Saadet Partisi’nin KHK’lıların yaşadığı hak ihlallerinin tespiti ve ihlallerin giderilmesinde izlenecek yöntemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, şunları söyledi:
“On binlerce yurttaşımız kendilerine savunma hakkı dahi tanınmadan kamu görevinden ihraç edilmişlerdir”
“15 Temmuz darbe teşebbüsünün üzerinden 7 yıl geçtiği halde bu darbe teşebbüsünü bastırmak amacıyla alınan tedbirler pek çok hukuka aykırılık sorunu içermiş ve bunlar çeşitli hak ihlallerine ve mağduriyetlere yol açmıştır. Ne var ki bu mağduriyetler giderilememiştir. 21 Temmuz 2016’da hükümet bu darbe teşebbüsünü bastırmak için olağanüstü hal ilan etmiş bu uygulama her defasında 3’er ay uzatılarak 19 Temmuz 2018’e kadar devam etmiştir. Bu süre içinde 31 adet olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi kabul edilmiştir. Bu kararnamelere ekli listelerle on binlerce yurttaşımız haklarında hiçbir disiplin soruşturması açılmadan kendilerine savunma hakkı dahi tanınmadan kamu görevinden ihraç edilmişlerdir.
On binlerce yurttaşımız ve aileleri adeta sivil ölüme mahkum edilmiştir. Bu kanun hükmünde kararnameleri incelediğimizde pek çok hukuka aykırılık sorunu içerdiği görülmektedir. Her şeyden önce bu kararnameler anayasamızın cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen ve değiştirilmesi yasaklanan ikinci maddesinin içerdiği ‘hukuk devleti’ ilkesini ihlal etmektedir. Hukuk devleti devletin bütün organ ve makamlarının her tür eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranmakla yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Bu ilkenin amacı bütün bireyleri devlet otoritesi karşısında bu otoritenin keyfi tezahürlerine karşı koruyabilmektir. Oysa bu kararnameler hukuk devleti ilkesini açıkça ihlal etmiştir.
Bu kararnamelerle ihraç edilen kamu görevlilerine hiçbir savunma hakkı tanınmamış böylece ihraç edilmişlerdir. Bu anayasamızın 36’ncı maddesindeki adil yargılanma hakkının ihlalidir. Bu kararnameler gerek Anayasamızın gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını içeren hükmünü, ifade hürriyetini içeren hükmünü, özel hayatın korunması gerektiğini düzenleyen hükmünü, mülkiyet hakkını düzenleyen hükmünü, seyahat hürriyetini düzenleyen hükmünü ihlal etmiştir. Geçen 7 yıl içinde ihraç edilen kamu görevlilerinin bir kısmı açılan ceza davalarında beraat ettikleri halde bunların kamu görevlerine iadesi mümkün olmamıştır.”
“Anadolu’nun her yerinde KHK mağdurlarıyla karşılaşıyoruz”
Önerge üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın ise şunları kaydetti:
“Anadolu’nun her yerinde KHK mağdurlarıyla karşılaşıyoruz. Ne zaman bu mağduriyetlerden bahsetsek herkes kendi mağduriyetine sevdalı, herkes kendi mağduriyetinden bahsediyor. Mağduriyet yarıştırmaya başlıyoruz. Artık bu duygudan çıkalım artık biraz empati kuralım, biraz diyaloğa şans verelim. Elbette darbe ikliminin hemen arkasından bazı konuların konuşulması kolay değildi ama artık bir normalleşme yaşamamız gerekiyor. Bu olağanüstü inanılmaz mağduriyetlere neşter vurmamız gerekiyor.
130 bin kişi kamudan atıldı. İrtibat, iltisak kavramları üzerinden hukukumuz karman çorman edildi. Bu iki kavramın Türk hukuk sisteminde yeri yoktur ve bu iki kavram üzerinden yakılan canlar gerçekten vicdanlarda çok ciddi yük oluşturmak durumundadır. Aynı fiilli gerçekleştirmiş bir kişi bürokraside, devlette, siyasette yükseliyor, önü açılıyor ama gariban bir vatandaşsa, herhangi bir cemaate veya gruba belli bir sempatisi olmuşsa bu kişi sivil ölüme terk ediliyor, ayıptır. Varsa suçu bir birey işlemiş bütün aile cezalandırılıyor, bu yüzden intihar edenler var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tutumu çok nettir. Evrensel hukuk ve vicdan çerçevesinde bakıyoruz. Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için isteme kavramı evrenselliğin temelidir.”