Türkiye’de 31 Mart 2024 günü yapılacak yerel seçimler için vaatlerde bulunan bazı siyasiler, sokak köpeklerinin toplatılacağı yönünde açıklamalarda bulundu. Kamuoyunda sık sık gündeme gelen, sokak köpeklerine ilişkin olumsuz haberler halkın bir kesiminde endişe yaratırken, sokak köpeklerinin toplatılması konusu yeniden gündeme geldi. Yaşam İçin Yasa İnsiyatifi’ni temsilen görüşlerini belirten Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği (PADER) İstanbul Temsilcisi Ayşem Özleyiş Oğuz, kurallı ve yaptırım gücü yüksek yasal düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekti.

Halkın sokak köpeklerine yönelik tepkilerinin son dönemde arttığını söyleyen Oğuz, bu artışın nedenini siyasilerin bu konuyu gerçekliğini soruşturmadan siyasete malzeme yapmak istemelerine bağladı. Oğuz, “Bir canlının yaşam hakkının siyasete malzeme edilmesi, hayvanların mal değil can olarak belirlendiği yasal olarak açıklanmışken son derece yanlıştır” dedi.

“Yapılan haberlerin içinde gerçekliği kanıtlanmış 3-4 haber varsa diğerleri düzmece”

Medyada sokak köpeklerine ilişkin haberlere değinen Oğuz, “Yapılan haberlerin içinde gerçekliği kanıtlanmış 3-4 haber varsa diğerleri düzmece, yalan ve yurtdışı kaynaklı haberlerden oluşmaktadır. Halk bu haberlerden etkilenerek ana akım medyada izledikçe olayların gerçekten yaşandığına ve köpeklerin tehlikeli olduğuna inanmaktadır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince var olan haber kanallarında yayınlanması gerekli kamu spotu bilgi paylaşımlarının uzun yıllar önce kaldırılmış olması halkın bilgi edinme, bilinçlenme hakkını elinden almıştır. Bu şekilde yanlış yönlendirilen halk hiçbir zararı olmasa da köpekleri istememekte hatta oldukça ileri giderek köpeklere şiddet uygulamaktadır” diye konuştu.

“Pandemi döneminde 2 yıl hiç kısırlaştırma yapılmadı”

Ortada bir popülasyon artışı olduğunu açıklayan Oğuz, “Ama dönüp baktığımızda yasal hiçbir kural uygulanmamış, kurumlar görevini yapmamıştır. Pandemi döneminde 2 yıl hiç kısırlaştırma yapılmadığını kabul edersek ki tek tük kısırlaştırma yapan belediye dışında bu artış beslenmiş, hayvan satışını ve üretimini de eklersek bu duruma sebebiyet verenlerin masum hayvanlar değil yetkililer olduğu ortadadır” ifadelerini kullandı.

Bakan Göktaş: Engellilere hizmet veren 7 pilot gündüzlü bakım merkezinde yeni proje başlattık Bakan Göktaş: Engellilere hizmet veren 7 pilot gündüzlü bakım merkezinde yeni proje başlattık

Hayvanlar-1

“Sorun insanlardan kaynaklanmaktadır”

Şahsi olarak sokak köpeği sorununun olduğunu düşünmediğini belirten Oğuz, “Sorun maalesef biz insanlardan kaynaklanmaktadır” diye ekledi.

Kısırlaştırma, aşılama ve takibin önemini vurgulayan Oğuz, “Kurallı ve yaptırım gücü yüksek yasal düzenlemeler yapılarak 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde kısırlaştırma, aşılama ve takiple bahsi geçen ve sorun olarak nitelendirilen her bir unsur hızlıca sorun olmaktan çıkacaktır. Üretim ve satışın durdurularak sokağa terk edilen hayvanların olmamasını sağlamak da iktidarın elindedir” şeklinde konuştu.

Doğru ve ciddi çalışmanın önemine dikkat çeken Oğuz, “İktidar olarak tanımladığımız, hangi parti olursa olsun 2004 yılında kabul edilen ve yakın zamanda 7332 sayılı kanunla değişikliğe uğrayan 18 maddeyi de içine alarak doğru ve ciddi bir çalışma yaparsa Türkiye’de böyle bir sorunun varlığından bahsedilemez ve dört yıl içinde problem çözümlenir. Bu birçok uzman tarafından açıklanmış, siyasilerle STK düzeyinde yapılan görüşmelerde sahadan elde edilen açık ve net sonuçlarla ifade edilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Çözüm kısırlaştırmayla birlikte yasal tüm süreçlerin dürüstçe uygulanmasıyla olur”

Oğuz, “Çözüm kısırlaştırmayla birlikte yasal tüm süreçlerin dürüstçe uygulanmasıyla olur. Bugün Türkiye’de 5199 HKK eksik, yanlış ve suistimale açık durumlar barındırmaktadır. Bu durumların en doğru şekilde ortadan kaldırılması, yeni düzenleme, kontrol, uygulama ve yaptırım gücüyle başarısızlık ihtimali ortadan kalkacaktır” dedi.

Öldürmenin çözüm olmadığının altını çizen Oğuz, “Çözüm asla öldürmek değil, doğal yaşam alanı adı altında hayvanların ölümü anlamına gelecek toplama kamplarına toplanmaları değil, yasal süreç içinde kısırlaştırmak, aşılamak ve yerinde yaşatmaktır. Üretim, satış, merdiven altı üretim ciddi kanunlarla çevrelenip yasaklanmalı ve denetlenmeli, 5199 HKK adına yakışır şekilde Türkiye’de hayvanları korumalıdır” diye konuştu.

Hayvanlar 2

“Yaşam bir bütündür, bütünü bozan her eylem hepimiz için kayıptır”

Hayvan hakları savunucularının siyasilerden taleplerine değinen Oğuz, “Aslında her yerel seçim öncesinde adaylara sosyal medya, STK ve gönüllüler olarak hep aynı şeyler ikaz edilmiş edilmeye de devam etmektedir. Yasal süreçlerin uygulanması, caydırıcı yaptırım, belediyelerin kuralsızlıkları, belediyelerin denetlemesini yapan kurumların kontrolü ön plana çıkmaktadır. Siyasilerden istenilen tek şey dürüstçe 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun uygulanmasıdır” ifadelerini kullandı.

Küresel ısınma ile karşı karşıya kalan dünyanın geleceğinin ancak doğa ve hayvanın korunmasıyla var olabileceğini söyleyen Oğuz, “Bu net sonuç dikkate alınmaz hızla tüketilmeye devam edilirse bir gelecek olacağını asla düşünmüyorum, en son açıklanan dünyanın 67,5 yılının kaldığıdır. Ülkemizde de çalışmalar yapılmalı siyasiler ekoloji birlikleri, STK’lar, bilim insanları bir araya gelerek geleceğin inşası için doğayı korumalıdır. Yaşam bir bütündür, bütünü bozan her eylem hepimiz için kayıptır” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: Betül Vural