İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, "Kendi benliğimize ve kültürümüze sarılmak, milli ve manevi değerlere önem vermek, topluma ve aileye gerçek demokrasiyi yerleştirmek, bilgi çağını yakalamak, Türk aile yapısını kurtaracaktır." dedi.
İYİ Parti milletvekilleri, Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim Bakanlıklarının 2024 yılı bütçeleri üzerinde TBMM Genel Kurulunda söz aldı.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, merkezi yönetim bütçesinden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı için 334 milyar lira ayrıldığını belirterek, "2024 yılı bütçesinde faiz giderleri 1 trilyon 254 milyar lira olarak karşımıza çıkmaktadır ki bu rakam Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ayrılan bütçenin neredeyse 4 katıdır." ifadesini kullandı.
Güçlü birey ve ailenin, güçlü devletin olmazsa olmazı olduğunun altını çizen Taş, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 41'inci maddesinin de aileyi Türk toplumunun temeli kabul ettiğini vurguladı.
Ailenin toplumun huzur ve refahının teminatı ve toplumu oluşturan en temel birim olduğunu kaydeden Taş, her milletin kendine özgü bir aile yapısının olduğunu, Türk aile yapısının da kendine özgü özellikleri bulunduğunu, büyük bir kutsallık atfedilen Türk aile yapısının da tarihsel süreç içerisinde el üstünde tutularak desteklendiğini ve korunduğunu dile getirdi.
Ailenin yapı taşının kadın olduğunu ifade eden Taş, kadının güçlü olduğu yerde ailenin de güçlü olacağını söyledi.
Çocuklara yönelik istismarı önlemeye ilişkin adımları da yeterli bulmadığını dile getiren Taş, "Kanun ve mevzuatlar var olduğu halde bile kadın ve çocuk istismarını azaltamamızın sebebi yürütmede bu konuda etkin bir organizasyon yapısı kurmamamızdan kaynaklanmaktadır. Bunun için, Bakanlık bünyesinde bir kadın ve çocuk istismarı araştırma kurumu gibi bir kurum kurmayı burada görüşelim. Böyle bir kurumu bütçelendirip kadın ve çocuklarımızın istismarını araştırma ve önlemeyle yetkilendirelim." şeklinde konuştu.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, bireyin, ailenin ve toplumsal değerlerin korunması, güçlendirilmesi, geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmakla sorumlu olduğunu belirtti.
Arslan, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verildiğini ancak kadın hakları konusunda bugün gelinen noktanın içler açısı olduğunu ifade ederek, "Kadına yönelik şiddet ve cinayet vakaları sürekli artıyor. Sosyal bir yara haline gelen bu konunun üzerinde titizlikle durulması gerekiyor. Kadınların en fazla şiddete ve cinayete maruz kaldığı ülke konumunda olmamız, hükumet yetkililerinin bu konuda eksikliklerini göstermektedir. Bu konu, tüm boyutlarıyla ele alınmalı, şiddet ve cinayetin son bulması için somut bir yol haritası ortaya koyulmalıdır." dedi.
Kadının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal haklar anlamında hak ettiği noktaya gelmesinin, ailenin de güçlenmesi olduğunu vurgulayan Arslan, "Kadını güçlendirmek ailenin temelini güçlendirmektir. Kültürel ve toplumsal yapının temeli aile kurumudur. Kendi benliğimize ve kültürümüze sarılmak, milli ve manevi değerlere önem vermek, topluma ve aileye gerçek demokrasiyi yerleştirmek, bilgi çağını yakalamak Türk aile yapısını kurtaracaktır." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat ise eğitim sisteminde yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin getirildiğini ancak bu konudaki önerilerin dikkate alınmadığını öne sürdü.
Eğitimde fırsat eşitliğinin giderek yok olduğunu, öğretmenlerin maddi ve manevi büyük sıkıntılar yaşadığını, nitelikli okul sayısında ise bir artış olmadığını aktaran Sunat, "Olan kime oluyor? Çocuklarımıza oluyor. 23 milyonu aşkın çocuk nüfusumuz var. Ekonomik krizle birlikte yoksulluk en çok kadınlara ve çocuklara vuruyor. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu kahvaltı yapmadan, yemek yemeden okullarına gidiyor." dedi.
Günümüzdeki eğitim kurumunun baş unsurunun öğretmen olduğunu belirten Sunat, "Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlardan mezun veriliyor; ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç, atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet'in 100'üncü yılında 100 bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin." ifadesini kullandı.
Şenol Sunat ayrıca, Andımızın okullarda tekrar okutulması, taşımalı eğitim sisteminin kaldırılması ve köy okullarının da yeniden açılması gerektiğini savundu.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu ise eğitim sisteminin iflas ettiğini belirterek, eğitimin niteliksel değil niceliksel büyüyen bir yapıya dönüştüğünü söyledi.
Türkiye'de 208 üniversite olduğunu ve son 20 yılda üniversitesi olmayan ilin kalmadığını ifade eden Türkoğlu, "Keşke bu durumu alkışlayabilseydik. Oysa ne vadetmiştiniz? Hemen 2023 seçimlerinden önce ve bundan önceki vaatlerinizde olduğu gibi 'Dünyada ilk 500'e giren üniversite sayımızı en az 10'a çıkaracağız' dediniz ama şu an sadece 3 üniversitemiz var. Diplomalı işsizler ordusu yaratan üniversitelerimizin sayısıyla övünmeye değil nitelik sorununu tartışmaya ihtiyacımız var." dedi.
Türkiye'nin asıl beka sorununun milli eğitimde toplumsal bir bütünlük sergileyememesi olduğunu ileri süren Türkoğlu, "Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay her yıl düşüyor. 2002 yılında yüzde 17'ydi, şimdi yüzde 9'a gerilemiş; bakış açınız bu. Aslında AK Parti'nin topyekun milli eğitim politikası öğrenci yetiştirmek üzerine değil seçmen yetiştirmek üzerine kurgulanmış bir eğitim politikasıdır." sözlerini sarf etti.
Türkoğlu'nun konuşması sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e yönelik eleştirilerde bulunması üzerine Bakan Tekin yerinden, "Helal olsun, iyi şov yapıyorsun yalan..." diyerek tepki gösterdi.
"Kara propagandayı kınıyorum"
Türkoğlu'nun konuşmasını bitirmesinin ardından AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin söz isteyerek, Türkoğlu'nun AK Parti'nin eğitim politikasının seçmen yetiştirmek üzerine kurgulandığı yönündeki sözlerine cevap verdi.
Zengin, Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet, Saadet Partisine ve TBMM'ye başsağlığı diledi.
AK Parti grubuna yönelik saldırılar karşısında ayağa kalkarak söz talebinde bulunduğunu söyleyen Zengin, "Doğrusu, bugün bu konuya girmeyi düşünmüyorum ama o gün de hatip konuşurken hayat enteresan yine siz kürsüdeydiniz, yine arkadaşlarımız böyle oturuyordu. Bir anlaşmamız var biliyorsunuz. Bütün gruplar, parti grupları sözünü bitirdikten sonra öyle söz alıyoruz, bugün de öyle yaptık fakat o gün bir başka konuşma da olacağı için ben yanınıza gelerek söz talebinde bulundum, hatip konuşmasını bitirirken, kendisi de kürsüdeyken ayağa kalktım ve söz istedim." ifadesini kullandı.
Bitmez'in kürsüde fenalaştığı gün medyada hakkında birçok iddianın gündeme getirildiğini aktaran Zengin, "Ben AK Parti Grup Başkanvekiliyim. Burada bütün arkadaşlarımız her şeye şahitler. Biz Grup Başkanvekillerini vazifesi aynen şu an olduğu gibi bize yapılan, hacmini aşan ve itiraz ettiğimiz konulara cevap vermektir. Bu konuyla alakalı konuşmalarımı, izahlarımı daha sonraya bırakacağım, muhakkak suretle bu konuyla ilgili söz söyleyeceğim ama kamuoyunda hassaten farklı fotoğraflar da kullanılarak yapılan kara propagandayı burada kınıyorum. Benim ayağa kalkmam aynen şu an olduğu gibi hatip kürsüdeyken kendisiyle ilgili söz girişi yaparak sizin bilginiz dahilinde grubumuz adına cevap vermek içindir. Şu anda hatip yerine oturduğu için bir sorun yok, hayatın olağan akışı böyle. Bu Genel Kurulda binlerce kez laf atılmıştır, çok ağır konuşmalar işitilmiştir ve biz bunlara cevap vermek için buradayız." şeklinde konuştu.
Zengin, AK Parti'nin amacının iyi seçmen yetiştirmek olduğu iddialarına de tepki göstererek, şunları söyledi:
"Gençler AK Parti'ye oy vermiyor ki bu da yalan. Eğer seçmen yetiştirmek için uğraşılıyorsa ve sizin tezinize göre gençler AK Parti'ye oy vermiyorsa bu tenakuz nereden doğuyor? Şu anda Türkiye'de anaokulundan başlayarak 19 milyon öğrenci eğitim görüyor, bunun 16 milyonu devlet okullarında okuyor, özel okullarda okuyan çocuklar da 1 milyon 578 bin. Türkiye’nin en önemli okullarına baktığınızda burada okuyan çocukların devlet okullarından gelen, Anadolu’dan gelen çocuklar olduğunu göreceksiniz. Kim okuyor Boğaziçi'nde, kim okuyor ODTÜ'de, kim okuyor bahsettiğiniz parlak okullarda? Annesi, babası çalışan, işçi, bu ülkenin gariban insanları okuyor, bizim hayatımız da buna şahittir; biz de oralardan gelmiş insanlarız."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise "Meclisin birinci partisi olarak sizin Sayın Bakanı savunmak gibi bir mükellefiyetiniz yok. Sayın Bakan burada oturuyor, eleştirileri dinliyor. Sayın Bakan sabredemeyince sizdeki sabırsızlığı anlıyorum. Biz muhalefet partisiyiz, eleştirilerimizi elbette ki yapacağız; siz de cevap vereceksiniz kürsüyü kullanarak; Sayın Bakan da yine kendisine yapılmış eleştirilere kendisine tanınmış zaman sınırında kalarak cevap verecek." ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ise şunları kaydetti:
"Özlem Hanım konuşmasında, geçen gün burada yaşanan talihsiz olayla ilgili kendisine karşı yürütülen kara propagandaya tepki göstermiş. Biz de bir şey ispat edilmeden birisine bir şey isnat edilmesini doğru bulmayız, bunun özellikle altını çizelim ancak bir gerçeklik var ki... Meclis tutanaklarına da bu gerçeklik girmiştir.
AK Parti sıralarından çok talihsiz bir söz, sayın milletvekilimiz yere düştükten sonra yapılmıştır, sarf edilmiştir ve bu söz AK Partililerin üzerinde bir zan olarak durmaktadır. Bunu uydurmuyoruz, bu söz tutanaklarla sabittir ki AK Parti sıralarından gelmiştir. Bizim beklentimiz şudur: 'Evet, bu söz bir arkadaşımız tarafından söylenmiştir, yanlıştır ama kamuoyundan özür diliyoruz' denmesini kabul ediyoruz ya da arkadaşı çıkarsınlar, arkadaş kamuoyuna bir açıklama yapsın, bu zan da AK Parti üzerinde kalmasın."
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise "Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde ve buraya gelen bakanların içerisinde en çok eleştiriyi hak eden bakan Milli Eğitim Bakanıdır. Gerek müsteşarlık gerek rektörlük gerekse de Bakanlık döneminde çok tartışılacak, toplumun vicdanını rencide eden, üzen kararlar alınmıştır; Andımız kaldırılmıştır. Rektör olma şekilleri bu ülkede belki yüz yıl tartışılmalıdır; kendisine ait yasa çıkarılmıştır, milletvekili bunu sormayacak mı? Andımız'ı neden kaldırdığını sormayacak mı?" diye sordu.
Başarır'ın konuşması üzerine tekrar söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'ya konuşması süresi konusunda tepki gösterdi.
Karaca ve Zengin arasında yaşanan sözlü tartışma üzerine birleşime 15 dakika ara verildi.