Gazeteci Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Özel, "Sizin Güneydoğu gezinizde iktidarın bir payı var mı? Size Tayyip Bey veya iktidardan herhangi bir başkası ‘Özgür Bey oraya gidip bir duruma bakın, toparlayın’ dedi mi?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Güneydoğu gezisine gideceğimi haziran ayı sonunda duyurdum ve bunu eylül ayına doğru yapmayı düşünüyordum. Hatta benim niyetim 1 Eylül barış Günü’nde Diyarbakır’da olmaktı. Ama sonra ayağımı kırdım. Şeyi de düşünmüştüm; Önce ya da sonra Selahattin Demirtaş’a gidip haftayı 7’ye tamamlamak, sonra da grup toplantımda bir okuma yapmayı, CHP bu meseleye nasıl bakıyor diye. Böyle bir hedefimiz vardı. Ayak kırılınca tabii, Diyarbakır’a gidip kürsüye çökmeden, Mardin’de yer sofrasına oturmadan olmaz. O yüzden erteledik. Çok kış gelmeden yapmaya karar verdik.
“Bir kez daha ertelemek için kafamın kırılması lazım dedim”
İlan ettiğimizde daha Devlet Beyin iki salı konuşması da yoktu. İlki olunca bizim arkadaşlar ertelesek mi dediler. Bir daha ertelemek için kafamın kırılması lazım dedim. Ben bu geziyi Bahçeli’den çok önce söylemişim. Gidecekken bir gün önce de Bahçeli’nin bu Abdullah Öcalan’a özgürlük ifadeleri çıktı. Gezi daha da bir farklı anlamlandırıldı.
“Sizce DEM’in el sıkacağından Erdoğan’ın haberi var mıdır?”
Ama sizin sorduğunuz büyük yalan şöyle; Milletvekilimiz Umut Akdoğan televizyon yayınında ona iki ayrı soru soruluyor. Aralarında 20 dakika var. Bu sorulardan birinde ‘Sizce DEM’in el sıkacağından Erdoğan’ın haberi var mıdır?’ Umut Beyin cevabı şu; ‘Ya sık sık görüşüyorlar, mutlaka şunu demiş olabilir, sen bir git dolaş oraları bir ellerini sık bakalım ne olacak Türkiye’de.”
“Tayyip Beyle CHP Genel Merkezi’ne geldiği günden sonra hiç sohbet etmedim”
İkinci soru; ‘Özgür Bey Diyarbakır’a gidişi ile ilgili bu kararı nasıl verdi?’ Özgür Bey bu kararı nasıl verdi, hedefi ne sorusunu montajla bir internet sitesi "Tayyip Beyle sık sık görüşüyorlar, sen bir git bakalım" kısmını montaj yaptı ve bunu yaydılar. En son Türker Ertürk bir daha söyledi bunu. Dostça davranmıyor tuhaf şeyler yapıyor. Ondan önce bilmem kaç derece diye bir internet sitesi bunu yaydı biz de elimizden geldiğinde haberin yalan olduğunu duyurduk. Birçok yerde kalktı arsızlarda duruyor. Ben Tayyip Beyle CHP Genel Merkezi’ne geldiği günden sonra hiç sohbet etmedim. Yargıtay açılış gününde karşılaştık el sıkıştık, merhaba dedik yani."
“İsrail'in Türkiye'ye saldırı ihtimali yok”
‘İsrail'in sıradaki hedefi Türkiye’ iddiasına ilişkin soruya ise CHP Genel Başkanı Özel şu yanıtı verdi:
"'Gizli oturum tutanakları 10 yıl açıklanamaz, verin bilgiyi neyse üstüme düşen yapacağım ama konuşmadıklarınızı ifşa ederim' dedim, şimdi ifşa ediyorum ki sizin bilmediğiniz hiçbir şey içeride konuşulmadı. Demek ki neymiş İsrail’in Türkiye’ye saldıracağı ile ilgili her iki bakanın milletin vekillerine anlatabileceği bir veri yokmuş. Şunu diyebilirlerdi sızar diye vermiyoruz, bunu da demediler. Geldiler ben orada yeni hiçbir şey öğrenmedim. Belki birkaç rakam o da İsrail’in saldıracağına yönelik değil de genel Türkiye’nin kabiliyetleriyle ilgili falan.
İsrail- Türkiye çatışmasına ilişkin hiçbir şey yok. Bence de İsrail’in Türkiye’ye saldırma ihtimali yok. Bir terör saldırısının arkasında olabilir, Türkiye’de de siyasi suikast işlenebilir, yarın çeker beni vurdurur bu değil işgal veya direkt saldırı Türkiye’ye füze atma yok, olmaz, yapamaz, İsrail cürmü kadar yer yakamaz Türkiye NATO’nun üyesi uluslararası kuruluşların üyesi."
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kim olacak?
Özgür Özel ‘Ekrem İmamoğlu mu Mansur Yavaş mı?’ sorusuna da yanıt verdi. Özel şunları söyledi;
Bizim Ekrem İmamoğlu’yla olan kardeşlik hukukumuzu bozmaya çalışanlar oluyor. Biz ona gülüyoruz. Aramızda fitnesavar var. Bu çok iyi bir şey. Çünkü biz birbirimize düşersek parti mahvolur.
Benimle Mansur Bey için de öyle ama benimle Ekrem bey için özellikle öyle. Çünkü Ekrem bey seçimin ertesi gün ‘değişim’ dedi. Ben de o değişime inanan birisi olarak oturduk ve yollarımızı ortaklaştırdık.
Bizim umudumuz, Türkiye’yi yeniden demokrasiye taşıyacak ve insanların sıkıntılarını çözecek bir CHP iktidarını kurmak.
Bunun için Ekrem bey de ben de, yeminden daha ileri bir noktadayız. Bu sözlelerimize önce kendi namusumuza, sonra birbirimzie ve partimize bağlıyız.
Benim açımdan aday belirlemede Ekrem beyi seçtik desem kimsenin diyecek bir şeyi yok.
Ama kamuoyu karşılığı açısından bir Mansur Yavaş gerçeği var.
Burada yükü kendi sırtıma alırsam, bu bencillik olur. Oysa biz ‘Ben’ diyen bir parti olmamalıyız.
2 ayda bir toplanan PM’yi aday belirleme sürecinde 2 ayda 12 kere toplantıya çağırmışım. Bu yükü sırtıma almayacağım. Bu yükü sadece milletvekili grubuna da bırakmayacağım. Sadece PM’ye de bırakmayacağım.
Bizim tüzüğümüzde şu yazıyor: ‘Aday yoklaması, ön seçim, geniş halk yoklamaları’
Yolunu bulursak bize oy veren seçmene erişmeye, 6 milyon, 8 milyon, 10 milyon kişiyle bile önseçim yapmaya bile razıyız.
Biz CHP’nin adayını Türkiye İttifakı’nın adayı yaparak, aday gösterildiği gün seçimi kazanacağı garanti olarak belirlemek istiyoruz.
Ekrem beyi seçip, Mansur beyi ve sevenlerini, Mansur beyi seçip Ekrem beyi ve sevenlerini kırma lüksümüz yok. Ama, demokratik bir şekilde olacak. En doğrusunu arayacağız ve bunu ortak akılla bulacağız.
Herkes şundan emin olsun. En doğru adayı belirleyeceğiz. Aday CHP’li olacak ama Türkiye İttifakı’nın adayı olacak ve seçimi kazanacak adayı belirleyeceğiz.
Bunun önünde kim engelse, kendi kibrim dahil onu bertaraf edeceğim.
O yüzden ilk ve en olası engeli kendim ortadan kaldırdım. Kendi adaylığımı ihtimal dışı bıraktım.
Genel başkan nefsine düşerse, Türkiye’ye çok şey kaybettirebilir.
O yüzden dedim ki burada en büyük engel nedir? Senin kendi nefsin, nefsini şişirecek olanlar olabilir. Bu ihtimali baştan tüket dedim. En büyük engeli kaldırdım ben.
Emin olun ben Ekrem bey için de söylüyorum. Şu anda 2 isim önde. Partinin içinden bir üçüncü isim geldi. Kamuoyu araştırmalarında, Ekrem beyi geçti, Mansur Beyi geçti diyelim. Vallahi Ekrem bey bana der ki ‘Başkanım bunu aday yapalım’ der. Mansur bey de ‘Bunun yerine ben aday olayım’ demez. Çünkü onlar biliyorlar ki biz bu seçimi kazanırsak önümüzdeki dönem hem insanlara ve ülkeye çok büyük katkılar sunacağız. Kim ne yönetmek istiyorsa fazlasıyla yönetecek zaten. O kadar çok makam, mevki ve yapılacak iş var ki, hepimize yeter."