Kanun teklifi görüşmelerinde, Saadet Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya ve İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya'nın eleştirileri dikkat çekti. İki milletvekili de torba yasa uygulamalarının yasama kalitesini düşürdüğünü, muhalefetin süreçten dışlandığını ve teklifin başlığıyla içeriği arasında ciddi bir uyumsuzluk bulunduğunu vurguladı.
Mustafa Kaya: "Gençlikle Alakası Olmayan Bir Torba Kanunla Karşı Karşıyayız"
İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, kanun teklifinin içeriğini değerlendirerek, başlığının yanıltıcı olduğunu ifade etti. Gençlikle ilgili yalnızca tek bir madde bulunduğunu, geri kalan düzenlemelerin ise mali müşavirler, petrol piyasası, emekli maaşları, yabancı plakalı araçlar gibi konuları kapsadığını belirtti. Kaya, torba yasa sisteminin takibini zorlaştırdığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu başlığı altında sunulan bu teklifin içinde gençlikle ilgili yalnızca bir madde var. Diğer maddeler arasında ise emeklilerin ikramiyelerinden Varlık Fonu denetimine kadar birçok farklı konu yer alıyor. Eğer bir torba kanun yapılacaksa SMA hastalarına, DMD hastalarına, yurt dışında lisansüstü eğitim gören öğrencilerin yaşadığı döviz krizine çözüm olacak düzenlemeler içermeli."
Mustafa Kaya, emeklilere verilen bayram ikramiyesi artışını da yetersiz bularak şu ifadeleri kullandı:
"Bin lira ilave ikramiyeyi bahşiş gibi sunuyorsunuz. Seçim bölgelerinize giderek ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan emeklilere 'idare edin, elimizden gelen budur' demek zorunda kalacaksınız. Böyle bir anlayış kabul edilemez."
Bülent Kaya: "TBMM, Külliyenin Mevzuat Genel Müdürlüğü Değildir"
Saadet Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya ise konuşmasında, torba yasa uygulamasının yasama kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü ve Meclis’in işlevselliğini zayıflattığını dile getirdi. Kaya, torba yasaların istisna olmaktan çıktığını ve iktidarın muhalefeti baskı altına almak için yöntem olarak kullandığını belirterek şunları söyledi:
"AK Parti iktidarı döneminde yasama kalitesini düşüren torba yasalar istisna olmaktan çıkarıp, âdeta genel bir uygulama hâline getirdi. Muhalefeti susturmak için bazen 'sopa', bazen 'havuç' yöntemi uygulanıyor. Önce ‘Salı, çarşamba ve perşembe bu kanun teklifini çıkarmayla ilgili gerekli kolaylığı göstermezseniz, cuma günü de çalıştırırız’ tehdidi yapılıyor, sonra da 'Önümüz bayram, salı, çarşamba önergelerinizi geri çekin, bu kanunu çıkaralım, perşembeyi tatil yapıp erkenden bayrama gidelim' deniyor. Ancak ne sopayla ne de havuçla korkutabileceğiniz bir muhalefet grubu yok."
Bülent Kaya ayrıca Meclis’in, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama organı olma niteliğini kaybettiğini ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
"Siz TBMM’yi Külliye’nin bir mevzuat genel müdürlüğüne çevirmek istiyorsunuz. Herhâlde imkân olsa Sayın Meclis Başkanımızın makamına da külliyede bir oda ayırmış olacaksınız. Yasama faaliyeti yapmak yerine, Cumhurbaşkanlığı tarafından dikte edilen düzenlemeleri onaylayan bir kuruma dönüşmesini istiyorsunuz. Oysa TBMM, milletin iradesinin temsil edildiği yerdir. Biz Saadet Partisi olarak, Meclis’in işlevsizleştirilmesine karşı çıkmaya devam edeceğiz."