Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas savaşları küresel ve bölgesel ölçekte gıda enflasyonunu tetikliyor. Fransa ve İngiltere’nin, Rusya-Ukrayna savaşına yönelik yaptığı yeni açıklamalar savaşın derinleşerek devam edeceğini gösteriyor. Buğday fiyatları savaşın derinleşmesinden nasıl etkilenecek, Türkiye’nin tarım politikası olası savaşa hazırlıklı mı? Tarım politikaları doğru yönetiliyor mu?

Yüz binlerce çiftçi, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanacak buğday fiyatlarını bekliyor. Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, "Bu yıl da Buğday fiyatının düşük açıklanacağını ve fiyatın Türkiye Ziraat Odasının önce alıcı açıklamasına binaen primsiz 10,5-11 TL bandında olacağını, bunun geçen yıl hesapladığımız fiyatın bile altında kalacağını tahmin ediyorum" ifadelerini kullandı. Hükümetin buğday hasadı konusunda yetersiz olduğunu söyleyen Kahveci, “Türkiye’de tarım piyasaları yönetilemiyor ve yönetilmiyor” dedi.

Kahveci’nin konu ile ilgili yaptığı açıklama şöyle:

Türkiye’de tahıl ile ilgili Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) regülasyon kurumu olarak yetkili. Başka bir regülasyon kurumu yok. Regülasyon; iç piyasada, arz ve talebi çiftçinin lehine önce dengelemek sonra düzenlemek sonra da denetlemek demek. Burada çiftçi para kazanmalı, kar etmeli ve ürününü pazarlayabileceği bir mekanizma düzenlemeli ve bu mekanizmayı da kontrol etmeliyiz. Son dönemde yaşanan sıkıntıların ana temelinde regülasyon tercihinin değişmesi yatıyor. Her üründe olduğu gibi üretici değil tüketici odaklı düşünülüyor. Üretici en az sesi çıkan ve en geleneksel kesimdir. Dünyada tahıl sirkülasyonu birçok gıdada olduğu gibi kontrol altında olan bir sirkülasyondur. Dünya tahılını 7-8 firma kontrol etmektedir. Bu firmalar yıllık 190 milyon ton ile 210 milyon ton arasındaki buğday konusundaki ticareti kontrol eder.

“Geçen yıl sezona ciddi bir stok ile girmiş olduk”

Buğday hasadında fiyatlar nasıl? Beklentileri karşıladı mı?

Buğday hasadı konusunda henüz bir fiyat belirlenmedi. Geçen yılki fiyatlar bizim beklentimizin 3 TL altında kaldı. Bunun sebebi; geçen yıl dış piyasalardaki buğday fiyatları pandemi sonrası yükselmişti ancak Ukrayna – Rusya savaşı sonrası fiyatlar hızla düşmeye başladı. Lojistik kapı biz olduğumuz için biz dünyadaki fiyatlardan çok daha ucuza tahıl aldık. Geçen yıl sezona ciddi bir stok ile girmiş olduk. Geçen yıl 5 milyon ton stok ile girdik ve hızla ithalat yaptık. Ziraat Odası, buğday maliyetini bu sene için 10,87 olarak açıkladı. Bu konuda sormamız gereken soru neden maliyetin açıklanıp fiyatın açıklanmadığı olmalıdır. Bu sene, bizim geçen sene açıkladığımız 12 TL’nin altında kalacaktır. Elimizde hala 5 milyon ton buğday bulunmaktadır. Soruya gelecek olursak, tahmini olarak fiyat 10 buçuk TL seviyesinde olacaktır. Uluslararası fiyatlara uyulacaksa, uluslararası seviyede tarım yapılmalıdır.

AB Temsilcisi Borrell: Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine saygı duyulmalı AB Temsilcisi Borrell: Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine saygı duyulmalı

“İklim değişikliği nedeniyle sezon erken açıldı”

Küresel iklim değişikliğinin buğday hasadı üzerindeki etkisi ne oldu?

Bu sene iklim değişikliği nedeniyle sezon erken açıldı, üretim öne geldi. Evet ülkemizin bazı yerlerinde lokal kuraklıklar oldu. Dolayısıyla, bu seneki buğday üretimindeki beklenti 20 milyon ton civarında. Uluslararası Tahıl Konseyi 20 milyon ton rekolte koymuştur. Bu rekolte, bizim uzun süreli elde ettiğimiz rekolteler içerisinde iyi bir rekolte olarak görülmektedir. Bizim, geçen yıl seviyesinde ya da biraz daha fazla buğday üretme beklentimiz var.

“Türkiye’de tarım politikaları yönetilemiyor”

Hükümetin buğday hasadı konusundaki çalışmaları yeterli mi? Talepler karşılanıyor mu?

Hükümet bu konuda yeterli değil, çünkü bir yönetim yok. Tarım Bakanlığının bu konu üzerinde bir kapasitesi yok. 20-22 milyon ton üretilen buğdayın 9 milyon tonunu devlet satın almak zorunda kalıyorsa, piyasa düzeni yok demektir. Öyle bir düzen var ki, üretimin desteklenmesi ile de doğrudan ilgili bir durum yok. Destekleme rakamları 10 kat artsa dahi iç piyasa düzenlenmezse sorun çözülemeyecektir. Türkiye’de tarım piyasaları yönetilemiyor ve yönetilmiyor. Türkiye’deki regülasyon kurumu üretici değil tüketici lehinedir. Türkiye’deki regülasyon kurumu, dünya piyasalarındaki fiyatları takip etmek yerine, iç piyasadaki maliyetlerin ve fiyatların neden bu kadar kötü olduğunu ve çiftçilerin neden para kazanmadığını da açıklamalıdır. Çiftçinin bir tane beklentisi olur. O da, ürettiği üründen para kazanmaktır.

Muhabir: Şevval Dalgıç