Türkiye ile Suriye arasındaki ‘normalleşme’ girişimleri, devlet başkanları düzeyinde görüşme başlığında tıkanırken, Ankara’dan arka arkaya yapılan çağrıların ardından Şam’dan ilk defa resmi açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 28 Haziran, 5-7-12 ve 13 Temmuz’da Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a çağrı yaparak, Türkiye ya da üçüncü bir ülkede görüşme isteğini dile getirmişti. Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’nın aktardığı Suriye Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Şam’ın Türkiye özelinde her zaman halklar ile hükümetler arasında ‘net bir ayrım’ yaptığı belirtilerek, “Hükümet politikaları ve uygulamalarının Suriye’ye ve diğer ülkelere zarar verdiği bugüne kadar yaşananlarla kanıtlanmıştır” dedi.
‘Egemenlik’ ve ‘toprak bütünlüğüne saygı’ vurgusu
Suriye Dışişleri, diğer ülkelerle ilişkilerini iyileştirmeye yönelik çeşitli girişimlere olumlu yaklaştıklarını belirterek şunları kaydetti:
“Bu bağlamda, Türkiye ile ilişkilerin iyileştirilmesine yönelik girişimlere de aynı şekilde yapıcı bir tutumla yaklaşılmıştır. Ancak bu girişimlerin amacı, medya malzemesi olmaktan öte, mevcut gerçekler temelinde ve iki ülke arasındaki ilişkileri belirleyen ilkelere dayalı hedefli bir süreçtir. Bu ilkeler, egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı ile güvenlik ve istikrarı tehdit eden unsurlarla mücadeleyi içermekte olup, iki ülkenin ve halklarının ortak çıkarlarını gözetmektedir.”
Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinin, iki ülkenin güvenliği, selameti ve istikrarını temel alan 2011 öncesindeki duruma dönülmesi esasına dayandığını vurgulayan Suriye Dışişleri, “Suriye’de yasadışı olarak bulunan güçlerin çekilmesi” ve “Suriye ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle mücadele” şartlarını yineledi.
Taraflar ne istiyor?
Şam, Ankara’yla ‘normalleşmek’ için TSK’nin Suriye topraklarından tamamen çekilmesini ve silahlı gruplara verilen desteğin kesilmesini istiyor. Ankara, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni hedef alacak yeni bir girişim için Şam’la ‘normalleşmek’ isterken, Şam’ın önceliği Heyet-i Tahrir'uş Şam (HTŞ) başta olmak üzere İdlip’teki cihatçı gruplar.