İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmada, bazı tutuklu sanıklar ile 3 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.

Tercüman eşliğinde savunması alınan tutuklu sanık Vıskhan Soltamatov, polisler geldiğinde kendisinin evde olmadığını ve eşinin gözaltına alındığını söyledi.

Yaşanan durum üzerine bağlantı kurduğu istihbarat yetkililerinin eşinin bırakılması karşılığında kendisine işbirliği teklifinde bulunduğunu iddia eden Soltamatov, kendisinin de istihbarat yetkililerine düşünmek istediğini söylediğini kaydetti.

Soltamatov, farklı zamanlarda istihbarat yetkilileri ile iletişime geçtiğini belirterek, "Görüşmemizde 'İstediğimiz bilgileri verirsen eşinizi bırakırız.' dediler. Türkiye kanunlarında böyle bir şey olmadığını söylediğimde ise 'Kanunları biz koyarız.' dediler." ifadelerini kullandı.

İstihbarat yetkilileriyle 5'inci buluşmasına gittiğinde arabada kendisine kelepçe takılarak başına torba geçirildiğini öne süren Soltamatov, "Bana 'Senin terörist olduğunu biliyoruz.' diyerek tüm suçlamaları üzerime yıktılar. İşkence yaptılar." iddiasında bulundu.

Soltamatov, mahkeme başkanının operasyon sırasında kendisinde ele geçirilen ve DEAŞ terör örgütüne katılım konusunda ifadelerin bulunduğu mektubu sorması üzerine, "İşkence eden insanlar her türlü mektup yazabilirler." diyerek, mektupla ilgisinin olmadığını savundu.

"Eşini tutuklayacağız' diye tehdit ettiler"

Duruşmada daha sonra avukatı, sanık Soltamatov'a çeşitli sorular yöneltti.

Soltamatov, soru üzerine, 1 Ağustos'ta istihbarat tarafından alındığını ve kendisinin 14 Eylül'de Terörle Mücadele ekiplerine teslim edildiğini belirterek, "Sakalımı 24 sene kesmedim. İşkence ettiler, sakalımı kestiler. Bunu sadece Türkiye ve Rusya'da gördüm. 'Eşini tutuklayacağız.' diye tehdit ettiler. " iddiasında bulundu.

Bakan Uraloğlu, Rize'de öldürülen PTT çalışanının ailesine taziye ziyaretinde bulundu Bakan Uraloğlu, Rize'de öldürülen PTT çalışanının ailesine taziye ziyaretinde bulundu

Soltamatov, bir başka soru üzerine ise Kayseri'ye altın aramak için gittiğini, ancak kimlerle gittiğini ve nerede kazı yaptıklarını hatırlayamadığını öne sürdü.

Sanık avukatının çok sayıda soru sorması üzerine mahkeme başkanı, 2 soru daha sorabileceğini belirterek, benzer içerikli sorulardan kaçınması konusunda uyarıda bulundu. Bunun üzerine sanık avukatı ise "Mahkemenin sanık avukatına soru kısıtlaması koyması kabul edilemez." diyerek tepki gösterdi.

"Resmini gösterdikleri kişinin kaportacı olduğunu söyledim"

Tutuksuz sanıklardan Abdullo Abosov savunmasında, 2021 yılında ailesiyle birlikte yasal yollarla Türkiye'ye geldiğini, diş hekimi olduğunu ve Türkiye'de diş hekimliği yapabilmek için girdiği denklik sınavlarına geçemediğini anlattı.

Abosov, "Gözaltındayken bana resim göstererek tanıyıp tanımadığımı sordular. Resmini gösterdikleri kişinin kaportacı olduğunu ve arabamı yanında yaptırdığımı söyledim." ifadesini kullandı.

Yanına diş tedavisi için gelenleri bir hastaneye götürerek tedavi ettiğini anlatan Abosov, dosyada silahla çekilen bir fotoğrafının olduğu ve DEAŞ terör örgütüyle bağlantısı olup olmadığına yönelik sorular üzerine ise söz konusu fotoğrafın Rusya'da 2'nci dünya savaşına yönelik bir müze ziyareti sırasında çekilen bir fotoğraf olduğunu, DEAŞ'la bir ilgisinin olmadığını savundu.

Abosov, mahkeme başkanının örgüt üyesi olmak suçundan hakkında işlem yapılan bazı sanıklarla para transferi yaptığının tespit edildiğini hatırlatması üzerine, yaptığı para transferinin genel olarak kendi işleriyle ilgili olduğunu, zaman zaman kendisinin bu konuda başkalarına da aracılık yaptığını, ancak bunun suç olduğunu bilmediğini savundu.

Sanık Abosov'un savunmasının tamamlanmasının ardından söz alan müşteki avukatı, sanığa soru sormak istediğini söyledi.

Abosov'un, sorularını yanıtlamayacağını söylemesi üzerine söz alan müşteki avukatı, sanığın ifadesi sırasında yetkisi olmadığı halde diş tedavisi için yanına gelenleri bir hastaneye götürerek tedavi ettiğini söylediğini hatırlatarak, bunun hangi hastane olduğunun tespiti ve gerekli işlemlerin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Gün boyu devam eden duruşmada söz alan bir kısım sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddetti.

Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarın saat 10.00'a ertelendi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan "maktul", Santa Maria Kilisesi rahibi Anton Bulai'nin aralarında bulunduğu 11 kişi "müşteki" olarak yer alıyor.

İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren tutuklu sanıklar David Tanduev ile Amirjon Kholiqov ve bu sanıklarla bağlantılı oldukları tespit edilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme", 11 kişiye karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" ve "ateşli silah ve mermi bulundurmak" suçlarından toplam ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 218 yıl 7'şer aydan 349 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor.

20 sanığın benzer suçlardan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 217 yıl birer aydan 345 yıla kadar, sanık Inazhaev'in da ayrıca "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6 aya kadar hapsi istenen iddianamede, 18 sanığın ise sadece "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.

İddianamede, Santa Maria Kilisesi'nde saldırı gerçekleştirmek için toplantı yapan grup içerisinde yer aldığı iddia edilen sanık Viskhan Soltamatov'un, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme" ve "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 349 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.

Kaynak: AA