Türkiye İşçi Partisi (TİP), tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay‘ın da aralarında bulunduğu Gezi Davası tutuklularının cezalarının onanmasına karşı Hatay’dan Ankara‘ya başlattığı “Özgürlük Yürüyüşü”nün altıncı gününde TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “AYM Genel Kurulu’nun 12’sindeki kararı öncesinde yalnızca Can için değil Gezi Davası nedeniyle zindanlarda olan tüm dostlarımız için, fikirleri nedeniyle hapislerde tutulan tüm siyasetçiler, gazeteciler için, Hatay halkı ve depremzedeler için, ekmeğimizin her gün biraz daha küçülmesine son vermek için bu özgürlük yürüyüşünü dalga dalga yayalım. Hiçbir güç halktan üstün değildir. Halkın iradesine rağmen karar alamayacaklarını bir kez daha gösterelim” dedi.
Hiçbir güç halktan üstün değildir
150 kilometrelik mesafeyi kat ederek hiçbir gücün halktan üstün olmadığını vurgulayan Baş, yürüyüşün altıncı gününden şöyle seslendi:
“Can’ın durumunun 12 Ekim’de AYM Genel Kurul’da görüşülmesini bekliyoruz. Biz bu kararı şöyle yorumluyoruz; Yargıtay 3. Dairesi’nin Gezi Davası kapsamında verdiği kararlar Türkiye için kara bir lekedir. AYM, hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan bu kararlarla yan yana görünmek istemedi. Eğer Yargıtay dairesinin karalarında en küçük bir hukuki zemin olsaydı AYM hemen kararını verir ve Can’ın başvurusunu reddederdi ama bu olmadı.
Hiçbir güç halktan üstün değildir. Halkın iradesine rağmen karar alamayacaklarını bir kez daha gösterelim.”
Depremin sekizinci ayına girildiğini de hatırlatan Erkan Baş, “Bugün yürüyüşümüzün Hatay’daki son günü. Aradan geçen sekiz ay ülkemiz emekçileri için tarifsiz bir acıydı. Aynı yurdu paylaşan, aynı fabrikada çalışan, aynı mahallede yüz yüze bakan binlerce insanı geri getiremeyecek olmanın büyük acısını yaşadık. Yaşadığımız tek duygu acı çekmek olmadı, elbette bu enkazın sorumluları vardı” dedi ve ekledi:
“Karşımıza sayısız engel çıksa da bu ülkede iktidar sahibi olanlar kendi halkına karşı akla gelmeyecek ihanetlere girişse de biz yurttaşlığı, dik durmayı birbirimize miras bıraktık. Onlar şehirlerimizin, kültürlerimizin, insanlarımızın yaşamdan kopmasına sebep olmalarına rağmen iktidarlarını birkaç yıllığına daha korudukları için kazandıklarını düşünebilirler. Bizce hiçbir şey bu kadar basit değil. Halk umudunu da azmini de kardeşliğini de yitirmediğinde depremin hemen ardından bu iktidar tarafından içi boşaltılan tüm devlet kurumlarından daha hızlı biçimde çalışabileceğini gösterdi. Biz hala buradayız hiçbir yere gitmedik.”