Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, üniversiteye siyasi müdahaleye karşı 971’inci nöbetini tutan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerini ziyaret etti. Daha sonra açıklamalarda bulunan Özel, “Boğaziçi Üniversitesi’nde, Türkiye’nin kurumsal kültürü en yerleşik kurumlarından birinde, yine geleneği en yerleşik öğretim kurumlarından, üniversitelerinden birinde, belki de bu noktada en üst düzeydeki birlik ve beraberliğin yaşandığı, mezunlarıyla öğrencilerinin, öğrencileriyle öğretim görevlilerinin arasında örnek bir bağ ve dayanışma olan bir üniversitenin önündeyiz. Bu üniversiteye, 1 Ocak 2021 tarihinde Melih Bulu isminde bir kayyum atanmıştı. Üniversite geleneğinden gelmeyen, kültüründen gelmeyen, Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisansa dahi kabul edilme şartlarını sağlamayan birisi, üniversitenin başına kayyum olarak atanmıştı. O günden bugüne tam 205 haftadır, 1432 gündür, 971’inci kez burada nöbet tutuldu. Ben de Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak 971’inci nöbete desteğe geldim” dedi. Özel, şunları söyledi:
CHP Genel Başkanı Özel, iktidara seslendi
“Şu içeriye girdiğim andan çıktığım ana kadar, öğrencisiyle, öğretim görevlisiyle, çalışanıyla herkesin gözleri çakmak çakmak, bu mücadeleyi destekliyor. Ama gözümüzün içine bakamayanlar tarafından memlekete bu zulüm yapılıyor. Her birisi dahi düzeyinde iyi yetiştirilmiş 200’ün üzerinde öğrenci, sadece Almanya’ya kaptırıldı. Şu dört yıllık kavganın sonunda. Bunu merak ediyorsa, iktidara müzahir medyaya da söylüyorum. A Haber gelsin, istediği kadar öğrenci ismini vereyim, röportaj yapsın. Kaan’a sorsun ‘Sen niye ordasın’ diye. Doğu Demirtaş‘a sorsun. Sarıyer AK Parti Kadın Kolları Başkanlığından istifa eden Doktor Hanım’a sorsunlar, ‘Senin oğlunun başına ne geldi’ diye. Türkiye bu öğrencileri kaybediyor, bu kadar büyük kötülük olmaz arkadaşlar. Bir ülkeye bu kadar büyük kötülük olmaz. Bu kadar büyük kötülük ancak tasarlayarak olur. İhmalen olmaz, hatayla olmaz, kusurla olmaz, kasıtla olur. Sen bu kurumu çökerteceksin de ne işine yarayacak? Yetişmiş bu kadar öğrenciyi kaptıracaksın da ne işe yarayacak? Bu hocalar oturup sıcakta daha iyi şeyler üretmek için çalışacaklarına, her gün gidip de orada yağmurda, ayazda, güneşte dikilecek de senin ne işine yarayacak? Buradan bir kez daha bu vicdansızlığa, bu izansızlığa ‘dur’ demek istiyorum. Durun artık. Yeter. Bu mücadeleyi bugüne kadar Boğaziçi Üniversitesi, kurumları zarar görmesin diye kendileri halletmek üzere hep ihtiyatlı davrandılar. Ama artık anlaşılıyor ki bu meseleyi daha fazla toplumsallaştırmak lazım. Biz bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir milyon 600 bin üyemizle, 81 il başkanımızla, 39 ilçe başkanımızla, bütün belediyelerimizle ve bütün milletvekillerimizle ne kadar destek isteniyorsa o kadar vereceğiz. Bu meseleyi toplumsallaştıracağız. Bu kayyuma da, bu kayyum rejimine de, bu saray rejimine de bu yaptıklarını yanına bırakmayacağız. Boğaziçi’ni de Türkiye’yi de size dar edeceğiz. Hodri meydan.”