Röportaj: Dursun ERKILIÇ

Ankara, Anadolu’nun kalbinde yer alan, binlerce yıllık geçmişiyle kadim bir şehir. Tarih boyunca Hititlerden Friglere, Romalılardan Osmanlılara kadar pek çok uygarlığın izlerini taşıyan Ankara, Cumhuriyet’in de başkenti olarak modernleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası yaşadı. Ancak, doğal güzellikleri, bağları, dereleri ve tarihi yapılarıyla öne çıkan bu şehir, son yıllarda “bellek yitimi” dediğimiz büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Cumhuriyet’in başkenti Ankara, tarihi boyunca doğal, kültürel ve arkeolojik değerleriyle dikkat çekti. Ancak yanlış şehircilik politikaları ve bilinçsiz uygulamalar nedeniyle bu değerler teker teker kayboldu. Çankaya Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tuncer, Ankara’nın bu kayıplarını ve çözüm yollarını elipshaber.com’a anlattı.

- Hocam, Ankara'nın tarih boyunca kaybettiği mirası nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ankara, tarihin derinliklerinden bugüne ulaşan bir şehir. Roma döneminden kalma Augustus Tapınağı, Hacı Bayram Veli Camii, Ankara Kalesi ve daha niceleri bu kadim geçmişin izlerini taşıyor. Ancak, özellikle Cumhuriyet sonrası dönemde plansız kentleşme ve rant odaklı projeler, bu değerlerin büyük bir kısmını yok etti. Vadiler, bağlar, dereler gibi doğal alanlar; arkeolojik sit alanları ve Cumhuriyet dönemi mimarisi büyük tehdit altında. 

Doğal, Tarihsel ve Kültürel Değerleriyle Kaybolan Ankara kitabımızda yok olan doğal, tarihsel ve arkeolojik değerleri, detaylı bir şekilde neredeyse çiçek çiçek, dere dere, yapı yapı anlattık (Mehmet Tunçer - Necati Yalçın - Savaş Sönmez, Gazi Kitapevi)

- Bu süreçte hangi hatalar yapıldı?

- En büyük hata, bilimsel ve sürdürülebilir bir kentleşme planının eksikliğiydi. Örneğin, Atatürk’ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) yağmalanması, ekolojik ve kültürel değerlerin göz ardı edilmesi anlamına geliyor. Ankara Çayı’nın ve çevresindeki tarım arazilerinin yok edilmesi ise hem doğal dengeyi hem de ekonomik potansiyeli olumsuz etkiledi. 

- Ulus gibi tarihi bölgelerdeki çalışmalar da eleştirilere konu oluyor. Sizce neden?

- Ulus, Ankara’nın tarihsel ve işlevsel kalbidir. Ancak son yıllarda buradaki projelerde bilimsel koruma yerine “yeniden yapma” anlayışı hâkim. Örneğin, Hamamönü ve Hacı Bayram çevresinde “yeni tarihi eserler” inşa edildi. Bu yaklaşım, tarihi çevreyi bir bütün olarak koruma hedefinden uzaklaştırıyor. 

- Peki, çözüm ne olmalı?

- Çözüm, uluslararası koruma ilkelerine uygun, katılımcı bir şehir planlamasından geçiyor. Koruma sadece fiziksel yapılarla sınırlı kalmamalı, tarihi çevreyi ve doğayı da kapsamalı. Halkın bu sürece dahil edilmesi, bilinçlendirilmesi ve karar alma süreçlerinde yer alması çok önemli. Ayrıca, Mogan Gölü-Eymir Gölü ve İmrahor Vadisi, Metropoliten Ankara için korunması gerekli çok önemli bir doğal değer, bir su havzası, potansiyel bir YEŞİL ALTYAPI ve Ankara’nın hava koridorudur. Ankara’nın mevcut ekolojik koruma alanları olan İmrahor Vadisi, Eymir ve Mogan gölleri gibi bölgeler kesinlikle yapılaşmaya kapatılmalı. 

- Ankara’nın kültürel belleği neden bu kadar önemli?

- Ankara, Cumhuriyet’in modernleşme idealini gerçekleştiren bir şehir olmasının yanı sıra, binlerce yıllık kültürel birikimiyle bir “hafıza mekânı”dır. Bu hafıza yitirilirse, sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de kaybetmiş oluruz. Ankara’yı Ankara yapan değerleri korumazsak, bir başkentten çok daha fazlasını yitirmiş oluruz.

- Ankara’nın doğal ve kültürel mirası hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

İzmir'de su kesintisi 9 Ocak 2025 İzmir'de sular ne zaman gelecek? İzmir'de su kesintisi 9 Ocak 2025 İzmir'de sular ne zaman gelecek?

- Ankara, tarihi boyunca doğal ve kültürel değerlerin iç içe geçtiği bir kentti. Orta Anadolu'nun doğal eşik kuşağında bulunan şehir, Engürü Ovası ve çevresindeki dağlar sayesinde tarım, hayvancılık ve ticaretin merkeziydi. Ankara Çanağı’ndan geçen Hatip Çayı, Çubuk Çayı ve İncesu, yüzyıllar boyunca sulama ve sanayi için kullanıldı. Bu akarsular, bahçeleri ve bostanları sulamanın yanı sıra su değirmenleri ve deri tabakhaneler gibi ekonomik faaliyetlere hayat veriyordu. Ancak, 19. yüzyıldan itibaren kirlilik ve plansız şehirleşme nedeniyle bu doğal zenginlikler yok olmaya başladı. 

- Ankara’nın kentleşme sürecinde en büyük kayıplar nerelerde yaşandı?

- En büyük kayıplar, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden kalan tarihi dokunun 1881, 1916 ve 1929 büyük yangınları ile büyük ölçüde yok edilmesi oldu. Örneğin, Hatip Çayı üzerindeki tarihi Roma bendi, su taşkınlarını önlemek ve sulama için büyük önem taşıyordu.

Ancak bu yapı, plansız şehirleşme ve 1957 büyük Hatip Çayı Selinin yol açtığı can ve mal kayıpları nedeniyle önce tahrip edildi, ardından üzeri kapatılarak yol yapıldı. 

Bir diğer örnek ise Kızılay Binası. Ankara’nın simgelerinden biri olan bu tarihi bina, korunması gerekirken, 1979’da tamamen yıkılarak yerine rant odaklı bir yapı inşa edildi. Ulus Tarihi Kent Merkezi ve çevresindeki Roma Antik Tiyatrosu gibi pek çok kültürel varlık da yeterince korunmadı, bazıları ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

- Cumhuriyet döneminin “Yeni Şehir” politikaları sizce neden başarısız oldu?

- Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da “batılılaşma” amacıyla planlanan şehir projeleri, kentin kimliğini koruma konusunda yetersiz kaldı. Örneğin, Jansen Planı, tarihi dokuyu koruma ve yeni bir modern şehir yaratma arasında dengeli bir yaklaşım sunuyordu. Ancak, planın uygulanması sırasında rant odaklı yaklaşımlar devreye girince tarihi mahalleler ihmal edildi. Eski Ankara’yı korumak yerine, kentsel dönüşüm adı altında tarihi yapılar yıkıldı ve yerlerine beton bloklar dikildi .

- Son dönemde Ankara’daki koruma çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bazı restorasyon projeleri umut verici olsa da ne yazık ki çoğu bilimsel koruma ilkelerinden uzak. Örneğin, Hacıbayram Camii çevresinde yapılan projelerde özgün tarihi doku korunmadı, sahte tarihi yapılar inşa edildi. Bu tür uygulamalar, hem şehrin kimliğini zedeliyor hem de kültürel bellek kaybına yol açıyor. Ulus’ta bulunan Roma Tiyatrosu gibi önemli Roma eseri içinde ateş yakılıp, içki  içiliyor, çöp dökülüyordu.. Sayın Mansur Yavaş zamanında, Bekir Ödemiş ve ekibinin büyük çabalarıyla onarıldı.   Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi’nin yürütmekte olduğu “Ankara Roma Tiyatrosu Restorasyonu ve Arkeopark Çevre Düzenleme Uygulamaları” ile, uzun bir aradan sonra yeniden dahil olduğu Tarihi Kentler Birliği’nin “Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü”ne değer görüldü.

- Ankara’nın kültürel mirasını korumak için ne yapılmalı? Son Tarihi Kentler Birliği UNESCO Buluşmasından bahsedermisiniz??

- Öncelikle, koruma ile ilgili yasal düzenlemelerde reform yapılmalı. Tarihi dokunun korunması için yerel yönetimlere daha fazla yetki ve bütçe sağlanmalı. Ayrıca, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olabilecek değerler belirlenerek uluslararası koruma desteği alınabilir. Ankara’nın kültürel peyzajını ve tarihi dokusunu koruyabilmek için yönetim planları hazırlanmalı ve koruma bilinci yaygınlaştırılmalıdır.

Tarihî Kentler Birliği ve UNESCO Buluşması, 11-12 Aralık 2024 tarihlerinde Tarihî Kentler Birliği, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, ÇEKÜL Vakfı iş birliğinde; UNESCO Türkiye Millî Komisyonunun uzman ve logo desteğiyle ve Ankara Ticaret Odası ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirildi. Sunumum ağırlıklı olarak, Gordion dan sonra Ankara'nın UNESCO Dünya Kültür Mirası olması gerekli Roma Dönemi eserlerinin (Roma Hamamı, Augustus Tapınağı, Roma Hamamı, Ankara Kalesinin) öncelikle ele alınması, bu anıtların sorunları ve çözüm önerileri üzerineydi. Kardeş Şehir Roma-Ankara için de uğraşılması gerektiğini vurguladım. Sayın Mansur Yavaş da bu konu üzerinde durduklarını ve çok yakın bir zamanda Kardeş Şehir imzasının gerçekleşeceğini söyledi. Ankara BŞB Atatürk Bulvarı ve Cumhuriyetin Bulvarının UNESCO Dünya Mirası için bir dosya hazırladığını biliyoruz. Sayın Bekir Ödemiş de bunu açıkladı. Ancak bunlara ilaveten "Gordion dan sonra Roma Dönemi eserlerinin Unesco Dünya Mirası listesine alınması için çaba gösterilmesi gereklidir..Ayrıca Roma Ankara Kardeş Şehir olması gerekir"  Bunu da Türkçe ve İngilizce yayınlanan kitabımda detaylı bir şekilde açıklamıştım.

 Toplantının 1.gününü izlemek için: https://www.youtube.com/live/5AIgTs4sTqI?si=pnenRsSN43RzkUdD

- Son olarak, Ankara’nın geleceği için bir mesajınız var mı?

- Ankara’nın tarihi ve kültürel mirası, sadece bu şehri değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Bu değerlerin korunması için hepimize sorumluluk düşüyor. Geçmişimizi koruyamazsak, geleceğimizi de inşa edemeyiz.

Muhabir: Dursun Erkılıç