Özel Haber: Sümeyye Aksu
Çocukların ve gençlerin hayatını etkileyen birçok sosyal medya uygulaması (Facebook, İnstagram, Snapchat, Youtube, Tik Tok vb.) var. Bu sosyal medya uygulamalarının yoğun bir şekilde kullanılması ve sosyal medya içeriklerinin çeşitliliği; siber zorbalık riski, gerçek hayattan kopuş vb. durumlar çocukların ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Gençleri ve çocukları tehdit eden akıllı telefonlar, sosyal medya ve bilgisayar oyunlarındaki boşluklar en büyük problem olarak karşımıza çıkıyor. Dikkat edilmediği takdirde DM'den yazılan bir mesaj siber zorbalığa kadar giden bir süreçken, bilgisayar oyunundaki dikkatsizlik kredi kartının çalınmasına kadar ciddi sonuçlar doğurabilir. Öte yandan çocukların bu akıllı telefonları iyi ya da kötü şekilde kullanma yolları, ebeveynlerin ayak uydurabileceklerinden çok daha hızlı bir şekilde değişiyor. Bu yüzden ebeveynlerin yaklaşımları da büyük önem arz ediyor. Çocukların ve gençlerin özellikle sosyal medya, akıllı telefonlar ve bilgisayar oyunları noktasında nelere dikkat etmesi gerekiyor? Araştırmacı, Yazar ve Bilişimci Orhan Toker, Elips Haber’e değerlendirdi.
“Sosyal medyada gördükleri her şey kendi yaşamlarına uymaz”
Sosyal medyanın bütün değerleri elimizden aldığına dikkat çeken Toker, “Eskiden bizler büyük ablalarımızı, abilerimizi görüyorduk. Sosyal medya ortamındaysa bu durum çok farklı. Çocuklar dünyanın her yerinden her çocuğu, akranını görüyorlar. Ve bizim Türkiye'deki kendi doğdukları, büyüdükleri bu Kars'ta da olabilir, İzmir'de de olabilir, İstanbul'da da, Ankara'da da. O doğdukları, büyüdükleri, gördükleri adetlerden farklı bir sürü şeyi sosyal medyada görüyorlar. Bir kere her şeyden önce bu yanlış. Sosyal medyada gördüğü insanların her birinin yaşantısı doğru bile olsa orada gördükleri kendi yaşamlarına uymaz” dedi.
“Çocukları ayartan, yanlış yönlendiren bir sürü paylaşım var”
Türkiye içindeki çocukların bile yaşantısının, büyüme şeklinin aynı olmadığını söyleyen Toker, “Bunlar birbirlerini gördüğü zaman bir kere her şeyden önce özeniyorlar. Yani o başkalarının yaşantısına özenme gibi bir yanılgıya düşüyorlar. Bu sosyal medyanın çocuklara verdiği zarar. Özellikle ben okumayacağım, yurt dışına çıkacağım. Bu ülke güzel değil, öbür ülke daha güzel gibi. Onun dışında sosyal medyada tabii çocukları yanıltan, ayartan, yanlış yönlendiren bir sürü paylaşım var. Bunlar da bir başka tehlike. Bir de sanal abiler, sanal ablalar var. Özellikle ergenlik çağındaki çocukların sosyal medyada kabul görmek isteyen, ailesini tarafından reddedilmiş çocuğu olduğu gibi kabul etmek suretiyle ayartıyorlar. Onu evden kaçmaya teşvik ediyorlar. Böyle tehlikeler de var” diye konuştu.
“Ailelerin çocuklarla sağlıklı ve sıkı bağlarının olması lazım”
Pratikte sosyal medya kullanımının pratikte yasaklamanın, kısıtlamamın da çok mümkün olmayacağına dikkat çeken Toker sözlerini şöyle sürdürdü;
“Mesela çocuk kullanmıyorum diyor. Okula gidiyor, okulda yüklüyor akşam eve dönerken siliyor. Telefonda gözükmüyor. Bunun yerine ailelerin çocuklarıyla çok sağlıklı ve sıkı bağları olması lazım. Anne-baba arasında iyi bir bağ kurmuş çocuğu sosyal medyadaki kötü içeriklerden kurtarmak daha az zarar almasını sağlamak daha mümkün. Fakat şimdiki çağda nasılsa çocuk odasında bilgisayarda oynuyor işte telefonuyla oyalanıyor diye bağlar çok azaldı. İnsanlar çocuklarıyla iyi ilgilenmedikleri zaman hele bağları azsa bir de ergenlik zamanında biliyorsunuz çocuklar ergenlik çağında anne babanın dediğinin tersini yaparlar. Bu zıtlaşmalar çocukları anne babalardan iyice koparır. Bunları yapmamak lazım. Yasaklamak, sınırlamak artık mümkün değil. Güzel bağlarımız olacak. Yani mümkün olan her fırsatta onlarla birlikte dışarıya çıkacağız. İşte okula götürmek bile bir bağ meselesidir. Varsa imkanımız sabah işe giderken servis yerine okula her sabah biz bıraksak, hafta sonu birlikte bir deniz kenarına yeşil bir alana gidilse bile bunlar çok önemli şeyler”
“Discord, çocuklara en çok şantaj yapılan platform”
“Sosyal medya içeriklerinin yanı sıra oyunların tartışıldığı Discord Platformu var. Bu çocuklar online platformdan oynuyorlar. Discord'da çocuklara en çok şantaj yapılan platform” ifadelerini kullanan Toker, Discord'ta neredeyse çocukların birbirlerinden akıl aldıkları, bir de onlardan daha büyüklerin çocukları kandırdığı bir ortam. Mesela anne babaların bundan hiç haberleri yok. Anne babalar, çocuğun ne kullandığını, hangi platformda neler yaptığını bilmek durumundalar. Discord'da çocuklara en çok şantaj yapılan platform. Örneğin çocuğun herhangi bir sosyal mecrada fotoğrafını bulurlarsa onu çıplak bir bedene fotomontaj yapıp çocuğa bu fotoğrafını paylaşırız diye şantaj yapıyorlar. Çocuk fotoğrafın vücudun kendine ait olmadığını biliyor ama başkaları benim olmadığımı bilmez diyerek paylaşılmasından çok korkuyor ve panikleyip başka başka tavizler veriyorlar. Gerçek tavizler vermeye başlıyorlar” şeklinde konuştu.
“TC kimlikle sosyal medya kaydı açılması zorunluluğu getirilmeli”
Sosyal medyada özellikle son zamanlarda LGBT’nin propagandasının yapıldığı ve çocukları çok yanlış yönlendiren bir sürü yanlış bilginin de yer aldığını vurgulayan Toker, “Hormon ilaçları kullanımı, cinsiyet değiştiren ameliyatlarıyla ilgili bir sürü yanlış yönlendirmeler var. Çocuk sosyal medyada bunu görünce o yaşta onu muhakeme edecek yaşı olmadığı için bunlar olabilir gibi geliyor. Çocukları bunlardan uzak tutmak lazım. Sosyal medyaya çocukların 18’inden önce hiç sokulmaması gerektiğine inanıyorum ve Türkiye'de de çok rahatlıkla yapılabilecek bir şey. TC kimlikle sosyal medya kaydı açılması zorunluluğu getirilse, herhangi bir sosyal medya hesabını TC kimlik numarasız açamazsın. Bu çok basitçe çözülür. 18 yaşından küçük bir çocuk. TC'sine girdiği zaman ne TikTok kullanabilir, ne Instagram kullanabilir. Bu şekilde kontrolü çok daha kolay olur. En azından karşıdaki saldırganların da kim olduklarını bilebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
“Ailelerin çocukları cinsellikle ilgili uyarmaları gerekir”
Çocukların okullarda da çok telefon kullandığını dile getiren Toker sözlerini şöyle tamamladı;
Telefonları derse de kullanıyorlar. Ve orada ne yazdı, ne yaptığını bilmiyorsunuz. Ben anne-baba yerinde olsam okula telefon götürmesi gerekmiyorsa izin vermem. Bu tabii mesela 16’sından sonra kolay değil. 14-15 yaşında yapabilirsiniz. Normalde bir çocuğun toplamda 2 saatten fazla televizyon, bilgisayar ve telefon yani sosyal medyaya kullanmaması lazım. En başta söylediğim gibi sosyal medya çok kültürlü bir ortam. Dünyanın her yerinden her şeyi görüyor çocuklar. Anne babaların çocuğa bu bilinci vermesi lazım. Yani oradaki çocuk da onun aynı olmadığını, hatta İstanbul'daki çocukla İzmir'deki çocuğun bile aynı olmadığını, herkesin yaşam ortamlarını, yaşam biçimlerinin farklı olabileceğini, oradaki yaşamlara özenmenin doğru olmadığını uygun bir şekilde anlatmaları gerekir. Cinsellikle ilgili de karşılaşabilecekleri muhtemel şeylerle ilgili önceden uyarmaları gerekir”