Dursun ERKILIÇ
Siyaset dünyamızda büyük bir hareketlilik var. Bunun yansımalarını her alanda görmek mümkün…
- AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in karşılıklı ziyaretleriyle pekişen ‘yumuşama’ ya da ‘normalleşme’ açıklamaları…
- Bu duruma CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tepkisi ve yeni Genel Başkan Özgür Özel’i zorlayan ‘uzlaşma, mücadele et’ çıkışı…
- TBMM’nin açılışında ve olağanüstü toplantıda yaşananlar…
- Anayasa ve değişikliğiyle ilgili yoğun, farklı, çarpıcı açıklamalar…
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘tokalaşma’ sürprizi…
- CHP içindeki cumhurbaşkanı adaylığı çekişmesi…
- ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın ‘ketum’ halinden sıyrılıp, adeta, ‘her hal ve şartta adayım’ anlamı taşıyan söylemleri ve tavrı…
- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Demokles’in Kılıcı gibi tepesinde sallanan davalar ve buna rağmen “Cumhurbaşkanı adayıyım” duruşu…
- İyi Parti içinde uzun zamandır yaşanan gelişmeler ve eski Genel Başkan Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanaşması…
- Deva Partisi’nin yeni bir slogan ile gittiği Genel Kurul…
- Yavuz Ağıralioğlu’nun parti kurma çalışmaları…
- Bazı partiler arasındaki ‘birleşme’ ya da ‘grup kurma’ görüşmeleri…
Gibi gizli/açık gelişmeler siyaset dünyamızda yeni ve ‘sarsıcı’ birtakım olayların kapıya dayandığının habercisi…
Yumuşama, normalleşme, çözüm süreci…
Neredeyse yukarıdaki tüm maddeleri ikinci plana atması kesin olan husus ise yeni bir ‘çözüm süreci’nin konuşuluyor olması.
Çünkü konu kuvveden fiile geçerse siyasette kartlar yeniden karılacak ve yeni ittifaklar oluşacaktır…
Her şeye rağmen ‘yumuşama’ veya ‘normalleşme’ye ‘gerekli’ gözüyle bakanlar var. Bazılarının ‘ama, ancak…’ demesi, bunun olabilmesi için lazım gelen beklentilerle ilgili…
10.10. Dünya Balıkesirliler Günü dolayısıyla Ankara Balıkesirliler Derneği tarafından düzenlenen etkinliğe katılan bazı milletvekillerine bu konuyu sordum.
- AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey
- CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı
- DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın
- DP İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş
Normalleşmeyi siyaset zeminin sağlam kalması bakımından önemli görüyor.
Milletvekilleri sorularımı nasıl yanıtladı?
Milletvekillerinin soruma verdiği karşılığı şöyle özetlemek istiyorum:
- Siyasetin dili ve bu normalleşme süreci, partilerin birbiriyle iletişimini güçlendirmesi ve ülkemizin temel meseleleriyle ilgili bir araya gelebilmeleri bakımından önemli…
- Siyasi partilerin nerdeyse tamamında yumuşaya dönük bir yaklaşım var.
- Çevremizdeki olaylara bakarak partilerin bir araya geliyor olması, konuşabiliyor olması çok önemli. Siyaset açısından da ülkemiz açısından da doğru…
- Siyasette normalleşme önemli çünkü siyaset bir düşmanlık değil…
- Siyaset, meşru şartlar dahilinde bir rekabet. Takımların rekabeti gibi partilerin rekabeti. O yüzden partilerin birbirlerini düşmanlaştırmaması lazım.
- Yukarıda siyasiler birbirini üzünce aşağıda vatandaşlar için de farklı bir fay hattı oluşuyor.
Olması, olmazsa olmaz konular var!
Bu türden ortak noktaların dışında CHP ve DEVA gibi muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin ‘ama, ancak, fakat’ anlamı taşıyan ifadeleri var. Şöyle;
- Normalleşme iyi ama bunun gerçek adımlarını görmek lazım.
- Hukuk devletinin işlemesi, hürriyetlerin genişlemesi gibi adımlar atılmalı…
- Bu konu lafta kalmamalı…
Ülkenin hukuk ve özgürlükler bakımından biraz daha rahatlaması gerekiyor.
Gerçekten yeni bir ‘çözüm süreci’ olacaksa hem önceki süreçte yaşanan hem de o süreçle ilgili olarak Selahattin Demirtaş’ın sosyal medya hesabından paylaştığı mektuptaki olumsuzluklara izin verilmemesi gerekir. Çünkü bu konuya ilişkin genel kanı, “Dünyanın, bölgenin ve ülkenin içinde bulunduğu durum icabı siyasetin de Türkiye’nin ‘oyalama’ ya da ‘oyalanma’ gibi bir lüksü olamaz.” şeklinde. Kaldı ki TBMM, bu yöndeki her şeyin konuşulup görüşüleceği en sağlam zemin...