Ankara'da 30 Aralık 2022'de öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Bursa'da yaşayan kardeşi Selma Ateş, kendisini takip eden grupla ilgili olarak karakola getirilen şüphelileri tanımadığını söyledi. 

Gazete Duvar'dan Osman Çaklı'nın haberine göre, kendisini takip eden kişilerin değil farklı kişilerin teşhis için karakola getirtildiğini belirten Ateş, "Ben bizi takip edenlerin Ülkü Ocakları’ndan olduğunu düşünüyorum. Benim yerimde olsanız siz kimden şüphelenirdiniz? Ülkü Ocaklı gençlerin kim olduğunu yürüyüşünden tanırsınız. Giyimi, bıyığı, yüzü hep birbirine benzer. Gördüğünüzde bu Ülkü Ocaklı dersiniz" dedi.

Selma Ateş, dün kendisini iki aracın takip ettiğini belirterek karakola gitmişti. Ateş, karakolda kamera kayıtlarından kendisine gösterilen kişileri teşhis etmişti. Gazete Duvar'a konuşan eski Bursa Ülkü Ocakları Başkanı Cahit Özdemir Selma Ateş'i takip edenlerden iki kişinin Bursa Ülkü Ocakları başkan yardımcıları olduğunu ileri sürmüştü.

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada MHP Genel Başkanı Semih Yalçın'a tepki göstererek şu ifadeleri kullanmıştı:

"Ey Semih Yalçın! Daha bu akşam bardağını yudumlarken göbeğini kaşıyarak yazdığın açıklamada “Bize iftira atıyorlar. Tiyatro. Senaryo. Yalan. İftira' diyordun. Bak, şimdi ne oldu. Bursa Ülkü Ocakları mensupları, Selma Ateş Abla’yı takip ederken yakayı ele verdi. Senin mum yatsıya kadar bile dayanamadı. Yatsı vaktini bilmiyorsan eğer ‘Google’da arat."

"Net teşhis yapamadık"

Selma Ateş bu iddiaya ilişkin yaptığı açıklamada şüpheli kişilerin Bursa Ülkü Ocakları üyesi olduğu bilgisini kendisinin dile getirmediğini belirterek şunları söyledi:

"Elimizde net bilgi yok. O yüzden net teşhis yapamadık. Ben Ülkü Ocakları’ndakileri net bilemiyorum. Kanıtsız konuşmak istemem. Bizi kim takip eder? Bir araba var ve o arabadan inen şahıslarla bizim karakolda gördüklerimiz aynı değil. Husumetimizin kimlerle olduğu çok açık. Dün akşam teşhis için karakola getirilenleri tanımıyorum. Belediye çalışanlarıymış. Benim gördüğüm çocuklar onlar değildi. Benim gördüğüm 170 santimetre boyunda mavi gömlekliydi ama karakola gelen 150 santimetre boyundaydı. Emniyet müdürüne en ince ayrıntısına kadar anlattım. Bana benim gördüğümü gösterseler direkt ‘bu’ derim. Böyle olunca net kanıt olmuyor. Karakolda ifade veren şahıslar da bizi hiç görmediklerini söylemişler. Can güvenliğimiz yok."

"Ülkü Ocakları'ndan olduğunu düşünüyorum"

Selma Ateş, neden Ülkü Ocakları üyelerinden şüphelendiğini ise şu şekilde anlattı: "Ben bizi takip edenlerin Ülkü Ocakları’ndan olduğunu düşünüyorum. Benim yerimde olsanız siz kimden şüphelenirdiniz? Ülkü Ocaklı gençlerin kim olduğunu yürüyüşünden tanırsınız. Giyimi, bıyığı, yüzü hep birbirine benzer. Gördüğünüzde bu Ülkü Ocaklı dersiniz. Biz de görünce böyle dedik."

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Gazetecilerin MHP'li yöneticiler tarafından tehdit edilmesi suçtur Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Gazetecilerin MHP'li yöneticiler tarafından tehdit edilmesi suçtur

"Dava yaklaşıyor diye sesimizin çıkmasını istemiyorlar"

Selma Ateş son olarak şunları söyledi:

"1 Temmuz’a kadar avukatımın ısrarıyla koruma alıyorum. Koruma istemiyordum. Suikasta uğrasak yanımızda biri ölse bunun acısıyla yaşayamam. Bizi daha önce tehdit ediyorlardı zaten. Zeki Berkay Albayrak var Ülkü Ocaklı, benim paylaşımlarına mesaj atıyor ve ‘Ülkü Ocakları hesap sorar’ diye yazıyordu. Bunla ilgili suç duyurusunda bulundum. Bugüne kadar ben yumuşaktım. Genç çocuklar olduğu için zarar görsünler istemedik. Sinan da öyle diyordu, genç çocuklar zarar görmesin. Artık kimse kusura bakmasın. Benim annem bir kere aynı acıyı yaşamış. Benim çocuklarım da annesiz kalsın istemiyorum. Biz ne kadar iyi niyetli olursak olalım kötü fikirlerinden vazgeçmiyorlar. Cezasız kalan suç failleri her gün azgınlaştırıyor. Bu sözün anlamını dün gördük. Bir adım atarken üç kere beş kere düşünsünler. Bundan sonra hepsini şikayet edeceğim. Evimin önünde başladı bu takip, sonra oturduğu yerde devam etti. Sosyal medyadan sürekli tehdit ve mesajlar aldık. Dava da yaklaşıyor bizim sesimizin çıkmasını istemiyorlar. Benim 38 yaşındaki kardeşim sokak ortasında katledildi. Siyasi kimliği bir yana bir akademisyen. Türkiye’nin artık bu cinayeti çözmesi gerekiyor."

Editör: Betül Vural