kazasına ilişkin sendikanın tespitlerini dile getirerek, "Liç yığınının yüksekliğinin 8 kat olması gerekirken 20 kat yapılması ve yapılan sulama tonajının fazlalığı, toprağın kirli olup suyu hapsetmesi, eğimli arazi gibi sebeplerle çamurlaşan toprağın kaymaya sebep olması. İkincisi, liç yığınının oluşumu sırasında ilk yıllarda suyla beraber çimentonun basılıyor olması, daha sonraki yıllarda ise hem maliyetlerden hem de çözeltinin düşmesinden kaynaklı sebeplerle çimento basma işleminin kesilmesi. Üçüncü olarak, liç yığınında oluşan çatlaklara aldırmadan üretime devam edilmesi. Dördüncü olarak, iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinin pandemiden beri yani 2020 yılından itibaren yüz yüze yapılmamış olması. Örneğin, bu madende iki yıl önce bildiğiniz üzere bir siyanür borusu patladığı ortaya çıktı. Her ne kadar en üst sınırdan bir idari para cezası verilmiş olsa da sonuçta burada birtakım eksikliklerin olduğu, bu maden ocağında birtakım ihmallerin oluşabileceği, bu siyanür borusunun patlamış olmasıyla bir nevi açığa çıkmış oldu. Bu patlamadan sonra hangi denetimlerin yapıldığı ve hangi tedbirlerin alındığı da aslında bizim soru işaretimiz" diye konuştu.
'3 yılda yapılacak üretim 10 ayda yapılmaya çalışıldı'
Koçoğlu sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
"Beşincisi ve en önemli sebeplerinden bir tanesi de üretim baskısının olması, üç yılda yapılacak üretimin 10 ayda yapılmaya çalışılmış olması. Bu tabii neye sebep veriyor? İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin bir anlamda hiçe sayılması anlamına gelip kazaları da bu üretim baskısı neticesinde beraberinde getirmesi gibi bir durumla karşılaşmış oluyoruz. Peki, çözüm olarak biz ne getiriyoruz? Özellikle çalışma yapılan altın madeninde yığın liçinin, yığının olduğu alanlardaki ıslatmalardan dolayı çatlakların ve çökmelerin bölgedeki sismik tarama cihazlarının aktif olmasıyla günlük verilerinin alınması, sürekli kontrol edilmesi, sıklıkla bakımlarının yapılması, olumsuz bir durum gözlendiğinde rapor edilerek bildirilmesi. Mevcut iş yerinde de zaten bir sismik tarama cihazının yeterli olarak kullanılıp kullanılmadığı, günlük olarak buradan veri alınıp alınmadığı, alındıysa buna ilişkin bir tedbir olarak ne alındığı, bunlar da aslında Komisyon tarafından bence sorgulanması ve araştırılması gereken hususlar olarak ön plana çıkıyor."
Komisyon, DİSK sendikasını dinlemek üzere yeniden toplanacak.