T24 yazarı Tolga Şardan, “Lütfü Savaş'ın torpili kim, Savaş'ı aday seçenlerin içi ne kadar rahat?” Hatay'da, 6 Şubat depremleri sonrasında eleştirilen mevcut Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın tekrar aday gösterilmesini ele aldı.
“CHP yönetiminin Savaş'ı yeniden aday yapma tercihini kullanması; her şey bir yana sadece 6 Şubat'ta yitirdiklerimizin ruhlarını incitir. Kayıpların sahiplerinin yüreklerini sızlatır” ifadelerine yer veren Şardan’ın yazısı şöyle:
“Bu coğrafyada, "sözün bittiği yer"i geride bırakalı epeyce zaman oldu.
Muhalefet, siyasi tercihler konusunda iktidarı eleştirirken, bilhassa ana muhalefet partisi CHP de bu konuda iktidardan geri kalmadığını Lütfü Savaş'ı yeniden Hatay'da aday yaparak gösterdi.
Genel Başkan Özgür Özel'in gazeteci Candaş Tolga Işık'ın programında yaptığı açıklamanın henüz dumanı üzerinde.
Işık'ın "siz mesela Hatay Belediye Başkanı'nı başarılı buluyor musunuz? Bir sonraki dönem yeniden aday yapacak mısınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bunu geçtiğimiz günlerde memnuniyet anketi çalışılırken 'Hatay'ın anketini oldukça detaylı; siyasi kırılımlara göre, ilçe kırılımlarına göre ve elimizde bulunan, bulunmayan bütün kırılmalara göre detaylı alalım. Hatay'da vereceğimiz karar çok tarihi bir karar olacak. Çünkü depremden sonra 'Hatay, Başkan hakkında ne düşünüyorsa o karara biz uymak zorundayız' dedim. Onu göreceğiz. Zaten eğer Hatay bir şey söylüyorsa, vatandaş bir şey söylüyorsa sen onunla inatlaşıyorsan onun bedelini sana sandıkta ödetir."
Özel, öncesinde 12 Kasım'da beraberinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile kente gittiğinde de şu açıklamayı yaptı:
"Ben, Cumhuriyet Halk Partisi'nin şu anki genel başkanı olarak, ilk genel başkanımızın emaneti olan ve 'Benim meselem' dediği Hatay'ı söz verdiğim gibi bundan sonra benim meselem kabul ediyorum."
CHP Genel Merkez yönetimi, Genel Başkanı'n her iki açıklamasındaki mesajlarına rağmen, 6 Şubat depreminden sonra eleştiri oklarının en çok hedefindeki isimlerden mevcut Lütfü Savaş'ı yeniden başkanlık yarışında aday göstermekten kaçınmadı.
Büyüteç'i yazarken siyasi açıdan görüşme yapmadığımı belirteyim. Sadece ülkede oy hakkı olan seçmen konumunda birey olarak düşündüklerimi aktarmayı istedim.
Savaş, çok iyi bir insan olabilir, çok iyi bir hekimdir; tanımadığım için bu konuda değerlendirme yapmam doğru olmaz. Kaldı ki bölge insanı da değilim, herhangi bir siyasi denge üzerinde konuşmamı gerektiren bir durum da yok. Kişisel herhangi bir husumetimin olmadığını da ilave edeyim.
Fakat, bu topraklarda nefes alan birey olarak, oy kullanma hakkına sahip seçmen olarak, doğruya "doğru", yanlışa "yanlış" demek gerektiği yükümlülüğüne sahip olduğumu belirtmem gerekir.
CHP yönetiminin Savaş'ı yeniden aday yapma tercihini kullanması; her şey bir yana sadece 6 Şubat'ta yitirdiklerimizin ruhlarını incitir. Kayıpların sahiplerinin yüreklerini sızlatır.
Parti yönetimi; hangi anketleri, ne tür tespitleri dikkate aldı, bilemiyorum.
Savaş'ın deprem öncesindeki siyasi kariyeri de ortada. AKP'den CHP'ye evrilen bir siyasi tabloya sahip. Bunu da bir yana bırakalım, kentin yerel yönetiminin en tepe ismi olarak, müteahhitlerle olan diyalogları ortada.
Mesela, aradan neredeyse bir yıl geçmesine rağmen, -yanlış bilmiyorsam- henüz iddianamesi düzenlenmeyen Rönesans Rezidans'ın müteahhiti ile yakınlığı halen konuşuluyor. 250 daireli sitenin enkazında bine yakın insan kaldı.
Buraya kadar işin CHP yönetimi tarafıydı. Bir de Savaş açısından düşünmek gerekir.
Velev ki, Savaş sandıktan çıktı. Koltuğa bir kez daha oturdu. CHP bir büyükşehir belediyesi kazandı.
Fakat, yakın geçmişi arkasında olan Savaş, o koltukta içine sinerek nasıl oturacak?
Kazanması halinde yapacaklarıyla ilgili dişe dokunur bir bilgi de henüz kamuoyuna yansımış değil ayrıca.
Bu konuda CHP'nin ayrı bir çalışması varsa, Savaş yerine başka bir adayla da uygulayabilirdi.
Savaş'ın seçimi kazanması halinde CHP yönetimi ne kadar mutlu olabilecek?
Savaş'ın adaylığına onay için el kaldıranlar, umarım çarşamba gecesinden itibaren "içleri rahat" biçimde uyuyabilirler.”