Özel Haber: Sümeyye Aksu

Geçmişten günümüze Türkiye’nin tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olduğu söyleniyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki; Türkiye üreten ülke konumundan ithal eden ülke konumuna geldi. Geçmişte ürettiği mercimek, nohut, kuru fasulye, bezelye ve bakla başta olmak üzere pek çok üründe ithalata yoğunlaştı.

Çiftçilerin yoksullaşması, borçlanması, tarımın itibar kaybetmesi, gençlerin kırsalı terk edip tarımla uğraşmak istememesi, şehirlerin kırsala doğru genişlemesi ile gittikçe büyüyen hizmet ve inşaat sektörünün tarım arazilerine hücum etmesi tarım alanlarının AKP’li yıllarda hızla daralmasına neden oldu.

Bazı tarım ürünlerinin ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı

En son sıcak para arayışında sık sık kapısı çalınan Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) tarım ve sanayi ürünlerinde ithalat vergisi sıfırlandı. Böylece, BAE menşeli binlerce ürünün ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranları yeniden düzenlendi ve bazı ürünlerden ithalat vergisi alınmamasına karar verildi. Tarife kontenjanı çerçevesinde yapılacak ithalatta gümrük vergisi alınmayacak. Bunun dışında yapılacak ithalatta ise söz konusu maddeler için tespit edilen gümrük vergisi uygulanacak. Resmi Gazete’deki listeye göre BAE’den gelecek tavuktan yumurtaya, sebzeden baklagillere, yağlardan sütlere kadar birçok üründe belli bir miktara kadar vergi alınmayacak.

Dış ticaret açığı 8,88 milyar dolar oldu

Ticaret Bakanlığının ağustos ayına ilişkin geçici dış ticaret istatistiklerinden oluşan veri bülteni yayımlandı. Genel Ticaret Sistemi'ne (GTS) esas alınarak hazırlanan verilere göre, ihracat, ağustosta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1,6 yükselerek 21 milyar 619 milyon dolara yükselirken, ithalat yüzde 6,3 azalışla 30 milyar 494 milyon dolara geriledi. Böylece dış ticaret açığı ağustosta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21.2 düşerek 8 milyar 875 milyon dolara geriledi. Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün ithalat payı (864 milyon dolar) olarak belirlendi. Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Türkiye’deki tarım sektörünün daralması, tarım ürünlerindeki ithalat artışı ve BAE’ndeki tarım ürünlerine ithalat vergisinin sıfırlanması hakkında Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

Ergin Kahveci

“İçeride üretimimiz olmadığı müddetçe dışarıya mahkumiyetimiz artacak”

Doların yükselmesiyle izlenen dış ticaret açığının kapatılması ve ticaretin arttırılmasıyla ilgili Çin ekolü denen modelin yürümediğini söyleyen Kahveci, “İçeride üretim olmadığı müddetçe dışarıya olan mahkumiyetimiz artacak ve bu dış ticaret açığı zamanla çoğalacak. Yani şu an bunun düşmesi gibi ihtimal de görmüyorum. Bir taraftan döviz yükseliyor. Bir taraftan insanların alım gücü düşüyor. Aynı zamanda döviz bulmakta zorlanıyorsunuz. Yani hem üretiminiz yok, hem alım gücünüz yok. Hem de kaynaklarınızda ve Merkez Bankası'nda döviziniz yok. Bütün bunlar hepsi bir mengene gibi gelmiş, sizi sıkmış. Dolayısıyla toplumu döviz ihtiyacı üzerinden, enflasyon üzerinden, alım gücünün düşmesi üzerinden doğrudan etkileyecek” dedi.

“Bunu uygun bir ekonomik model olarak okumak mümkün değil”

Dış ticaret açığının önüne geçilebilmesi yapılması gerekenler ile ilgili Kahveci; “Birinci madde üretim, ikinci madde üretim, üçüncü madde üretim, dördüncü maddede yine üretim sonrası toplumdaki refahın genişlemesi, yayılması. Eğer siz bir ülkede toplam gelirin yüzde 40’ını, toplam yüzde 5’e veriyorsanız ve vergi adaletini tabana yaymamışsanız, özellikle dolaylı vergiler, doğrudan vergilerin neredeyse 2,5 katına çıkmışsa veya dolaylı vergiler artmışsa özellikle ihtiyaç olan tüketim maddeleri işte akaryakıttı, ekmekti bunların üzerinde uygulanan vergiler artmışsa KDV ve ÖTV'yi arttırmışsanız bu toplumda refah seviyesini arttırmanız mümkün değil. Bunu uygun bir ekonomik model olarak okumak ve anlamak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

“BAE’de tarımın payı çok düşük”

BAE’de hurma dışında listede yer alan yağlar, yumurta ve tavuk ürünlerinin hiçbirisinin üretilmediğini kaydeden Kahveci sözlerini şöyle sürdürdü:

Üretilmeyen ürünlerin zaten BAE’de toplam milli hasılası içerisinde tarımın payı çok düşük. Tarım arazileri zaten yok. Yani tavukçuluk diye bir sektörleri de görünmüyor. Bütün buradaki tablo muhtemelen ya BAE’ye başka bir ülkeden ithal edilecek ürünler Türkiye'ye ihraç edilecek ya da Türkiye'deki ticaret erbapları ürünü BAE üzerinden alacaklar. Belki de bizim ürünümüzü ihraç edip geri alacağız. Böylece hem ihracattan teşviki alacağız hem de sıfır gümrükle ürünü içeriye alacağız. Piyasada da rekabet gücünün ortadan kaldırmış olacağız veya piyasada uygun bir satıcı konumuna geleceğiz piyasayı da hafifleteceğiz”

“Türkiye'nin BAE’den ithalat yapıyor olması tek başına yeterli endişeyi ve ayıbı oluşturuyor”

Türkiye ile BAE arasındaki anlaşmaya değinen Kahveci, vergi mükellefiyeti rakamlarının çok enteresan olduğunu ifade etti. Kahveci,  “Mesela, bitkisel yağlar çok enteresan. Spontane bir hesap yapalım. 40 bin ton ayçiçek yağı var. 3,5 kilodan alsak yaklaşık 140 bin ton ayçiçeği tohumu demek 140 bin ton ayçiçeği tohumu 5’le çarpsak aşağı yukarı 700 bin dekar ayçiçeği alanının ekilmesi demek. Yani böyle bir alan yok. Bu planlanmış, adrese teslim gibi bir şey gibi duruyor. Yani bizim her şeye rağmen çiftçimizin fedakarlığı ve kadimden getirdiğimiz geleneksel tarım üretim alışkanlıkları ülkeyi ayakta tutuyor. Bu her şeye rağmen Türkiye'nin BAE’den ithalat yapıyor olması tek başına zaten yeterli endişeyi ve ayıbı oluşturuyor. Ben böyle bir kararında Tarım Bakanlığı'nın dahli olduğunu düşünemiyorum” diye konuştu.

“2017’den itibaren İthalat ihracatımızı geçti”

BAE’den ithalat yapılmaya devam ederse tarımda ithalatın artacağını vurgulayan Kahveci sözlerine şöyle devam etti:

“Burada tehlikeli olan birinci sorun biz katma değerli ihracat yapamıyoruz. İkinci sorun, doğrudan ham madde ithalatı ve doğrudan ham madde ihracatı arasındaki dengemiz son 2 yılda ithalat lehine bozuldu. Bu çok ciddi bir tehdit. Tekrar söylüyorum doğrudan ham madde ithalatı ve ihracatı arasında lehinde olan dengemiz ithalata döndü 2020’li yıllara kadar. Doğrudan ham maddeden kastım ne? Buğday, arpa, mısır, yumurta gibi birincil ürünlerin ihracatı. Ürünlerin ihracatı 2014’ten ve 2017’den sonra hiçbir zaman ithalatın altında kalmadı. Ama şimdi ithalat ihracatımızı geçti. Bu şu anlama geliyor. Ürettiğimiz ürünleri dahi ithal ediyor duruma geldik. O nedenle iç piyasada mısırın fiyatı 6 bin lira. O nedenle iç piyasada ayçiçeğinin fiyatı geçen seneki fiyat gibi görünüyor”

“Piyasaları tarım ekonomisi kurallarına göre düzenleyen bir kurum yok”

“Türkiye’deki döviz dengesizliği nedeniyle kendi ürettiğiniz ürünü dahi ithalat yoluyla getirip iç piyasadaki üreticinin ürününün para etmesini engellemişsiniz” diyen Kahveci, “Hem doğrudan ithalat miktarını artırmışsınız. Ondan sonra da efendim tarım ürünlerinde ithalat arttı ihracat düştü. Ya başka ne olabilirdi ki zaten? Siz bunu kendi elinizle yapmışsınız. Piyasalarda bir düzenleyici kurum yok. Piyasaları tarım ekonomisi kurallarına göre düzenleyen bir kurum yok. Piyasaları siyaset ekonomisi kurallarına göre düzenliyorlar. Çiftçinin de nasıl olsa sesi yok. Örgütlü bir yeri yok. Dolayısıyla bizden başka savunan da kalmamış tarım piyasasında. Öyle olunca sonuç tabii ki böyle olacak. Bundan sonra da piyasalar uluslararası piyasaların ihtiyaçlarına göre düzenlenecek. Yurt içerisindeki üreticilerin ihtiyaçlarına göre düzenlenmeyecek” değerlendirmesinde bulundu.

“Ülke kaotik bir ortam üzerinde gidiyor”

Türkiye’de ihracat yapan tedarikçilerin de azaldığına dikkat çeken Kahveci, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tedarikçilerin azalması rekabet piyasasını bitirmiş durumda. E ne olacak? Adam karı neyse onu getiriyor. Yani tablo böyle bir tablo. Ayçiçeği fiyatları, yağ fiyatları artacak. Bu sene rekolte 250 bin tonluk yani düşük. Burada da Amerikan Tarım Bakanlığı verilerini kullanıyoruz, Türkiye'de veri olmadığı için. 250 bin ton rekoltede düşük bir tahmin ediliyor. Bu doğru ama stoklarımızda 2,5 aylık yağ var. Zaten dünyadaki refleks de budur. Kontratlar çoğunlukla 2,5 aylıktı. 2- 2,5 aylık yağınız varsa daha fazlasını stoklamanıza gerek yok. Stoklama giderine gerek yok. 100 bin tonun üzerinde tohum var. Yani ayçiçeği, yağını dönüştürecek, yaklaşık 35 bin ton daha yağ var. Dolayısıyla gürültü patırtı yapmaya da gerek yok ama muhtemelen gene bir bir şey yapıp fiyatları fırlatacaklar. Ülke bir kaotik ortam üzerinde gidiyor. Her yerden sıkışmış durumdayız.”

Editör: Sümeyye Aksu