Liderlerin siyasette yumuşama dönemi mesajları sonrası Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'i kabul etti. Ardından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i TBMM'deki makamında ağırladı. Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 Mayıs’ta, cuma namazı çıkışında görüşmeyle ilgili “Siyasette yumuşama dönemine girdik” dedi. CHP lideri Özel ise “Yumuşama lafını sevmiyorum, normalleşme” diye konuştu. Bu gelişmelerin ardından siyasette ‘yumuşama’, ‘normalleşme’ gündemi tartışılmaya başladı.
Siyasette yumuşama, normalleşme tartışmalarıyla ilgili CHP 28. Dönem Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, İYİ Parti 27. Dönem Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.
CHP 28. Dönem Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen
“Türkiye’nin ihtiyacı olan, gereksinimi olan bir çaba”
Siyasette yumuşama ya da normalleşmenin gerektiğini söyleyen Hasan Öztürkmen, “Bir önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’da bunun tohumlarını atmıştı. Hem 6 siyasi partiden oluşturulan 6’lı masa millet ittifakı denilen çaba hem de onun arkasından bütün milleti daha doğrusu muhalefeti bir araya getirme çabaları. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de bu çabaları aslında Türkiye’nin ihtiyacı olan, gereksinimi olan bir çaba. Zira gerçekten siyaset çok gerildi. Neredeyse 1980 öncesi gerginlikler yaşanmak üzereydi. Cumhurbaşkanının özellikle kendilerine oy verenler dışındaki herkesi ötekileştirmesi, herkesi neredeyse teröristlikle suçlaması toplumda bir gerginlik yaratıyordu” dedi.
“Onların bir takım taleplerini kabul etmek anlamına gelmiyor”
“O nedenle Özgür Özel’in şu an da Türkiye’nin birinci partisi olan genel başkanı olarak siyasetteki bu gerginliği azaltma çabaları bence çok doğru” diyen Öztürkmen, “Bu normalleşme ya da yumuşama tabi ki uzlaşma anlamına gelmiyor. Onların bir takım taleplerini kabul etmek anlamına gelmiyor. Örneğin anayasa konusunda uzlaşmamız mümkün değil. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ denilen bir acayip ortaçağ dönme çabasına destek vermemiz söz konusu olmaz. Fakat bu birbirimizle selamlaşmaya engel değil, bir şeyler konuşabilmeliyiz. Yumruklar yerine tokalaşabilmeliyiz, merhabalaşabilmeliyiz. Bu anlamada genel başkanımızın başlattığı bu çabaları çok doğru ve yerinde. Türkiye’nin sorunlarını konuşabilmeliyiz. Türkiye’nin hayrına görüyorum” diye konuştu.
İYİ Parti 27. Dönem Aksaray Milletvekili Ayhan Erel
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, tekrar cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor”
Yumuşamanın en büyük sebebinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart seçimlerinde kendisinin ve partisinin oy kaybına uğraması ve ilk defa ikinci parti konumuna düşmesi olduğunu kaydeden Ayhan Erel,
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, kesinlikle bir dahaki dönemde de cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor. Karşısında Ekrem İmamoğlu’nu veya Mansur Yavaş’ı görmek istemiyor. Belediye başkanlığında bu iki ismin kamuoyunda çok büyük albenisi var. Türkiye’de siyaset biliyorsunuz olgularla değil algılarla gidiyor. Algı da şu; Yavaş veya İmamoğlu aday olursa cumhurbaşkanlığını kazanır. Daha çok Özgür Özel’i kendine uygun rakip görüyor. Bir önceki seçimde Kılıçdaroğlu’nu gördüğü gibi” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanının gönlünden geçen siyasetin normalleşmesi değil”
“Cumhurbaşkanının gönlünden geçen siyasetin normalleşmesi değil, Özgür beyin ön plana çıkarak bir daha ki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine rakip olmasını talep ediyor. Bunun da alt yapısını oluşturuyor” ifadelerini kullanan Erel sözlerini şöyle sürdürdü;
“Eğer seçim sonuçlarıyla böyle olmamış olsaydı cumhurbaşkanı kesinlikle ‘Özgür Efendi’ dediği kişiyle buluşup el sıkışmazdı ve akabinde de iadeyi ziyaret için ortam oluşturmazdı. Keşke gerçekten bu yumuşamada taraflar samimi olsalar. Türk siyasetinin, toplumunun buna ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı politikalarını beğenmeyebilirsiniz ama gerçekten siyasi anlamda çok iyi bir lider, çok iyi bir oyun kurucu. Dolayısıyla 3-4 sene sonrasını oyununu kurmaya çalışıyor. Bu oyunda da dediğim gibi rakip olarak Özel’in karşısında durmak istiyor. Yapılan çalışmalar bana göre bundan ibaret. Yoksa Özel’i çok sevdiğinden, değer verdiğinden değil. Cumhurbaşkanı bir dönem daha cumhurbaşkanı olmak istiyor”
“Bahçeli yüzde 50+1’den taviz verilmemesi gerektiğini söylüyor”
MHP’nin Türk siyasetine yön veren başka bir parti olduğunu dile getiren Erel, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 50+1’in yani cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin gayet yerinde olduğunu, ufak tefek aksayan yönleri de varsa bunun çözülebileceğini ama çoğulcu olabilmesi içinde yüzde 50+1’den taviz verilmemesi gerektiğini söylüyor. Parlamenter sisteme dönmek için de anayasayı değiştirmek gerekiyor. Mevcut durumda Cumhur İttifak’ının milletvekili sayısı doğrudan doğruya anayasayı değiştirecek çoğunlukta değil. Ancak yanına bir parti daha alarak referanduma götürebilir. Devlet Bahçeli buna karşı çıkıyor. Yapılan her anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanlığının bir kez daha seçilip seçilememe tartışması da ortaya çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya
“Siyaset konuşularak memleket sorunlarının tartışılabildiği ve bir çözüm bulunabileceği bir mecra olmalı”
“Siyasette diyalog kapılarının açılması, farklı siyasi partilerin birbirileriyle görüşme zemini bulması ister taktiksel olsun, ister samimi olsun her halükarda faydalıdır” ifadelerini kullanan Bülent Kaya, “Çünkü siyaset konuşularak, görüşülerek memleket sorunlarının tartışılabildiği ve bir çözüm bulunabileceği bir mecra olmalı. Bu manada niyeti sorgulamadan, taktiksel de olsa samimi de olsa her zaman siyasiler arasındaki diyalogun faydasına inanıyorum” dedi.
“Her sistemi tartışmaya açabilirler”
Bugün parlamenter sistem için arayış veya tartışma söz konusu olmasa da biraz zaman geçtikten sonra bu konuların tartışılmaya başlayacağına dikkat çeken Kaya, “Geçmiş dönemdeki anayasa tartışmalarının tamamında AKP’nin yönetim sistemiyle ilgili bir fikri, ideolojisi ya da duruşu olmasından çok Erdoğan’ın yetkilerini tahkim eden düzenlemeleri önceleyen bir yapısı var. İlk önce mevcut sitem içerisinde iktidarlarını devam ettirip ettiremeyeceklerini gözlemleyecekler. Şayet mevcut sistemle seçimi kazanmayacaklarını anlarlarsa mutlaka her sistemi tartışmaya açabilirler. MHP’nin mecliste 50 milletvekili var. Yani ana belirleyici değil. Bugün sadece Cumhur İttifakı içerisinde AKP’nin TBMM içerisinde sayısal çoğunluğunu tamamlama itibariyle bir önemi var. MHP’nin yaklaşımından çok MHP’nin yaklaşımını dikkate alıp almaması sonucu belirleyici olacak. Bu anlamda meclisin geneli için belirleyici bir tavrı olmaz ama elbette AKP’nin MHP ile olan ilişkilerine yön verecek parti” diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar
“Türkiye’nin büyük sıkıntılarını konuşturmama ve anaysa perdesini çekme düşünceleri var”
Yumuşama açılımının tek sebebinin Ak Parti’nin seçimi kaybetmesinin olduğunu dile getiren Cem Avşar, “Kendi eliyle geçmişte kutuplaştırdığı, ötekileştirdiği bütün siyasi partilerle tekrardan bir görüşme yöntemi belirlemesi lazım. CHP’den DEVA’ya, DEM’den, İYİ Parti’ye herkesin ortak kesişim kümesi olacak bir görüşme programı da sadece anayasayla herkesi bağlayacak bir şeyle başlayabilir. Dolayısıyla bu yolu bunun için belki açtılar. Biraz bu süreçte yeni anayasa adı altında siyasi partilerle görüşeceklerini öngörüyorum. Bence buradaki amaç yeni anayasaya olan arzularından değil. Amaç gündemle alakalı değişiklik, yeni ortaklıklar, yeni ilişkiler, belki siyasi partilerin içerisinde bu yolla müdahil ederek gündem değiştirmek, ekonomiyi konuşturmama, emekliyi konuşturmama, öğretmen atamalarını konuşturmama. Türkiye’nin büyük sıkıntılarını konuşturmama ve anaysa perdesini çekme düşünceleri var. Eğer AKP’nin kutuplaştırmayı bitirme arzusu, niyeti varsa biraz toplumun nefes alması rahatlaması için bunun önüne böyle set koymamak lazım” ifadelerini kullandı.
“MHP ve AKP’nin önümüzdeki süreçte aralarında ki sorunlar artarak devam eder”
MHP’nin, AK Parti ile ortaklıklarının, birlikteliklerinin bozulmasından korktuğunu söyleyen Avşar, “Aralara başka siyasi partiler, başka ortaklıklar girecek diye kaygılı. Çünkü şu an AKP’ye istediğini yaptırabiliyor. Özellikle kamuda ve yargıda çok güçlü. Cumhur ittifakının arasına yeni bir güç, yeni bir partinin eklenmesi, yeni bir ortaklığın eklenmesi veya AKP’nin kendilerinin çizdiği yörüngeden çıkacak olması özellikle 50+1 başkanlık sistemi gibi konularda çok kaygılılar. Çünkü bu işlerine geliyor. Bu şekliyle bir düzen oluşturdular. Bunun aksi fazla demokrasi, fazla hukuk, fazla adalet demek. Ondan da çok memnun olmayacaklarını düşünüyorum. Dolayısıyla MHP ve AKP’nin önümüzdeki süreçte aralarında ki sorunlar bu şekliyle artarak devam eder. Çünkü AKP yeni bir yol arıyor” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu
“Müzakereci demokrasiye geçişin de bir ilk adımı olmuştur”
İki liderin buluşmasının büyük ve anlamlı olduğunu dile getiren Orhan Miroğlu şu ifadeleri kullandı;
“AK Parti, CHP ve mecliste temsil edilen diğer partiler arasında diyalog kapıları yeni anayasa için ve başka sorunlar için aralandıkça, partilerin merkez yönetimlerinde değil, ama partilerin periferisindeki camiada ‘huzursuzluk’ artıyor. Demokrasi ve yeni anayasa inşa süreci söz konusu olduğunda, önümüzde katılımcı demokrasiye güç katacak çok hareketli müzakere süreçlerinin olacağını akılda tutmak gerek. Ülkemizde haklı ve farklı bir heyecana yol açan, Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in tarihi buluşması demokrasimiz adına önemli bir gelişme ve ne olup olmadığına artık bakacağımız aşikar ve zorunlu olan müzakereci demokrasiye geçişin de bir ilk adımı olmuştur. İlk buluşması zirvede ve liderler arasında gerçekleşen Türkiye’nin müzakereci demokrasi sürecinin, zaman içinde tabana yayılmasını kendi adıma temenni etmekle kalmıyor daha güçlü bir Türkiye için, ülkemiz için hayati bir mesele olduğunu düşünüyor, hayırlı ve kutlu olsun diyorum”