Denizbank yöneticileri hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı Denizbank yöneticileri hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde çatışmaların son bulması için tarihi Sur ilçesinde bulunan dört ayaklı minare önünde basın açıklaması yaptıktan sonra silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Elçi cinayeti ile ilgili soruşturma sürüncemede bırakıldı. Dava cinayetten 5 yıl sonra açılabildi. Devam eden yargılamada Elçi ailesinin avukatlarının neredeyse tüm talepleri reddedildi. Davada halen bir ilerleme sağlanmadı. Ailesi, dostları, meslektaşları ölümünün 8’inci yılında Tahir Elçi’yi öldürüldüğü yerde anacak.

Elçi, vurulduğu yerde anılacak

Artı Gerçek’te yer alan habere göre, Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi Vakfı, Tahir Elçi için anma etkinliğini bu yıl da düzenlenecek. Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya gelecek olan avukatlar, Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare önüne kadar yürüyüş düzenleyecek. Saat 13.45’te ise Elçi’nin mezarı ziyaret edilecek. Akşam saat 15.00’da Cezasızlık ve İnsan Hakları Paneli düzenlenecek. Panele alanında uzman çok sayıda hukukçu katılacak.

Tahir Elçi nasıl hedef oldu?

Kürt illerinde 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler, JİTEM sanıklarının yargılandığı bir çok davanın avukatı olan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Kürt meselesine ilişkin bir çok televizyon kanalına konuk olan bir isimdi. Elçi’nin hedef gösterilme süreci de yine böyle bir programa konuk olması ile başladı. 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programına katılan Tahir Elçi, “PKK terör örgütü değildir” sözleri nedeniyle hedef gösterildi.

Polis zoruyla gözaltı

Bu sözlerinden sonra sürekli tehditler alan Tahir Elçi hakkında savcılık soruşturma başlattı. Elçi’nin katıldığı programdan dolayı kanala 700 bin lira para cezası kesildi. Basında hedef gösterilen Tahir Elçi Diyarbakır’daydı. Başkanı olduğu Diyarbakır Barosunda bekleyen Elçi’ye meslektaşları destek vermiş, baroyu terk etmiyordu. 20 Kasım 2015’te Diyarbakır Barosuna gelen polisler tarafından gözaltına alınan Elçi, İstanbul’a götürüldü. Savcılık Elçi hakkında tutuklama kararı verilmesini istedi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve hakkında, 'terör örgütü propagandası' suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.

‘Çatışmalar bitsin’ dediği yerde öldürüldü

Serbest bırakılmasını takip eden günlerde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde çatışmalar baş göstermiş ve ölüm haberleri gelmeye başlamıştı. Tahir Elçi ve arkadaşları ise 28 Kasım 2015 tarihinde çatışmaların son bulması için tarihi Sur ilçesinde bulunan dört ayaklı minareye giderek basın açıklaması yaptı. Elçi, açıklamanın ardından Dört Ayaklı Minare önünde silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

Olay yeri incelemesi yapılmadı

Elçi’nin öldürülmesinin ardından bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Siviller cinayetin işlendiği bölgeye giremiyordu. Diyarbakır Barosu avukatları, olay yeri incelenmesinin sürmesi için girişimlerde bulunuyordu. Bölgede sokağa çıkma yasağı 30 Kasım’da kaldırıldığında olay yerinde çok sayıda boş kovan bulunduğu, olay yeri incelmesinin yeterince yapılmadığı da ortaya çıktı. Ardından tekrar sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Kameralar önünde cinayet

Kameralar önünde işlenen Elçi cinayeti ile ilgili etkili bir soruşturma süreci yürütülmediği gibi soruşturmayı yürüten savcı birçok kez değiştirildi. Olay yeri incelemesi, Elçi’nin öldürülmesinden yaklaşık beş ay sonra, 17 Mart 2016 tarihinde yapıldı. Elçi’nin ölümüne neden olan mermi çekirdeği bulunamadığı için kurşunun hangi silahtan çıktığı tespiti yapılmadı. Cinayet anını gören güvenlik kameraları Tahir Elçi’nin vurulma anını 'kaydetmemişti'. Elçi öldürüldüğü sırada çok sayıda gazeteci bölgedeydi. Basına yansıyan gazetecilerin çekmiş olduğu görüntülerin hiç biri Elçi’nin öldürülme anını göstermiyordu. PTT Balıkçılar Şubesi ile Mardinkapı Kebapevi kameraları Elçi’nin vurulduğu yeri görüyordu. TÜBİTAK'a gönderilen kameraları kaydeden harddisk imajların boş olduğu ortaya çıktı. Bölgede bulunan polislerin çektiği görüntüler ise 13 saniyelik bir kesinti bulunuyordu. Kesinti olan o kısım Elçi’nin vurulma anına ilişkindi.

Polisleri işaret eden rapor

Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma da ilerleme sağlanmaması üzerine Diyarbakır Barosu harekete geçti. Elçi’nin öldürüldüğü ana ilişkin tüm görüntüleri Londra Üniversitesi bünyesinde çalışan Forensic Architecture (Adli Mimarlık) isimli kuruluşa gönderdi. Görüntüleri inceleyen Forensic Architecture (Adli Mimarlık), cinayet anına ilişkin ilişkin ayrıntılı bir teknik rapor hazırladı. Savcılığın bulamadığı olası şüpheliler bu raporda yer alıyordu. Olay yerinde bulunan polis memurlarından üçünün kuvvetli suç şüphesi altında olduğu tespiti yer aldı. Diyarbakır Barosu bu raporu 14 Aralık 2018’de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu. Soruşturmayı yürüten savcılık, bu raporlar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu’na yazı göndererek, yeni bir değerlendirme yapılmasını istedi. Adli Tıp Kurumu, 2016 tarihli raporunda Elçi’yi vuran silahın saptanamadığını ve net bulgular elde edilemediğini bildirdi.

Beş yıl sonra dava açıldı

Elçi cinayetini soruşturan savcılık, cinayetten beş yıl sonra, 20 Mart 2020 tarihinde iddianameyi tamamlandı. Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda geçen üç polis memurunun yanı sıra, Elçi’nin vurulduğu sırada kamera kayıtlarında görülen iki PKK üyesinden biri, Tahir Elçi cinayetinin şüphelileri olarak gösterildi. İddianamede, polis memurları F.T., S.T. ve M.S. “bilinçli taksitle ölüme sebebiyet verme”, PKK üyesi Uğur Yakışır ise “olası kastla ölüme sebebiyet verme” ile suçlandı. Forensic Architecture (Adli Mimarlık) raporunda "Polislerden birinin silahından çıkan kurşunun Elçi’ye isabet etmiş olma olasılığının daha yüksek olduğu" tespiti iddianamede dikkate alınmadı.

Davada ilerleme yok

İddianameyi kabul eden Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşma 21 Ekim 2020 tarihinde görüldü. 2020 yılında başlayan, üç yılıdır devam eden duruşmada bir ilerleme sağlanmadı. Elçi ailesinin avukatlarının sanıkların tutuklanmasına yönelik talepleri kabul edilmedi. Elçi cinayetinin en önemli delilleri, Mardin Kebapevi’nin kamerasının aldığı kayıtlardı. Ancak kamera harddiski üzerinde yapılan incelemede, içeriğinin yüzde yüz boş olduğu tespit edildi. Devam eden yargılamada Elçi ailesinin avukatları sanıkların tutuklamasını ısrarla talep etti ancak bu talep her defasında reddedildi. Mahkeme sanıkların duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katılmasına karar verildi. Bu karar avukatların tepkisine neden oldu.

Açık ve gizli tanıklar ifadelerini değiştirdi

Savcılık soruşturmasında, Elçi’nin çatışma esnasında, Sur tarafından açılan ateşle öldürüldüğü olasılığı üzerinde duruyordu. Buna ilişkin açık ve gizli tanık ifadeleri dosyaya konulmuştu. 14 Temmuz 2021'deki duruşma ikisi gizli, toplam 5 kişi dinlendi. Gizli tanıklar ilk ifadelerindeki beyanları değiştirerek olayı görmediklerini söyledi. “Lojman 2019” ve “i61” rumuzlu gizli tanıklar ilk ifadelerindeki beyanlarını değiştirdi ve olayı görmediklerini söyledi. Diğer tanıklardan biri olay anında cezaevinde olduğunu, diğeri ise Diyarbakır’da olmadığını ifade etti. Dosyada tanık olduğu belirtilen Deniz Ateş ise savcı tarafından kandırıldığını, yönlendirme ifade verdirildiğini söyledi. Ayrıca tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi Cezaevi’nden Diyarbakır Barosuna mektup gönderen Ateş, duruşmaya gelerek ifade vermek istemesine rağmen talebi kabul edilmediğini belirtti. Tahir Elçi cinayetinin tanığı olduğu öne sürülen Ateş, savcının gözaltında kendisini ziyaret ettiğini kendisine “Olayı PKK yaptı” demesi karşılığında kendisine serbest bırakma sözü verdiğini iddia etti. Benzer baskının polis tarafında da kendisine yapıldığını söyledi. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, bu mektubu mahkemeye sundu.

Cinayet anını gören kamera kayıtları yok

15 Haziran 2022’de görülen duruşmada İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı “Araştırma Raporu” beş yıl sonra dava dosyasına girdi. 59 sayfalık raporda, örgüt üyesi Mahsum Gürkan’ın telefonlarının iki yıl boyunca İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından dinlendiği belirtiyordu. Mahkeme PTT Balıkçılarbaşı Merkez Müdürlüğü ile Mardin Kebap Evi’ne ait güvenlik kamera görüntü imajları üzerinde inceleme yapılması istense de sonuç alınmadı. Hard disk ‘Boş’, ya da ‘Bozuk’ dendi. Kameraların kayıt yapıp yapmadığı, sabit disk üzerinde ekleme-çıkarma-kesme-montaj-silme vb. müdahalenin bulunup bulunmadığına ilişkin tespit bir türlü yapılmadı. Devam eden dava sürecinde etkin soruşturma yürütülmediği için ilerleme sağlanamadı.

Tahir Elçi cinayeti ile ilgili açılan davanın dokuzuncu duruşması cinayet tarihinden bir gün sonra, 29 Kasım’da Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.

Editör: Sümeyye Aksu