Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun eleştirilerine ilişkin olarak, “Uçaktan indim, belediyenin önünde sivil bir otobüs olduğunu söylediler. DEM Parti’nin Genel Başkanları ne otobüsün içindeydi, ne üstündeydi. Onlar ben gitmeden önce konuşmuşlar. Tuncer Bey’in o katılmadığım görüşlerinden haberdar değildim. Tuncer Bakırhan’ın söylediği cümlelerle bir mutabakatım yok. Söylediği sözlerin zaten ihtiyacımız olan barış, kardeşlik sürecine katkısı da yok. Konuşmasına, asla ve asla katılmıyorum. Sayın Dervişoğlu’nun bu kadar yanlış bir bilgiyi Grup Toplantısı marifetiyle yaymaya katkı sağlanması benim açımdan üzücü oldu” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de katıldığı Yükseköğretim Buluşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamalarının anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:
“DEM Parti Genel Başkanları ne otobüsün içindeydi, ne üstündeydi”
“Ben muhalefete muhalefet etmeyi hiç doğru bulmam. Hiç de yapmadım bunu. Ve muhalefetten bir kötü söz geldiğinde hep ‘Canı sağ olsun’ dedim. Müsavat Bey’le de özel bir hukukum var. Onun da yine canı sağ olsun ama biraz ayıp etmiş. Şu kadarını söyleyeyim. Ben o otobüsün üstünde birlikte falan değilim. Bunu trollerden gördüyse, kusur. Yok, gerçek bilgi var da böyle söylüyorsa gerçekten ayıp etmiş. Ben sabah kendi kararımı verdim, kalktım, gittim. Uçaktan indim, bir otobüs olduğunu belediyenin önünde söylediler. Otobüsün parti otobüsü olmadığını, sivil bir otobüs olduğunu söylediler. ‘Üstüne çıkarım’ dedim, Sayın Ahmet Türk dahi bana, ‘Otobüs sizin’ dediğinde, ‘Yok, birlikte çıkalım’ deyip, eş belediye başkanlarını alıp çıktım. DEM Parti’nin Genel Başkanları ne otobüsün içindeydi, ne otobüsün üstündeydi. Onlar ben oraya gitmeden önce zaten ben karanlıkta, onlar güneş batarken, herhalde yarım saat önce konuşmuşlar. Onlar konuşmuşlar, ben uçaktan indim, gittim. Hava da kararmıştı, kendi konuşmamı yaptım. O konuşma sırasında açıkçası Tuncer Bey’in o katılmadığım görüşlerinden de haberdar değildim. Zaten orası Tuncer Bakırhan’a bir şey söyleme yeri değil, Ahmet Türk ile dayanışma yeri. Tuncer Bakırhan’ın söylediği cümlelerle bir mutabakatım yok. Tuncer Bakırhan’ın orada söylediği sözlerin zaten ihtiyacımız olan barış sürecine, kardeşlik sürecine katkısı da yok. Ama açıkça şunu söylemek gerekiyorsa, Erdoğan ve Bahçeli barış konuşan, sürekli barışı konuşan, kardeşliği konuşan Ahmet Türk’ü sustururlarsa bu sefer barışı ve kardeşliği daha az konuşanlar konuşmaya ya da cümlelerinde başka şeyler olmaya başlıyor. Esas sorun, bu ülkenin yapması gereken mesele bir kardeşlik projesiyken siz kayyum atama falan gibi şeyler yaparsanız, diller sertleşiyor.”
“Muhalefet ile kavga edecek değilim”
“Tuncer Bey’in konuşmasını duysam da çıkıp orada bir şey demezdim ama daha sonra gördüm konuşmasını. Çünkü ben uçaktan indim, gittim, konuştum. Konuşmasına, asla ve asla katılmıyorum söylediklerine ama Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun, diğer partiler yapıyor, ediyor. Beni tanıyan, kardeşi gibi bilen, aramızda abi-kardeş hukuku olan birisinin bu kadar yanlış bir bilgiyi Grup Toplantısı marifetiyle yaymaya katkı sağlanması gerçekten benim açımdan üzücü oldu. Ama yine de son sözümüz her zamanki gibi canı sağ olsun. Ben muhalefet ile kavga edecek halde değilim. Ayrıca da Müsavat Bey’e onun da çok sevdiği bir deyimle cevap vermek gerekirse, Müsavat Başkan, bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan olsun. Tutup da bana Cumhuriyet Halk Partisi’nin, kurucu partinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin Genel Başkanına o yaptığı hatırlatmaya da lüzum yok. Bundan sonraki süreçte CHP’nin çizdiği çerçeve en doğru çerçevedir ve toplumda da en geniş kabul gören çerçevedir. Biz o çerçevede devam edeceğiz. Hepinize teşekkür ediyorum.”