İsrail'in, yaklaşık 10 aydır kesintisiz olarak Filistin halkına yönelik devam ettirdiği saldırıları ve insan hakları ihlallerine karşı 31 Ekim'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan Saadet Partisi Ankara İl Başkanlığı, yaklaşık 10 ay geçtiği halde herhangi bir soruşturma ve dava açılmaması üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.
Suç duyurusunun ardından Sıhhiye Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Mamak İlçe Başkanı Abdulhakim Yıldız tarafından okunan basın açıklamasında, İsrail’in Gazze'ye saldırılarında on binlerce sivili öldürdüğüne işaret edilerek, şunlar kayedildi:
"İsrail saldırılarının özellikle sivil halkı hedef aldığı gerçeği; hastanelere, okullara, çadır kamplarına ve sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılarla açıkça görülmektedir. İnsanların en temel ihtiyaçlarının karşılandığı hastaneler, aşevleri, okullar ve ibadethanelere yönelik sistemli saldırılar, İsrail’in savaş hukukunu hiçe saydığını alenen göstermektedir. İsrail’in Gazze’ye yönelik kuşatma ve ambargosu insanlık dışı boyutlara ulaşmış ve 2 milyonun üzerinde sivil halkı doğrudan etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi Batı ülkelerinin bu açık ihlaller karşısında takındığı tavır ise daha da vahimdir. Uluslararası hukuk bakımından ele alındığında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları net bir biçimde “soykırım” suçunu oluşturmaktadır.
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile uluslararası belgelerde ve Roma Statüsü’nün 6. maddesinde açıkça tanımlanan soykırım suçu İsrail’in eylemleriyle birebir örtüşmektedir. Aynı zamanda İsrail, 1980 tarihli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi ile belirtilen, kullanılması yasak olan kimyasal silahlarla Gazze’ye saldırmıştır. Savaşın etkilerinden azade tutulması gereken sivil halkın, savaşın hedefi konumuna getirilmiş olması açık bir soykırım suçunun varlığına delil teşkil etmektedir.
"Verilen sözlere rağmen harekete geçilmemesi endişelere yol açıyor"
Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırım suçlarında kişilerin yanı sıra devletleri de yargılayabileceği gerçeğinden hareketle başvuruda bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti devletinin başvurusu ilgili mahkemece de kabul edilmiş ve İsrail, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde yargılanmaya başlanmıştır. Burada dikkat çeken ve halkımız nezdinde de endişelere yol açan husus ise böyle bir girişimin Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklenmesine rağmen gerçekleşmemiş olması ve hatta ilerleyen süreçte devam etmekte olan davaya müdahil olunacağına dair hükümet yetkililerince kamuoyu önünde verilen sözlere rağmen harekete geçilmemesidir. Türkiye ile İsrail arasında önce varlığı inkâr edilen, sonra kısıtlama kararı ile varlığı itiraf edilen ticari ilişkilerin boyutları bu endişeleri destekler mahiyettedir.
"Suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olması da bu noktada düşündürücüdür"
Saadet Partili üyelerimizin bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olması da bu noktada düşündürücüdür. Saadet Partililer olarak daha önce bulunduğumuz suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerçekleştirmeyen kamu görevlileri hakkında bugün görevi ihmalden suç duyurusunda bulunduğumuzu da burada deklare ediyoruz. Bizler Saadet Partililer olarak gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda Gazze halkının yanında olduğumuzu her yönüyle ortaya koymaya devam edeceğiz. İnsanın sadece ve sadece insan olması sebebiyle doğuştan ve doğal olarak sahip olduğu bütün temel hak ve hürriyetlerin Gazze’deki her bir kardeşimizi de kapsadığını bütün dünyaya hatırlatmaya devam edeceğiz. Saadet Partisi olarak İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağımız ve her alanda takipçisi olacağımız bilinmelidir."