Organizasyona voleybol branşı için Avrupa'dan çağrılan tek kadın hakem olan Özbar, "Benimle kursa gelen, beni zorlayan arkadaşlarımın hiçbirisi devam etmedi hakemliğe, bir tek içlerinden zorla giden ben devam etmiş oldum. Şu anki kariyerimi de o zamanlarda başlayan sıkı çalışmaya borçluyum diyebilirim" dedi.
Trakya Üniversitesi Kırkpınar Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurper Özbar, Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nu kazanmasının ardından 1996 yılında arkadaşları ve hocasının zorlamasıyla voleybol hakemliği kursuna katıldı. Kursu bitirdikten sonra aynı yıl faal olarak göreve başlayan ve 28 yıldır yurt içi ve yurt dışındaki liglerle, turnuvalarda düdük çalan Özbar, hakemlik kariyerinde olimpiyat sayfasını da araladı. Özbar, 27 Temmuz'da Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleştirilecek yaz olimpiyat oyunlarında, voleybol branşında maç yönetmek için davet aldı. Olimpiyatlara voleybol branşında Avrupa'dan çağrılan tek kadın hakem olan Özbar, ayrıca Türkiye tarihinde olimpiyatlarda bu branşta düdük çalacak ilk hakem olacak.
Arkadaşlarım ve hocamın zorlamasıyla hakemliğe başladım
Hakemlik kariyerinin üniversite yıllarında başladığını söyleyen Özbar, "1995 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na girmemle başladı aslında bu kariyer. Branşımın futbol olmasına rağmen voleybol branşında arkadaşlarımın zoruyla hakemlik kursuna katıldım 95-96 sezonunda. Kursa da aslında biraz onların zorlamasıyla katıldım, 'hadi kurs var, gidelim hakem olacağız' dedikleri için katıldım. Tabi ki burada kurs hocamın da çok büyük destekleri ve katkısı oldu, bende ısrarcı oldu. Onun da ısrarıyla şu an geldiğim konum bu. O süreçte tabi ki zorluklar yaşadık hakem olarak devam edebilmek için fakat İstanbul'da da voleybol hakemliği konusunda desteklendim, çok fazla maçlara çıktım, bu süreci de çok iyi değerlendirdim. Benimle kursa gelen, beni zorlayan arkadaşlarımın hiçbirisi devam etmedi hakemliğe, bir tek içlerinden zorla giden ben devam etmiş oldum. Şu anki kariyerimi de o zamanlarda başlayan sıkı çalışmaya borçluyum diyebilirim" dedi.
Kaç maça çıktığımı hesaplamam mümkün değil
Bugüne kadar sayısını hatırlamadığı maça çıktığını anlatan Özbar, tecrübesini buna borçlu olduğunu belirtti. Özbar, "Maç sayısı her geçen yıl katlanarak arttı. İnanın Türkiye'de ne kadar maça çıktığımı hesaplamam mümkün değil, yurt dışında Avrupa kupalarında 100'ün üzerinde çıktığım maç sayısı. Milletler Ligi'nde ise turnuva olarak baktığımızda yaklaşık 36 turnuvaya gittim her turnuvada en az 4 görev alıyorsunuz. Bu anlamda bir hayli fazla görev almış oldum. Bu süreçte tabi ki final müsabakaları da yönettiğim oldu. Benim için gayet güzel ve verimli geçen bir süreç oldu" diye konuştu.
Böyle bir hayalim yoktu
Özbar, gençliğinde hakemlik gibi bir hayalinin olmadığını belirterek, "Aslında gençliğimde böyle bir hayalim yoktu. Hakemliğe başladıktan sonra, salonun o tozunu, hakemliğin o hissini aldıktan sonra hepsi size biraz daha katma değer katıyor diyebilirim. Sonrasında bakıldığında hakemlerin hepsinin hayalidir olimpiyata gitmek, ben de hayalimi gerçekleştirmiş olacağım. Başlangıçta böyle bir şey düşünmesem de daha sonradan hakemlik kariyerinde ilerleme sağlayınca, 'neden olmasın, olur mu acaba? Bir gün olimpiyata gidebilir miyim?' diye düşünüyordum, kısmet oldu" ifadelerini kullandı.
Rüya benim için gerçek oldu
Olimpiyatlara davet aldığında inanamayıp, mesajı iki kere okuduğunu ifade eden Özbar, "Davet geldiğinde 'acaba nedir?' diye iki kez okudum. Görev mailinden önce ilk kez bir davet mektubu geldi. Mektubu okudum sonra tekrar okudum. Hemen akabinde merkez hakem ve gözlemciler kurulu başkanımız Aziz Yener aradı, 'gözünüz aydın' diye. O zaman aldığım mailin gerçek olduğunu anladım. Çok heyecanlandım ve inanamadım. Sonrasında tebrik mesajları yağmaya başlayınca, 'tamam, bu gerçekmiş' dedim. Rüya benim için gerçek oldu" diye konuştu.
Çok fazla maç seyredip düdük çalmaları gerekiyor
Hakemliğe yeni başlayanlara da bol bol maç izleyip, işin profesyonellerine danışmaları konusunda tavsiyelerde bulunan Nurper Özbar, "Deneyim çok önemli. Mental olarak hazırlanmak çok önemli. O nedenle şimdiki hakemlerin çok fazla maç seyretmeleri gerekiyor. Kendileri hazırlamaları ve 'ben olsaydım ne karar verirdim?' şeklinde yorum yapmaları, hatta kendi yaşadıkları sorunları hakem hocalarıyla konuşmaları, onlardan destek almaları gerekir. Ne kadar çok maç seyrederlerse ve kendilerine idol olarak seçtikleri kişinin vermiş olduğu kararı, deneyimlerini, maçlarını, sporculara karşı tavrı ne, bunların tamamının sürekli gözlem altında tutulması gerekiyor ki kendilerini geliştirebilsinler. Başka çaresi yok, düdük çalacaklar, maç yönetecekler" dedi.