TMMOB Şehir Plancıları Odası, Hatay'da meydana gelen 6 Şubat depremlerinin şehre etkilerini, deprem sürecinde yaşananları ve afet sonrası planlama konusunu içeren detaylı bir rapor yayınladı. Sunuş bölümünde, TMMOB Şehir Plancıları Odası'nın 6 Şubat depremlerinin etkilerini değerlendirmek, Şehir ve Bölge Planlama mesleğinin rolünü ve yapılan hataları tespit etmek, ardından gerekli adımları atmak sorumluluğunu üstlendiği ifade edildi.
Hatay İli üzerinde TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından yapılan kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan rapor, 250'den fazla öğrenci ve benzer meslek gruplarıyla birlikte 7 ay süresince hazırlandı. Raporun amacı, detaylı bir şekilde oluşturulan içerikle dayanıklı ve dirençli kentlerin oluşturulmasına rehberlik etmek olarak belirtildi.
Rapor, Makraform, Ulaşım, Açık Yeşil Alanlar, Kamu Yapıları, Riskli Alanlar, Kentsel Dokular ve Kültürel Miras olmak üzere 7 bölümden oluşuyor. Kentin tarihsel süreç içindeki mekansal gelişiminin değerlendirildiği ilk bölümün ardından, ikinci bölümde depremde acil müdahale sürecinde önem taşıyan kamusal kullanım alanlarının yer seçiminin ele alındığı belirtiliyor.
Rapor, AFAD tarafından belirlenen deprem toplanma alanları, geçici barınma yerleri, kamu yapılarının kentin gelişimiyle ilişkisi ve deprem sürecindeki işlevleri gibi konuları içeren değerlendirmeleri içeriyor. Ayrıca, Hatay kentinde ilan edilen riskli alanlar, yıkım sonrası veriler ve genel yıkım verileri, bitişik nizam yapı-deprem ilişkisi, karma kullanım alanlarının yıkımların boyutunu artırması gibi konulara odaklanan rapor, kültür varlıkları ve sit alanlarının hasar durumlarına ve riskli bölgelerden etkilenme durumlarına da detaylı bir şekilde değiniyor.
Raporun genel değerlendirme bölümünde, Hatay kentinin uygun önlemlerle kırılganlıktan kurtarılarak aşama aşama dirençli hale getirilebileceği ifade ediliyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası, raporun sonunda yapılması gerekenleri sıralayarak incelemeyi tamamlıyor.
Yapılması gerekenler ise maddeler halinde şu şekilde ;
- İmar mevzuatı bir bütün olarak kamu yararının gerektirdiği şekilde, Anayasa’nın devlete yüklediği sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarını tüm yurttaşlara sunma görevini yerine getirecek şekilde kurgulanmalıdır.
- Planlama meslek alanındaki müdahale araçlarının yetersizliği görülerek, yapılaşma sürecinde yer alan diğer meslek alanlarına ek olarak plancıların analiz aşamasından, plan onay süreçlerine ve onaylı plan dahilinde başlanan yapılaşma sürecinin sonlanmasına kadar tüm süreçlerde etkin rol almasının sağlanması gerekmektedir.
- Yapılaşma süreçlerinin plana uygun bir şekilde gerçekleştiğine dair kontrolün mevzuata eklenmesinin yanında, ilgili yönetmelikte tariflenen biçimde mühendislik tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığı etkin bir şekilde denetlenmelidir.
- Yalnızca fay hattına uzaklık veya yalnızca bina yapım yılı gibi veriler göz önüne alınarak belirlemeler yapmaktan kaçınılmalı, rapor bütününde farklı konu başlıklarındaki risk faktörleri ve deprem sonrası yaşanan yıkım ile karşılaştırılarak elde edilen mekansal veriler ışığında kapsamlı değerlendirmeler yapılarak kararlar alınmalıdır.
- Tüm yurttaşlar için sağlıklı ve güvenli yaşam alanları inşa edebilmek ve bu tür büyük acılarla yeniden karşılaşmamak için sosyal konut politikalarını da içeren, yoksul halk kesimlerini önceleyen, barınma ve yeniden inşa sorununa yalnızca artı değer üreten bir sektörel faaliyet, bir beton dökme faaliyeti olarak bakmayan kamucu çözümler hayata geçirilmelidir.