4. Uluslararası Model İslam İşbirliği Teşkilatı Liseler Zirvesi, "Haklı Filistin Davası: Kalıcı ve Adil Barışın Tesisi" ana temasıyla Şişli'de bulunan bir otelde düzenlendi. Düzenlenen zirvenin kapanış programına; TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile birlikte Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, İstanbul Valisi Davut Gül ve protokol üyelerinin yanı sıra birçok farklı ülkeden gelen öğrenciler de katıldı. Zirve, Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasıyla devam etti. Ardından katılımcılara geçmiş dönemlerde gerçekleşen zirvelerden görüntüler izletildi. Zirvenin kapanış konuşmasını gerçekleştiren TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Şu anda dünyada İsrail'in bu pervasız tutumlarının arkasındaki en önemli neden, en önemli güç ne İsrail'in askeri gücüdür, ne İsrail'in yani uluslararası Siyonizm'in sahip olduğu finansal güçtü, ne dünya medyasındaki hakimiyetidir, ne de arkasında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bazı batılı devletlerin vermiş olduğu destektir. Üzülerek ifade ediyorum ki İslam dünyasının içinde bulunduğu durum kararsızlık, dağınıklık ve çaresizlik, İsrail'in ve Siyonizm'in arkasındaki en önemli güçtür" dedi.
Zirvede konuşan Kurtulmuş, "Öncelikle herhangi bir şekilde stratejik adım atabilmek için soruyu doğru bir şekilde sormak, doğru soruyu sormak ve doğru zamanda sormak en önemli üç temel meseledir. Görüyorum ki bu toplantıda iki tane doğru soru, hem de fevkalade önemli, doğru bir zamanlama içerisinde sorulmuştur. Bunlardan birisi haklı Filistin davamızın başarıya ulaşabilmesi için neler yapmamız lazım, nasıl hareke etmemiz lazım? İkincisi ise Filistin davası özelinden daha genele doğru çıkartarak dünyada kalıcı ve adil bir barışı nasıl sağlayabiliriz? Bunun için neler yapabiliriz? Bu soruların cevaplandırılabilmesi için dört tane kısa konuda yoğunlaşmak gerekiyor. Bunlardan birincisi İslam dünyasının birlik ve beraberliğidir. Hem Kudüs davasının kalıcı bir başarıya ulaştırılabilmesi, hem de yeryüzünde adil ve kalıcı bir barışın temin edilebilmesi için en önemli meselelerden birisi İslam ülkelerinin, İslam dünyasının kendi arasında birliği ve beraberliği sağlamak mecburiyetidir. Bugün dünyanın jeostratejik olarak en önemli bölgesinde bulunan, Fas'tan Endonezya'ya kadar olan geniş bir coğrafyada, yaklaşık bir buçuk milyarlık nüfusuyla dünyanın en önemli kaynaklarına sahip olan İslam dünyasının içinde bulunduğu durum ne yazık ki yürekler acısıdır. Zaman zaman haklı olarak gençlerimiz başta olmak üzere şu soruyu bir feryat şeklinde bütün dünyaya soruyoruz; Nerede Birleşmiş Milletler? Nerede Avrupa Birliği? Nerede insan haklarından bahsedenler diye sorularımızı tekrarlıyoruz. Bu soruyu tabii ki soracağız ama önce şu soruyu da sormak zorunda değil miyiz? Nerede İslam İşbirliği Teşkilatı? Nerede anlı şanlı İslam ülkeleri? Filistin davasında ne yapıyorlar" diye konuştu.
İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin önemine değinen Kurtulmuş, "Filistin davası bir günde bu noktaya gelmedi. Şu anda dünyada İsrail'in bu pervasız tutumlarının arkasındaki en önemli neden, en önemli güç ne İsrail'in askeri gücüdür, ne İsrail'in yani uluslararası Siyonizm'in sahip olduğu finansal güçtü, ne dünya medyasındaki hâkimiyetidir, ne de arkasında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bazı batılı devletlerin vermiş olduğu destektir. Üzülerek ifade ediyorum ki İslam dünyasının içinde bulunduğu durum kararsızlık, dağınıklık ve çaresizlik, İsrail'in ve Siyonizm'in arkasındaki en önemli güçtür. Öncelik bu durumu ortadan kaldırmak, kararlı iş birliklerimizi arttırarak birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bu anlamda Irak'ın işgaliyle birlikte başlayan süreçle aslında İslam dünyası, hem Ortadoğu'da hem geniş İslam dünyasında yeni bir dönemin içine girdi. Maalesef bu dönem böl, parçala ve yönet siyasetinin en acımasızca uygulandığı bir dönem oldu. İslam ülkelerinin başta Filistin davası olmak üzere aralarındaki ortak meselelerde anlaşabilme ve uzlaşabilme yeteneğini kaybettiler. Problemlerini, barışçıl bir şekilde müzakere ederek çözmek yerine her problemin üzerinden yeni ihtilaflar oluşturarak ayrışma yolunu tercih ettiler. Bu dağınıklık bu parçalanmışlık maalesef İsrail'in ve bölgedeki emperyalist projelerin ekmeğine yağ sürdü. Önce İslam ülkelerini temsilen burada bulunan siz sevgili genç kardeşlerimizin bir numaralı gündemi İslam ümmetinin birleşmesi, İslam ülkelerinin farklılıklarına rağmen ortak siyasi programlarda bir araya gelmesinin başarılabilmesidir. Haklı Filistin davasının ve yeryüzündeki küresel adaletin sağlanabilmesi için şu anda artık yavaş yavaş uyanmaya başlamış olan yeryüzündeki insanlığın küresel vicdanını harekete geçirmek ve bunun için de insanlık cephesini kuvvetlendirmek zorundayız" şeklinde konuştu.