Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grup toplantısında konuştu. Vatandaşlara bir çağrıda bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Asgari ücretin 25 bin TL olmasını bekliyoruz, istiyoruz. Bu mücadelenin arkasındayız. Bu akşam saat 21:00'de asgari ücrete zam için herkes evindeki ışıkları yakıp söndürsün" dedi. 

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

"Alevilerle sunniler, Kürtlerle Türkler kardeştir"

Geçen hafta Sivas'taydık. 31 yıllık bir insanlık ayıbının 31. yılında ama birinci yılındaki kadar tepkili, birinci yılındaki kadar adalet arayan inancımızla Sivas'ta hep birlikteydik. 31 yıldır bu acıyı yüreğinin en derinlerinde hisseden herkese örnek teşkil edecek şekilde, dayanışma içerisinde dimdik ayakta duran aileleri, davayı ilk günden itibaren büyük bir sabır ve kararlılıkla takip eden hukukçu dostlarımızı. Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanındaki o canlarımızı ve o canların can dostu tüm insanlarımızı saygıyla selamlıyoruz.

Öyle acı günlerden geçtik ki Sivas'ta daha acı yanarken, Madımak Katliamında daha ateş doğmamışken yüreğimize bir ateş daha düştü. Öyle bir plan vardı ki sanki Sivas'taki canlar ve o canların ölümünden canı yananlar güya bir başka yerdeki bir acıya duyarsız kalacaklardı hatta birilerinin zihin altına misilleme gibi kazınacaktı. Bu sefer Erzincan'ın Başbağlar köyünde 28'i kurşuna dizilerek, 5'i köyün bütün evleri ateşe verildiği için yanarak yine 33 kişi öldü. Sivas'ta semaha duranları yaktılar diye orada camiden çıkanları beklediler, kurşuna dizip evleri yaktılar ve bir tek amaç vardı. Türkiye'de bir mezhep çatışmasını tetiklemek, kutuplaştırmak ve bu kutuplaşmış ülkeyi bir zafiyet içerisinde bırakarak kolayca ele geçirmek. Sivas'ta, Sivas'ı yakan zihniyet ne kadar kara, ne kadar kötü, ne kadar alçaksa, Başbağlar'ı da kurşuna dizenler, yakanlar aynı alçaklıktadır.

Türkiye'de Alevilerle sunniler, Kürtlerle Türkler kardeştir. Onları birbirine düşürmeye çalışan kim varsa da kalleştir! Tüm Kürtleri, tüm Türkleri, Alevileri ve sunnileri birlikte selamlıyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği! 

Ve buradan bir kez daha eşit yurttaşlığa, anayasa önündeki eşitliğe, bir mezhebin bütün ihtiyaçları karşılanıyorken diğerini görmeyen devlet anlayışına dikkat çekiyoruz. Cemevleri ibadethane sayılana kadar bu mücadelenin takipçisiyiz. Hafta sonu bizim Türkiye İttifakı dediğimiz yani Milli Takım gol atınca sevinen herkesi bir aynı ittifakta görüyoruz. İşte o yüreği birlikte çarpan herkes, hafta sonu Milli Takım'ı izledi. Gerçekten de hak etmiştik, çok yaklaşmıştık ama maalesef futbolun cilveleri, kendi içindeki hataları ve elbette ki Milli Takımı'mıza yapılan haksızlıklar, futbol yerine tartışmayı başka zeminlere çekenler sonucunda Milli Takımı'mız son dakikaya kadar pes etmemesine rağmen son 15 dakikadaki iki şanssızlık sonucunda kupaya veda etmek zorunda kaldı. Bütün takımımızı ve Türkiye'nin bütün renklerini birlikte kucaklayan, Milli Takım'ı bir bütün olarak sahiplenen herkesin bu başarısını kutluyorum. 

"Gelir adaletsizliğinin reçetesi sosyal demokratların elindedir"

Hafta sonu partimizin heyeti ile birlikte sosyalist enternasyonalin Avrupa Komitesi'nin ilk toplantısına katıldık. İspanya Başbakanı Sanchez'in başkanlık yaptığı toplantıda, Avrupa'da aşırı sağın yükselişini ve daha pek çok konuyu ele aldık. Hep söylediğim, hep tekrarladığım bir konunun altını kalın kalın çizdim. Aşırı sağ ile mücadelenin de, gelir adaletsizliğinin de, yoksulluk ve işsizliğin de reçetesi solun, sosyal demokratların elindedir.

Toplumu, göçmenler-göçmen olmayanlar, sağcılar-solcular, o mezhepten olanlar-bu mezhepten olanlar diye bölüp her meseleyi bir başka tarafa yükleyip oradan nefret üretenler Avrupa'da güçlenerek faşizan, 80 yıl önce Avrupa'nın kurtulduğu bir takım ideolojileri, aşırı sağı yükseltmeye çalışıyorlar. Bunun karşısında formül soldadır. Herkesi, dinine mezhebine göre siyasi düşüncesine göre, doğduğu yere göre ayırmak değil, bu kesimlerin tamamının yoksuluna dokunmak, kimsesizlerine sahip çıkmak, güvencesizlerin hakkını korumak, yoksulların karnını doyurmak, barınma sorununu çözmek ve eşitlikçi politikalar üretmek. Bu bizim işimiz, bizim bildiğimiz bir iş.

"Solcular Fransa seçimlerinde birinciliği elde ettiler"

31 Mart'tan sonra her türlü polemikten uzak duran, CHP, bugün sosyalist enternasyonalin birinci gündemidir. Sanchez, İspanya'da sağın peşine takılmadan, doğru sol politikalarla çok az kayıp yaşayarak Avrupa Parlamento'du seçimlerini atlattı. Geçen hafta İngiltere İşçi Partisi, Parlamento'da çoğunluğu sağlarken, esas formül demokrasiden yana olanların birleşmesiydi. Paris'te aşırı sağ yükseldiğinde, Avrupa'da en çok soydaşımızın olduğu 3 ülkeden bir tanesi Fransa. Bu yüzden elbette bir daha fazla duyarlı olacağız. Fransa'da demokrasi güçleri birleşti. İlericiler, solcular Fransa seçimlerinde birinciliği elde ettiler. 

Fransa'daki yeni halkçı cepheyi de, İngiltere İşçi Partisi'ni de, aşırı sağa karşı birlikte hareket etme iradesini gösteren herkesi, selamlıyorum ve Türkiye'deki formülü bütün Avrupa'ya, bütün dünyaya bir kez daha hatırlatıyorum. Türkiye'nin ve dünyanın bütün demokratları bir araya gelecek ve faşizmi eninde sonunda yenecek!

Bükreş toplantısı, Avrupa komitesi toplantısı önemli bir deklarasyonla sonlandı. Bükreş deklarasyonunda CHP'nin başarısına atıf vardı. CHP'nin yükselişinin Türkiye'nin yükselmesine tespit vardı ve sosyalist enternasyonal tarafından oy birliğiyle kabul edilen bildirgede şu ifade vardı: CHP'nin AB hedefine ve bu yoldaki yürüyüşüne hepimiz destek veriyoruz, hepimiz altına imza atıyoruz.

Bir tarafta milli gelirin 45 bin dolardan aşağı olmadığı, demokrasinin olduğu, insan haklarının en üst düzeyde savunulduğu, hukukun üstünlüğünün tam olduğu bir yer, bir tarafta 4 bin 500 milli dolar, büyük saraylar, pahalı arabalar, kudretli liderler ve fakir halkların olduğu bir yer. Biz CHP olarak milletin bugünkü halini de arayacak duruma getirecek, 4 bin 500 dolarlık yanlış istikametten Gazi Mustafa Kemal'in gösterdiği, 10 kat daha zengin ve mutlu olacağımız bambaşka bir istikamete doğru götüreceğiz. 

"Bir tane sıfır atacağız"

Buradan bir kez daha söylüyorum, CHP iktidarında yani yapılacak ilk seçimlerden sonra kurulacak hükümette 10 yıl sonra, toplamda yaşanacak olan şudur. AK Parti'nin yaptığı gibi yapacağız ama onlar gibi enflasyonu yükseltip, sıfırlar sığmayınca hem paradan hem maaştan sıfır atmayacağız. Öyle altı sıfır falan da atmayacağız, bir tane sıfır atacağız. O bir sıfırı etiketlerden atacağız ama maaşlardan atmayacağız. 

AK Parti'nin, MHP'nin kıymetli seçmenlerine söylüyorum. 31 Mart'ta doğru yaptınız. Dürüst, şeffaf, çalışkan, israfçı değil, hizmeti önceleyen adaylara oy verdiniz. O günden bugüne sizi pişman etmedik, etmeyeceğiz. Gelecek seçimlerde CHP'ye oy verdiğinizde 10 yıl sonra cebinizdeki paranın 10 kat değerli olduğunu göreceksiniz. Bugünkü maaşı alıp 4 liraya mazot aldığınızı düşüneceksiniz, bugünkü maaşla 1 liraya ekmek aldığınızı düşüneceksiniz. Milli gelir artışı bu demektir. Gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak bu demektir. 

Geçici, dolaylı vergileri kaldırın. Zenginlerden doğrudan vergi alın diyoruz. Onlar vatandaşı değil, yine yandaşı düşünüyorlar. Ama ilk seçimden sonra ne kadar kaçabilirler bilmiyorum. Yapılacak ilk genel seçimlerde partimiz iktidar olacak, her geçen gün ekonomi iyiye gidecek, Türkiye zenginleşecek, herkes rahatlayacak.

İmamoğlu: Açacakları davalarla bizi yolumuzdan ayıramazlar İmamoğlu: Açacakları davalarla bizi yolumuzdan ayıramazlar

"Kadının hangi soyadı kullanacağına sadece kadınlar karar verir"

Anayasa mahkemesi demişti ki, ikide bir bu kanunu yapıyorsunuz, kadın kocasının soyadını kullanır, çok istiyorsa kendisininkini de kullanır. Kadın ister kocasının soyadını kullanır, ister kendi soyadını kullanır, ister ikisini de kullanır. Anayasa mahkemesi böyle demiş. Bunun üzerine AK Parti iptal edilen kanunu getiriyor ancak şöyle getiriyor. Kadın kocasının soyadını kullanır ve fakat isterse kendisininkini de yanında kullanır. AYM iptal ettiği maddede itiraz ettiği her şey var, suçu olmayan tek kelimenin eş anlamlısını koyuyorlar. 

Kadınların bir anayasal kazanımlarını tekrar ellerinden almaya çalışıyorlar oysa 2024 yılında bakın biz 75 yıldır Avrupa konseyindeyiz. Avrupa konseyinde bir tane var mı? Kadının soyadına karışacaksınız devlet olarak. Sanane! Kadınlar kararlarını kendileri verirler.

Kadının ne yiyeceğine ne içeceğine, ne zaman nerede dolaşacağına, hangi soyadını kullanacağına sadece kadınlar karar verir. Şimdi bu zihniyetin Milli Eğitim şubesinden biraz bahsedelim. AK Parti'nin en çok değiştirdiği en çok değiştirdiği bakanlıktan bir tanesi. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları, yeni reformlar yaptıkları, mevcut bakanın öncekinden nefret ettiği bir yönetimle karşı karşıyayız. 

"Yusuf Tekin eliyle büyük bir suç işleniyor"

Yusuf Tekin denen şahıs eliyle büyük bir suç işleniyor. Hırsızlık, yan kesicilik suçu. 1 milyon öğretmen diploması çalacaklar. 1 milyon öğretmenin diplomasına kapkaç yapacaklar. Yusuf Tekin mülakatı kaldırmaya söz vermişti, yok kaldırmayacağız 'mülakat gibi mülakat' yapacağız dedi. MEB Bakanı ile Erdoğan yan yana durmuş, 1 milyon öğretmen yetiştirmiş, diploma vermiş. Olmadı ya bu, yapamadık diyor. Bu en büyük gelecek hırsızlığıdır, en büyük emek hırsızlığıdır.

Darbelere sonuna kadar karşıyız, demokrasinin arkasındayız diye konuşma yapmış, yeniden bir seçim yapılıp millet yetki verene kadar, o sözleri tekrar eden biri olarak tekrar ediyorum ki; darbeyle, darbeciyle işimiz olmaz. Ama gerçekten işi olmadığını ispatlamış masumlara artık haklarının iadesi yapılmalıdır. 

TÜİK, 'Tayyip Bey'i Üzmeyen İstatistik Kurumu'nun rakamlarının açıkladığı enflasyon rakamları istatistik falan değil. Ekmek. Yıllardır TÜİK şeffaf olması gereken verileri açıklamaz. Onunla aynı işi yapan ENAG açıklar. Bakıyorsunuz ENAG'ı verilerine doğru. ENAG, enflasyonu yüzde 160 buluyor, TÜİK 80, tam olarak kul hakkı yemek varsa, TÜİK eliyle bu iktidarın herkese yaptığının tanımı budur. TÜİK'e ne derlerse onu yapıyorlar, TÜİK'e çal demişler. 

"Hükümet hala üç maymunu oynuyor"

Gelelim emeklilere. En düşük emekli maaşı halen 10 bin TL. Ocak ayından beri meydan meydan gezip en düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını savunduk. Şimdi kök maaşa enflasyon koyuyor. En düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını savunuyoruz. Hükümet hala üç maymunu oynuyor. Emekliyi duymuyor, emekli için hiçbir şey söylemiyor. Bugün 3 konfederasyonun genel başkanları üç maymunu oynayanlara karşı ağızlarını açtılar. Enflasyon zammını istediler, döndüler emekliye de en az asgari ücret verilmelidir dediler. 

"Emeklilere asgari ücretin verilmesi lazım"

Asgari ücret şimdiden 3 bin 800 tl eridi. Ha 10 bin vermişsin ha 12 bin vermişsin. Emeklilere asgari ücretin verilmesi lazım. CHP'li belediyeler olarak, kimi pazar desteği kimi kasap desteği, kimi doğrudan nakit desteği yapıyor. Hepsini birden 'emekli halk kartı' altında birleştiriyoruz. O kart ile yakıtta, doğal gazda, pek çok üründe, markette, pazar desteği ile, yılın belirli dönemlerinde ve ayın belirli dönemlerinde doğal gaz için, yiyecek için oradan size CHP'li belediyeler destek olacaklar. 

1 Temmuz'da zam bekledik, size gelmedi ama her şeye geldi. Elektriğe zam geldi. Türkiye'de çalışanların yüzde 53'ü asgari ücretli. 17 bin TL asgari ücret 3 aydır açlık sınırının altında seyrediyor. Asgari ücret ile yıl başına 2 bin 125 ekmek alınabiliyordu, şu anda bin 700 ekmek alınabiliyor. 9 gram altın alınabiliyordu, şimdi 7 gram altın alınabiliyor. 

"Asgari ücretin 25 bin TL olmasını bekliyoruz, istiyoruz"

Mehmet Şimşek'i atadığı gün faiz yüzde 8 buçuktu şimdi yüzde 50, Mehmet Şimşek'i atadığı gün benzin 21 liraydı şimdi 43 lira. O yüzden iğneden ipliğe her şeye zam gelirken, birileri durmuş asgari ücrete zam yapmayız diyorlar.

Asgari ücretin 25 bin TL olmasını bekliyoruz, istiyoruz. Bu mücadelenin arkasındayız. Bu akşam saat 21:00'de asgari ücrete zam için herkes evindeki ışıkları yakıp söndürsün.

Muhabir: Şevval Dalgıç