TBMM Genel Kurulu, 'Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde; AK Parti, CHP ve DEM Parti arasında tartışma çıktı. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "İzmir yangınında 5 kardeş yaşamını yitirdi. Bu kardeşlerin isimlerini size okumak istiyorum unutmayın diye, Fadime Nefes 5 yaşında, Funda Peri 4 yaşında, Aslan Miraç 3 yaşında, Masal Işık 2 yaşında ve Aras Bulut Akcan 1 yaşında. Anne ihmalden gözaltında ama siz o evi gördünüz mü? Esas ihmalde bulunan sizlersiniz, keşke fırsat olsa da sizi ihmalden gözaltına alsak çünkü ihmalinizin belgesi nerede mi? İşte bütçede, Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Neyi ihmal ettiğiniz için o çocuklar yanarak can verdi biliyor musunuz? Bütçeden o çocuklara para ayırmak yerine kaynakları silaha ayırdığınız için, bütçeden o çocuklara kaynak ayırmak yerine, yoksullukla mücadele etmek yerine o kaynakları sermayeye ayırdığınız için. Belgesi bütçede, gidin, bakın; sermayenin 3 trilyon lira vergi borcunu siliyorsunuz, sonra da anne gözaltında. 'Annenin ihmalinden çocuklar öldü', hayır, sizin ihmalinizden bu ülkede çocuklar ölüyor ve o çocuklara bir öğün yemeği çok gören zihniyet sermayeye 3 trilyon lirayı peşkeş çekebiliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu ihmalin sorumlusu bu iktidardır, bu iktidarın aslında ekonomi politikalarıdır" ifadelerini kullandı.

'Sosyal devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz'

Ardından Genel Kurul'da söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise İzmir'de yaşanan yangın ile ilgili, "O evin ben üzülerek resmini göstermek istiyorum. Bu resmi gösterirken büyük acı çektiğimi de bilmenizi isterim. Ama bu devirde, bu dünyada 5 çocuğun böylesine bir şekilde, böylesine bir yoksulluk içerisinde ve ihmal sonucunda yaşamını yitirmesi asla kabul edilemez. Burada her birimizin sorumluluğu olduğunu, her birimizin yapabileceği bir şeyler olduğunu, hele hele bu Mecliste görev yapan her bir milletvekiline görev düştüğünü bilmek zorundayız. Elbette ki ülkeyi yönetenler iktidar partisi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iktidar partisinde. Mutlaka yapılması gerekenler var, eksik yapıldığı çok belli ama bugün burada, bir tartışmayı, bir suçlamayı, bir eleştiriyi büyütmek yerine şu resim karşısında vicdanları ayağa kaldırıp, elimizi uzatıp gerçekten ne yapılması gerekiyorsa yapalım demek gerekiyor. CHP Grubu olarak özellikle bütçe çalışmaları yaptığımız bu süreçte, bu tip çocuklara ve ailelere mutlaka sosyal yardımların ulaştırılması, bu çocukların mutlaka koruma altına alınması ve ülkemizdeki derinleşen yoksulluğun mutlaka giderilmesi için, sosyal devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi için neler yapılması gerekiyorsa tek tek yapılması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Dervişoğlu: Şiddetin önlenmesi, ertelenemez ve ihmale gelmez bir insanlık görevidir Dervişoğlu: Şiddetin önlenmesi, ertelenemez ve ihmale gelmez bir insanlık görevidir

'Meclis olarak, kurumların elini güçlendirmeliyiz'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise çocukların evde yalnız bırakılmasının anlaşılabilir olmadığını kaydederek, "Şimdi, bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalara baktığımız zaman şunu görüyoruz. Ailenin babası hapiste, 8 yıl hapis cezası almış, annenin maalesef pek çok suç kaydı var ve Aile Bakanlığı, kaymakamlık üzerinden bu konudan haberdar olmuş. Yani bu çocukların gerekli özenle bakılmadığını görmüş, belediyede görmüş. Nihayetinde, çok yakında bir tarihte, 9/1/2024 tarihinde, Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak bu çocuklarla ilgili olarak hem sağlık konusunda hem de ailenin genel olarak bir danışmanlık alması üzerine bir karar çıkmış. Bu vesileyle de Aile Bakanlığı tam 18 defa bu ailemizi ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerde aileye sağlık konusunda yardımcı olunmuş, mali destekler verilmiş; burada rakamlar da var, aylık düzenli olarak destek verilmiş aileye, kaymakamlığın verdiği destek dışında destekler verilmiş. Fakat tüm bunlara rağmen yani belediyenin, kaymakamlığın, bakanlığın, mahkemenin verdiği özene, alakaya rağmen bu sonuç hasıl olmuş. Aile Bakanlığı çocukların yeteri kadar bakılamadığını gördüğü için, bu çocukların tamamını, 5'ini de devlet korumasına almayı aileye önermiş fakat aile bu talebi reddetmiş. Şimdi, buradan bizim şunu yapmamız gerekiyor: Bu tarz bu konumda olan aileler için biz Meclis olarak nasıl bir düzenleme yapmalıyız? Yani eğer aileler buna müsaade etmiyorsa bunun karşısında devletin, kamu kurumlarının, bakanlıkların elini güçlendiren bir düzenleme yapmamız gerekiyor" dedi.

'18 defa gittiğiniz için mi öldü bu çocuklar?'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamaları üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gitmesi, 18 defa görüşmesi, kurumsal işleyişe yönelik çalışmaları bir tarafa, çocuklarını vermek istemeyebilirler. Yani siz gideceksiniz, illaki zorla mı çocukları alacaksınız, işte zihniyet burada zaten sorun olarak karşımıza çıkıyor. Önemli olan, yerinde onların sosyal yaşamı içinde ve yoksullukla baş edebilmiş bir şekilde o ailenin korunması. Hani hep lafa gelince, 'Ailenin bütünlüğü, ailenin bütünlüğü' aklınıza soyadında mı geliyor? Ailenin bütünlüğü, sosyal yaşam meselesinde karşınıza çıkmalı. Yoksullukla mücadele edecek bir programınız var mı sizin? Yok. Siz o evi gördünüz mü hiç? O ev gibi evlerde yaşayan yüz binlerce çocuğumuz var. 4 milyon aile yoksulluk sınırı altında sosyal yardım alıyor. Dolayısıyla Türkiye'deki fotoğraf budur. Bu fotoğrafa doğru yerden yaklaşıp neden sonuç ilişkilerini doğru koyup yoksullukla mücadele edersek çocuklarımızın yaşamlarını kurtarabiliriz. Aksi halde, burada her seferinde ölen çocukların arkasından ağıt yakan anmalarla günümüzü geçirmeye devam ederiz. Sorun budur, bu sorunu çözecek misiniz, çözmeyecek misiniz? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gitmiş de görmüş de incelemiş de, 18 defa oraya gitmiş. 18 defa gittiğiniz için mi öldü bu çocuklar?" değerlendirmesinde bulundu.

'Bakanlık yıl içerisinde aileye, 110 bin 705 lira destek verdi'

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli'ye cevaben söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Ben bilerek yapılan destekleri söylemedim, ailemize bir yıl içerisinde 110 bin 705 lira Bakanlığımız tarafından, kaymakamlık üzerinden de 9 bin lira civarında. Ayrıca, elektrik tek tek, kalem kalem var, desteği verilmiş, başka destekler verilmiş fakat şu var: Aile tüm bunlara rağmen çocuklarına kendi bakmayı tercih etmiş. Biz şunu görüyoruz, kimsenin çocuğunu zaten zorla alma kastı yok. Bakınız, eğer öyle olsaydı başka bir. Öyle bir imkan da yok zaten ama şu da var, burada annenin de hayat tarzı işte acılı günde söylemek istemiyorum. Yani annenin de çocuklarına bakmayla ilgili bir meselesi varsa bununla alakalı hep çağrıda bulunuyorum, yani hep beraber ortak yeni bir sistem üzerinde konuşalım diyorum. Yani siz dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi bir paraya bağlıyorsunuz. Yani bütün mesele, bu problemlerin olmasının sebebi parasal sebepler mi?" diye sorarken DEM Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli, 'Evet' yanıtını verdi. Özlem Zengin bunun üzerine, "Değil. Bunun altında başka sebepler var. Konuşalım yani onları da arka tarafta size izah edeyim. Yani ailenin içerisinde olan başka problemler de var. Bu kadar acılı bir günde dönüp dolaşıp bütün meseleyi sadece paraya bağlanmanızı hakikaten anlamakta zorlanıyorum" ifadelerini kullandı.

'Paraya bağlayan sizsiziniz'

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamaları üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Biz hiçbir şeyi paraya bağlamıyoruz, paraya bağlayan sizsiniz. İşte bütçeniz orada, paradan başka bir şey yok, bütün hesaplarınız parayla ilgili. Sermayeye vergi indirelim, ona teşvik verelim, müteahhitlere ödememiz aman aksamasın, halkın üzerine vergi yükleyelim, her şey para; sermayenin partisi olduğunuz için böyle, halkın partisi olsanız sosyal meseleleri toplumsal barış içinde çözersiniz. Dolayısıyla, mesele, '130 bin lira verdik', '30 bin lira daha verdik.' İşte, paraya bağlamışsınız; onu söylemeyin. Sosyal adaleti sağlayın, gelir dağılımını düzeltin, mesele bu. Paraya bağlayan sizsiniz. Bu paranın etkisinden kurtulsanız belki de bu meseleleri çözeceğiz" diye konuştu.

'Meclisçe el koyalım, böylesine acılar yaşamayalım demeniz gerekmez mi?'

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise yaşanan olaydan ders alınması gerektiğini ve iktidarın bu sorunları çözmekle yükümlü olduğunu söyledi. Emir, "Biz her yıl sürekli buraya geliyoruz, getiriyoruz; şu yoksulluğu, derin yoksulluğu araştıralım, el atalım diyoruz. Türkiye'de 8 milyon kişinin aylık geliri asgari ücretin üçte 1'inden daha az, bir kuruş sosyal güvenlik primi ödeyemiyor. Dolayısıyla, buralara bakıp, 'Buralarda hepimizin sorumluluğu var, buraya Meclisçe el koyalım, bu sorunları çözelim, bir daha böylesine acılar yaşamayalım' dememiz gerekmez mi? Ve buradaki en büyük sorumluluk iktidar partisine düşüyorken dönüp burada hiçbir şey yapmamayı kabullenemiyoruz. Gelin, bunu bir fırsata çevirelim, kuralım bir araştırma komisyonu, hep beraber bu konuyu tartışalım" dedi.

'Sadece konuşmak için verilen önergeleri reddediyoruz'

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'e cevaben söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Anlaşılmak ne kadar zor hakikaten. Diyor ya, 'Anlam arayışı', yani hayattaki en önemli şey anlaşılmak. Ben de tam böyle söylüyorum, tam" derken araya giren CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Niye reddediyorsunuz Sayın Başkan? Reddetmeyin o zaman önergelerimizi" dedi.

Özlem Zengin bunun üzerine, "Neyi reddetmişim, anlamadım ben. Beraber yapalım diyoruz beraber yapalım; bunu söylüyoruz. Sadece konuşmak için verilen önergeleri reddediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'Meclis araştırma komisyonu kurulması gerekirse kuralım'

Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ise "Biz Özlem Hanım'ı anladık, onu ifade edelim öncelikle. Tabii, yiğidi dövelim de hakkını da verelim. Şimdi, burada iktidar partisinden bence güzel bir teklif geldi, önemli bir sorunda, 'Bunu masaya yatıralım, birlikte bir çözüm yolu bulalım' gibi değerli bir teklif geldi. Biz bunu önemsiyoruz, bu konu önemli; bu anlamda Meclis araştırması komisyonu kurulması gerekiyorsa komisyon kuralım, kanun çalışması yapılması gerekiyorsa birlikte yapalım. Ben bu anlamda bu teklifi değerli bulduğumu ifade ediyorum. Özlem Hanım'ı da anladığımızı tekrar ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kaynak: DHA