Haber: Ateş Çatıkkaş
Halk arasında genellikle şeker hastalığı olarak tabir edilen diyabet hastalığı dünyanın en hızlı artan kronik hastalığı olarak biliniyor. Türkiye Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Rıfat Emral diyabet hastalarının yaz aylarında dikkat etmesi gerekenleri ve nasıl beslenmeleri gerektiğini belirtirken, diyabetin hangi yaş aralığında görüldüğünü ve kaç çeşidi olduğunu aktardı.
Türkiye Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Rıfat Emral diyabet hastalığı hakkındaki soruları Elips Haber’e yanıtlıyor.
Diyabet (Şeker Hastalığı) nedir?
‘’Diyabet, halk arasındaki adıyla şeker hastalığı metabolik bir hastalık yani metabolizma hastalığıdır. Tabii ilk bulgusu kan şekerinin yüksekliği. Ama sadece karbonhidrat metabolizmasını değil aynı zamanda protein ve yağ metabolizmasını da etkiler. Önemli bir kronik hastalık.
‘’Diyabet her yaşta görülebilir’’
Diyabet hangi yaşlarda görülür ve kaç çeşidi vardır?
Diyabet her yaşta görülebilir. Yaş erkene çekildikçe yani erken ortaya çıkan diyabetler daha ziyade tip-1 diyabet dediğimiz insülinin tamamen vücuttan uzaklaşır ya da olmadığı bir durumla ortaya çıkar. Daha ileri yaşlarda daha sık tip-2 diyabeti görüyoruz. Burada hem insülin salınım kusuru vardır hem de insüline karşı bir direnç vardır. Aynı zamanda gebelerde ortaya çıkan geçici olan gebelik diyabetinden bahsedebiliriz. Diğer hastalıkların seyrinde ortaya çıkan altta yatan bir başka hastalığa ya da duruma veya ilaç kullanımına bağlı olan diyabetler var. Onlara da sekonder diyabet diyoruz. Son yıllarda diyabet tiplerine Dünya Sağlık Örgütü biraz daha ayrıntı getirdi. Ama en basite indirgeyecek olursak tip-1 diyabet, tip-2 diyabet ve gestasyonel diyabetten bahsetmemiz mümkün.
‘’İnsülin eksikliği oluşmuşsa hastada hızlı bir kilo kaybı görebiliriz’’
Diyabetin belirtileri nelerdir?
Çok büyük bir hasta grubunda diyabet sinsi seyreder ve sadece tahlil yapıldığı zaman glikoz düzeyinin yüksekliğiyle tanı koyulabilir. Eğer tanıda gecikildiyse veya tip-1 diyabet gibi hızlı gliskoz düzeylerinin yükseldiği bir durum ortaya çıktıysa en önemli bulgular arasında ağız kuruluğu, hararet hissi, çabuk susama, çok su içme, çok idrara çıkma, gece yatarak kalkma, bazı durumlarda olaya kaşıntılar vücudun özellikle genital bölgesinde kaşıntılar eşlik edebilir. Görme bulanıklığı yapabilir. Bulanık görme önemli bulgularından biri olabilir. Özellikle insülin eksikliği oluşmuşsa hastada hızlı bir kilo kaybı da görebiliriz.
‘’Tip-1 diyabet de insülin kullanmak zorundayız’’
Diyabet hastalığının tedavisi nedir?
Diyabetin tedavisi tip-1 diyabet ve tip-2 diyabette farklılık gösterir. Tip-1 diyabette tek tedavi olanağımız var. O da insülin. Yani dışarıdan hastaya insülin vermek durumundayız. Çünkü vücutta insülin salınımı yok. Tip-2 diyabette ise insülin direnci ön planda ortaya çıkıp buna daha sonra bir insülin salınım kusuru ekleniyor. Dolayısıyla biz tip-2 diyabetik bireylerde insülin dışı tedavi alan haplara, hasta ifadesiyle başvurabiliyoruz. Son yıllarda yine zayıflamayı da hızlandırıyor. Çünkü tip-2 diyabetik vakaların çok büyük bir kısmı maalesef obez.
Yine iğne şeklinde olan glikoz benzeri propektif bir dediğimiz yeni bir agonist dediğimiz yeni anti diyabetik olanlar var. Bunlar da tedaviye eklendi. Dolayısıyla eskiye göre daha fazla alternatifimiz var tedavi açısından. Ama diyabetin tip-1 olsun, tip-2 olsun mutlak tedavisinin başında tıbbi beslenme diyeti ve egzersiz programları var. Tabii ki hastaya uygun bir eğitim vererek bunlar yapılabilir. Herhangi bir zamanda da diyabet tanısı konan bir kişide insülin tedaviye eklenebilir. Tip-1 diyabet de insülin kullanmak zorundayız.
‘’Tip-2 diyabete hayat tarzımızın kötü olması sebep oluyor’’
Diyabete ne neden olur?
Diyabet-1 genetik potansiyelle geldiği için şu ana kadar önleme olasılığımız olmadığı için tip bir diyabeti tedaviyle ya da önleyebileceğimiz bir durum vardır diyemiyoruz. Fakat tip-2 diyabette en önemli etnolojik neden aslında bakarsanız kötü beslenme.
Yaşam ve bunun sonucunda ortaya çıkan obezite yani aşırı kilo, şişmanlık. Dolayısıyla çok basit söyleyecek olursak tip-2 diyabete özellikle hayat tarzımızın kötü olması sebep oluyor.
‘’Karbonhidratlar % 50-55 kadar günlük kalori ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenlenmeli’’
Diyabet hastası beslenmesinde nelere dikkat etmeli?
Diyabet hastasının beslenmesinde özellikle çabuk vücuda emilen basit karbonhidratların olabildiğince kısıtlanması önemli bir etken ya da aşama. Onun dışında bütün diyabet hastaları her besin ögesini yani karbonhidratı, proteini ve yağı tabii ki tüketecektir. Hatta karbonhidratlar beslenme düzeninde % 50-55 kadar günlük kalori ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenlenmeli. Ama bu karbonhidratlar biraz önce de söylediğim gibi basit karbonhidratlar olmamalı. Özellikle kompleks karbonhidratlar içeren sebze ağırlıklı beslenmek en uygunudur. Tabii belli bir miktarlarda porsiyon tüketmeliyiz. Onun dışında protein tüketilmeli. Et, et ürünleri, süt, süt ürünleri, tüketilebilir. Ama proteinin tek kaynağı, et et ürünü değil, kuru baklagiller de bu açıdan zengin. Onu unutmamak lazım. Kilolu kişilerde olabildiğince yağları kısıtlıyoruz ama elbette %20’nin altında bir yağ tüketimini günlük kalori ihtiyacı olarak önermiyoruz. Burada yağların içeriği önemli. Doymuş yağlardan zengin beslenmek sadece diyabet açısından değil kalp damar sertliği dediğimiz açıdan da tehlikeli. Dolayısıyla bunların doğru orantısal olarak uygun şekilde dağıtılması lazım.
‘’Mutlaka su tüketilmeli’’
Yaz aylarında diyabet hastalarının nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Yeterli su tüketimi. Özellikle şu zamanda ciddi şekilde hepimiz sıvıyı terle beraber atabiliyoruz. Vücudumuzun aslında bakarsanız %65-70’i su. Dolayısıyla yaşla beraber bu oran azalsa da sıvı tüketimi önemli. Bu açıdan beslenmemizde de olabildiğince daha rahat sindirilebilecek gıdaları ön planda tüketmemiz lazım ve aşırıya gitmemek lazım. Aldığımız gıda kadar sıvıyı da yerine koymamız lazım. Tabii diyabet hastaları özellikle ağız kuruluğu ve hararet hisseleri arttığı için özellikle bu zamanlarda mesela karpuz gibi ya da gazlı içecekler gibi içeceklere yöneliyor. Fakat bunlar çok tavsiye edilen yerine koyma yöntemi değil. Olabildiğince bildiğimiz su tüketilmeli.
‘’Azı karar, çoğu zarardır’’
Diyabet hastalarına ve diyabet hastası riski taşıyan insanlara ne söylemek istersiniz?
Sağlıklı beslenmenin yolu diyabet olanlarda da olmayanlarda da aynı. Her şeyden tüketmek ama dengeli ve miktarca gerekli olduğu kadar tüketmek önemli. Yani aşırıya kaçmayacağız. Azı karar, çoğu zarardır. Bir gün diyelim ki fazladan tüketimi gıda olarak aştık. O zaman onu harcayacağımız yöntem belli. Hareketimiz ya da düzenli egzersiz programını günlük hayatımızın bir parçası haline getireceğiz. Ama dediğim gibi sadece diyetle ya da sadece egzersizle gidilecek bir durum değil.
Hem diyetimize hem beslenmemize dikkat edeceğiz hem de hareketimize uygun şekilde devam edeceğiz. Hareketsiz kalmayacağız en önemlisi budur.’’