Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Değişim talebini en güçlü şekilde ifade etmeye devam ediyorum” açıklamasını değerlendirdi. Selvi, “İmamoğlu genel başkanlığa aday mı” başlıklı yazısında Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarını çözmek için ‘dekodere’ ihtiyaç olduğunu savundu. Selvi, İmamoğlu’nun bir yandan CHP Genel Başkanlığı için sinyal verdiğini, diğer yandan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylıkla yetinecek gibi bir görüntü verdiğini iddia etti.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra ilk değişim işaretini İmamoğlu’nun verdiğine dikkat çeken Selvi’nin yazısı şöyle:
Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarını çözmek için dekodere ihtiyaç var.
Bir yandan CHP Genel Başkanlığı için sinyal veriyor, diğer yandan sanki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylıkla yetinecek gibi bir görüntü veriyor. Ama yine de hakkını yememek lazım. Seçimden sonra değişim işaretini verip yola ilk çıkan o oldu.
İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na
Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile iki kez görüştü. “Partide değişim gerekiyor. Ben bu değişimin öncüsü olurum” demişti. Kahvaltılı görüşmede Kılıçdaroğlu’na, “Partiyi kurultaya götürün. Siz kurultayda aday olmayın. Çekilin” demiş. Kılıçdaroğlu bunun üzerine, parti yönetimini değiştirdi. Ekrem İmamoğlu’na yakın tek bir isme yer vermedi. İki genel başkan yardımcısını İmamoğlu ile dirsek teması olduğu için tasfiye etti.
Kılıçdaroğlu aday
CHP, ekim ayında kurultay yapacak. Kılıçdaroğlu çekilmiyor. İmamoğlu’na kötü bir haberim olacak, önümüzdeki kurultayda da CHP Genel Başkanlığı için Kılıçdaroğlu yeniden aday olacak. “10 yıl daha buradayım” diyor.
İmamoğlu ne yapacak
Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun CHP yönetiminde yaptığı operasyondan sonra ilk kez konuştu. Değişimi yeterli bulmadığını ima etti. “Değişimin bir kurul, heyet değişimiyle olmayacağının farkındayız. Değişimi sadece ben değil, toplum istiyor” dedi. İmamoğlu diyor ki Kılıçdaroğlu değişmeden gerçek bir değişim olmaz.
Haksız mı
İmamoğlu’nun haklı olduğu bir nokta var. “Yaşananlar bir özeleştiri ve bir muhasebe gerektirir. Yapılması gereken hassas alanlar vardır. Şunun altını çizelim. Ne yazık ki 9 yılda 3 kez seçim kaybettik. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettik. Bu seçimlerden sonra da şunu yapamayız. Aynı şeyleri yapıp yol yürüme gafletine kapılamayız” diyor. Haksız mı?
Kılıçdaroğlu’nun savunması
Peki bu seçimleri kaybeden lider kim? Seçimi lider kazanır ya da kaybeder. CHP’de herkes kaybetti, bir tek Kılıçdaroğlu kaybetmedi. MYK’daki değişim için, “Toplumun beklentilerini dikkate aldım. Yenilenme istiyordu toplum. Biz de bunu yaptık” diyor. Toplum asıl Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesini bekliyor. Toplumun beklentilerini o kadar önemsiyorsa istifa eder.
Görevden kaçmam
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanlığı’na adaylık konusunda hep tereddütlü konuştu. Ama ilk kez bu kadar ileri bir adım attı. “Mesele bir makam ve bir kurul meselesi değil. İdeallerim uğruna görev almaktan çekinmem, çekinmedim. Aynı yolda yürüyeceğim. Süreci takip ediyorum” dedi. Bu bir adım daha ileri gittiğini gösteriyor.
Hangi süreç
Ama burada kilit nokta, “Süreci takip ediyorum” cümlesidir. İmamoğlu iki noktaya işaret ediyor. “Siyasi yasak ne olacak? İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi ne olacak? Bakın bunların hepsi cevapları verilmesi gereken sorular” diyor. Belli ki siyasi yasak gelecek mi, İstanbul seçimleri ne olacak, merak ediyor.
Cesur olacak mı
Bunlar elbette önemli noktalar. Ama ben İmamoğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi mücadelesini iyi okumasını tavsiye ediyorum. Erdoğan süreçleri beklemedi. Süreçleri şekillendirdi. İnandı, mücadele etti ve sonunda kazandı. Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanlığı için çok istekli ama cesaretli değil. Hannibal’ın dediği gibi, “Ya bir yol bulacak ya bir yol açacak”. Yoksa Kılıçdaroğlu onu kurultayda yer. Aynen cumhurbaşkanlığı adaylığında olduğu gibi.
Gözler Hakan Fidan’ın üstündeydi
Meclis Başkanlığı seçimini izlemek üzere Meclis’teydim. Meclis’e muhalefet kulisinden girdim. Şöyle bir tablo vardı. CHP’liler, İYİ Partililer, Saadet, DEVA ve Gelecek Partililer ayrı ayrı oturuyorlardı. CHP listelerinden Meclis’e girmiş milletvekilleri değil, sanki iktidar ve muhalefet gibi birbirlerinden uzak duruyorlardı.
Muhalefet kulisindeki tablo
Öbek öbek oturmuşlardı. Birlikte çay bile içmiyorlardı. Tabii hep böyle sürmez ama ortada Millet İttifakı falan kalmamış. Yarın başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği ya da Irak-Suriye, Libya tezkereleri geldiğinde kimin iktidarla kimin muhalefetle birlikte hareket ettiği belli olmaz. Muhalefet kulisindeki manzarayı görünce muhalefetin tek blok halinde hareket edemeyeceğini düşündüm.
İlgi odağıydılar
Meclis Başkanlığı seçiminden önce milletvekili seçilen eski bakanlar ardından da yeni bakanlar yemin etti.
Rock yıldızı gibi
Günün esprisi Hakan Fidan’la ilgiliydi. Dışişleri Bakanlığı’ndaki devir teslim sırasındaki, “Türkiye Hakan Fidan’ın sesini duydu” esprisine atıfla, “Meclis Hakan Fidan’ın sesini duydu” denildi. Yemin töreni bitince bakanlar Genel Kurul salonunda uzun süre tebrikleri kabul ettiler. Bu sırada Meclis’in şeref salonu doluydu. Bakanların çıkışı bekleniyordu. İlk çıkan Hakan Fidan oldu. Herkes onu görmek için uğraşıyordu. Hakan Fidan rock yıldızı gibi ilgi görüyor.
Yaşar Paşa
Genelkurmay Başkanlığı üniformasını çıkarıp Milli Savunma Bakanlığı görevini üstlenen Yaşar Güler’i yemin töreni nedeniyle bulunduğu sırada Meclis’te izledim. Kısa sürede sivil hayata uyum sağlamış.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş
Meclis Başkanlığı’na dört dörtlük bir isim seçildi. Numan Kurtulmuş demokrasi mücadelesinin içinden gelmiş birisi. Hep milli irade kavgası verdi. Entelektüel birikimi ve siyasi geçmişi ile Meclis’i onurla temsil edecek bir başkan oldu. Gönülden tebrik ediyorum.
Ali Yerlikaya: Rehberimiz hukuk
Yeni bakanlarla konuşuyorum. Eski bakanlarla telefonlaşıyorum. Benim için dostluklar baki. Makam ve mevki ile değişmiyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile konuşuyorduk. Devir teslim töreni sırasında yaptığı konuşmadaki insan hakları ve hukuk vurgusuna değindim. “Göreve başlarken yaptığınız bu vurgu kamuoyu tarafından çok olumlu karşılandı. Hatta muhalefet milletvekillerinden bu yönde olumlu değerlendirmeler yapanlar oldu” dedim.
Tüm birimlere söylüyorum
İçişleri Bakanı Yerlikaya, “Bizim temel referansımız hukuk ve İnsan hakları. Bakanlığımıza bağlı birimleri ziyaret ediyorum. Sizinle görüşmeden önce de Emniyet Genel Müdürlüğümüzü ziyaret etmiştim. Polisimize ve jandarmamıza hep aynı ifadeleri söylüyorum” dedi. Terörle mücadele konusunda en ufak bir taviz vermeden Türkiye’nin bu yaklaşıma ihtiyacı var.