Aralarında spor dünyasının ünlü isimleri Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu toplam 21 kişinin dolandırıldığı iddiasıyla 252 yıla kadar hapsi istenen Seçil Erzan duruşmada Fatih Terim’e ilişkin iddialarda bulundu. Erzan, “Fatih Terim bana önce 300 bin dolar ardından 1 milyon dolar teslim etti ve ‘Al bunu değerlendir’ dedi. Terim’e 2022 Ocak ayından itibaren 2023 Nisan ayına kadar gelen tüm paraları ona ben verdim. Fatih hoca yüklü harcamalar yaptığı için gayrimenkullerini satışa çıkardı. Terim’in kredilerini de ötelettirdim. Mesela o dönem şubeye teftiş de gelebilirdi ama gelmedi" dedi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük getirilirken, tutuksuz sanıklardan Nazlı Can, Asiye Öztürk ve Atilla Yörük de duruşmaya geldi. Müştekiler ile çok sayıda taraf avukatı da salonda hazır bulundu. Savunmasında Fatih Terim’in değerlendirmesi için kendisine toplamda 1 milyon 300 bin dolar teslim ettiğini anlatan Erzan, “Hoca bir dönem özel bankacılıkta zarar etmişti. Çok sinirlenmişti. Bana Fatih Terim önce 300 bin dolar ardından 1 milyon dolar teslim etti ve ‘Al bunu değerlendir, sen yaparsın’ dedi. Terim’in hesabına 2022 Ocak ayından itibaren 2023 Nisan ayına kadar gelen paraları, tüm paraları ona ben verdim. Hocanın 300 bin doları onun istediği kadar değerlenmedi. O paranın nasıl kullanıldığını da hatırlamıyorum. Fatih hoca yüklü harcamalar yaptığı için gayrimenkullerini satışa çıkardı. Bodrumdaki villasını sattı getirdi. Hocanın gayrimenkulleri satılsın diye emlakçının peşine düşmüştüm. Buradan gelecek fonla da gerçek, resmî bir Fatih Terim fonu kurmayı düşünüyordum. Zaten sonradan bana 1 milyon dolar göndermesinin sebebi de fazla harcama yaptığı içindi “dedi.
Herkes beni arayıp ‘Bana şu kadar yaz’ diyordu
Kimden ne kadar para aldığını da tek tek anlatan Seçil Erzan, “Arda Turan bana toplam 10 milyon 736 bin dolar getirdi. 7 milyon 920 bin dolar aldı. Ben daha önce hesap yapmamıştım. Hesapları yaptım bu hesaplar doğrudur. Benim hatırladığım rakamlar bunlar bunun haricinde bir şey varsa Arda getirsin oturup konuşalım. Aklımı oynatacağım, ben bunları hatırlıyorum. Selçuk İnan’ın benim hesabıma göre 1 milyon 350 bin dolar alacağı var. Muslera 1 milyon 200 bin dolar vermişti, 700 bin dolar geri aldı, 500 bin doları kaldı. Buse Terim ve eşinden önce 190 bin dolar sonra 50 bin dolar daha aldım. Bilirkişi raporunda yer alan listeyi yaparken Hüseyin Bey ve Nazlı da yanımda vardı. Ben o gece ölmeyi beceremedim, bana bu listeyi yaptırdılar. Bana o gece ‘Milyar dolar da yaz’ deselerdi yazardım. Herkes beni arayıp ‘Bana şu kadar yaz’ diyordu" şeklinde konuştu.
Benim param yok
Mahkeme Başkanının ‘Sizden fazla para alanlar kim?’ sorusuna Erzan, “Semih Kaya 4 milyon 275 bin dolar fazla para aldı. Fırat Özdemir 2 milyon 410 bin dolar, Ali Yörük’ün tefeciler dediği kişilere 3 buçuk milyona yakın ödeme yapıldıö dedi. Erzan’ın başka isimler de sayması üzerine mahkeme başkanı ‘Madem bu insanlara bu kadar fazla para verdiniz ve hala sizi rahatsız ediyorlardı neden buna bir tepki göstermediniz? Neden onları engellemediniz? Sorusuna ilişkin Erzan, “Çünkü korkuyordum. Kapımda 10 tane tefeci vardı. Benim bir imajım vardı, şube müdürüydüm. Rezillik çıkmasın istedim. Bana şantaj yapıyorlardı. Benden ekstra para istediklerinde bu sebeple tamam diyordum, vakit kazanmaya çalışıyordum, karşılarında tir tir titriyordum. Sanki istedikleri parayı vermek zorundaymışım gibi hissediyordum. Aslında ben iyi bir insandım. Ben, bir sarmala sürüklendim kimsem yoktu. Fazla para verdiğim kişilerin bana ödeme taahhütleri vardı onlara güveniyordum. Benim aracım yol ortasında durdurulup içindeki paralar alınıyordu. Ben canını kurtarmanın derdine düşmüştüm. Ben Süleyman Aslan dışında hiç bir tefeciyi de tanımıyorum. 2022 Aralıkta tamamen bitmiş durumdaydım. Artık para filan görmek istemiyordum. Benim param da yok" dedi.
Fatih Terim'in kredilerini de ötelettirdim
Bu fondan ve yaşananlardan Denizbank’ın haberi olup olmadığına ilişkin de konuşan Seçil Erzan, “Ben şube müdürü olarak kasaya bile giremezdim. Bir müşteriyle şube dışında para alışverişi yapmam yasaktı. Çünkü işten çıkarılırdım. Ben hiç bir şeyi gizli yapmadım. Banka bunları biliyor diye düşünüyordum. Bölge müdürüm bir anormallikler olduğunu fark etmişti. Ben Arda’nın kredisini onaylanması için Mehmet Aydoğdu’yu aradım. Ama banka kredileri vermeyebilirdi. Ben önemli bir müşterim olan Fatih Terim’in kredilerini de ötelettirdim. Mesela o dönem şubeye teftiş gelebilirdi ama onlar teknik olarak biz nerede hata yaptık diye düşündüler. O zaman teftiş gelseydi, personelle görüşseydi oraya girip çıkan futbolcuları görebilirdi. Banka, bir şube müdürünün odasında paraya dokunması bile yasakken bu insanlar neden Seçil’in odasına valiz valiz parayla girip çıkıyor diye görmeliydi. Durumun ne olduğuyla alakalı benimle 3 gün boyunca yapılan toplantıda Hakan Ateş toplantı salonunda ‘Zarar ziyan çıksın ortaya ödeyeceğiz’ dedi. Ama yaptığım şeyleri onlarla direkt paylaşmıyordum ama gizlemiyordum da. Şubede her şey aleniydi. Bankanın kusuru da benim kusurumda ortaya çıksın" ifadelerini kullandı.
Herkes zenginleşiyordu
Tefecilerden gelen parayı nasıl kabul ediyordunuz sorusuna Erzan, “ Bana paralar getirilirken tefeci parası olduğunu söylemiyorlardı. Bana dövizci diyorlardı, ben de borçlarım olduğundan kabul ediyordum. İnsanlar kendi giderlerini belgeleyebiliyorlarsa gelirlerini de belgelemeliler, belgeleyemiyorlar, işte o gelir bendim. Herkes zenginleşiyor 1+1 evde oturan villada oturuyor, arabasını yükseltiyordu. Benim babamın kefen parasını bile aldılar. Benim para aldığım insanlara ben paranızı değerlendiriyorum demedim. Bana Florya yan sokakta verilen paralar ‘Al nasıl değerlendiriyorsan değerlendir’ şeklinde borç verildi. Ben herkese Fatih Terim fonu var demedim. Ben kimisine banka, kimisine borç dedim. Birkaç kişiye zor dönemde söylemiştim. Mesela Muslera bunu gözümün önünde hocadan teyit ettirmişti" dedi.