7 Ekim’den bu yana Gazze’ye saldırılarını sürdüren İsrail ile Türkiye’nin ticareti sürüyor. Basın önünde yapılan açıklamalarda iki ülke yöneticileri birbirine ağır suçlamalar yöneltse de ticaret bağı kopmuyor. Türkiye'de iktidara yönelik ‘samimiyet’ eleştirilerinde de İsrail’le yapılan bu ticaret gündeme getiriliyor. Tartışmalar sürerken İsrail’in Gazze’ye saldırılarının en şiddeti yaşandığı kasım ayındaki ticaret verileri dikkat çekti. İki ülke arasında artan ticaret istatistiklere de yansıdı. Ticaret Bakanlığı verileri, İsrail’e ihracatın aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 34,8 arttığını gözler önüne sermişti.
5 ülke hedef Pazar listesinden çıkarıldı
Ticaret Bakanlığı, 2024 yılında firmaların yönlendirilebileceği hedef pazarlar listesinden İsrail ve Irak’ı çıkardı. Listeden 5 ülke çıkarılırken 9 ülke eklendi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu'nun Türkiye'den İsrail'e günde ortalama 8 geminin gittiğini söylemesinin ardından Ticaret Bakanlığı, '2024 Yılı İhracatta Hedef Ülkeler Listesini' hazırladı. İhracat Genel Müdürlüğü, 29 Aralık’ta listeyi; Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Genel Sekreterliği’ne, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’ye ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreterliği’ne gönderdi.
İsrail’le artarak devam eden ithalat ve ihracat ile ilgili Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ile konuştuk.
“Özel sektörün devlet tarafından sübvanse edilmesi lazım”
İthalat ve ihracatı kamu sektörü mü özel sektör mü kimin yaptığının ayrımının yapılması gerektiğini söyleyen Gökçe, “Eğer kamu sektörü yapıyorsa burada hükümetin yapmış olduğu söylemlerle sahada yapılanın birbirine uymadığını görüyoruz. Özel sektör yapıyorsa bu ihracat ve ithalatı o zaman işin boyutu değişir. Eğer özel sektör yapıyorsa bu konuda da özel sektördeki firmaların boykota katılmadığı anlamına geliyor. Burada da kar zarar analizi yaptığınız zaman eğer boykot yaptığı andan itibaren zarara uğruyorsa o zaman bunu devlet tarafından sübvanse edilmesi lazım” dedi.
“Özel sektörün karı azalacaktır”
“Eğer kamu sektöründe böyle bir ihracat ithalat söz konusuysa bu söylemle eylem arasındaki farklılığı gösterir” diyen Gökçe, Eğer özel sektör devlete başvurmuşsa ‘yani bu konuda ben boykot uygulayacağım bununla ilgili desteğe ihtiyacım var’ dediyse devletin yardım etmesi gerekir. Etmediyse o zaman anlaşılır. Ama şu da var pazar olayı. Şimdi siz burada ithalat ve ihracat yapıyorsunuz. İhracat yapmak demek pazar bulmak demek, pazarı kaybetme ihtimali var özel sektörün. İthalat konusunda da özel sektörün kaybı olacaktır. Özel sektörde gidip en ucuz malı almak isteyecektir. Eğer bunu da İsrail’den alıyorsa bundan vazgeçtiği andan itibaren o zaman özel sektörün karı azalacaktır” diye konuştu.
“Boykot tek yönlü olmaz, çok yönlüdür”
Özel sektör aktörlerinin elini taşın altına koyması gerektiğini savunan Gökçe sözlerini şöyle tamamladı;
“Biraz daha az kar elde etme konusunda daha dikkatli davranmaları gerekir. Boykot tek yönlü olmaz. Boykot çok yönlüdür. Toplumsal bir olay bu da hem kamu sektörü hem de özel sektörün destek olması gerekir diye düşünüyorum”