Sivas'ta İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasından ara başlıklar şöyle;
“Ülkemizi kurtaran, bağımsızlığı mümkün kılan partimiz ülkemizi önce demokrasiyle, sonra sosyal demokrasiyle tanıştırmıştır. Ne yazık ki partimiz son yarım asırda tek başına iktidar olma imkânından mahrum kalmış ve bunu başaramamıştır. Ülkeyi yönetecek sorumluluğu elinde bulunduramamıştır. Ancak bugün Sivas’tan kurucu kadrolarımıza armağan etmek isteriz ki bugün kuruluş felsefesinden sapmayan CHP, yapılan son seçimlerin ve Türkiye’nin birinci partisidir. Partimize ömrünü adayanlara armağan ederiz ki 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’nde kurulan Partimiz, o kongreden tam 105 yıl sonra yapılan seçimleri kazanarak, 47 yıl aradan sonra Türkiye’nin birinci partisi olmuştur. CHP bugün özgüvenli siyasetiyle iktidarın tek ve en güçlü seçeneğidir. Atatürk’ün hatırasına armağan ederiz ki Partimiz Cumhuriyet’i korumaya, yüceltmeye ant içmiş, gençlerin ve kadınların daha çok söz sahibi olduğu, bizatihi milletin partisi olarak yapılacak ilk seçimlerde Ata’mızın partisini iktidar yapacak kararlılıktadır.”
“CHP’nin kurultayları görev almaz, görev verir”
“CHP’nin diğer partilerden çok önemli bir farkı vardır. Bizim kurultaylarımızın özelliği şudur. Bizim kurultaylarımız liderlerden talimat almaz. Liderlerin dediğini yapmaz. Liderlerin telgrafında ayağa kalkıp nefes almadan dinlemez. Bizim CHP’nin kurultayları görev almaz, görev verir. Gazi Mustafa Kemal’in liderliğindeki Sivas Kongresi Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kadrolarına, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına manda, himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme görevi vermişti. 1972 kurultayı, Bülent Ecevit’i genel başkan seçmiş, ona partimizi işçilerle, üretenlerle, ezilenlerle, hak arayanlarla buluşma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevini vermişti. Bülent Ecevit de kadroları ile birlikte bu görevleri teker teker yerine getirdi. Tarihe geçti. 5 Kasım kurultayında bizlere verilen görev de partimizin önüne açacak bir değişimi sağlamak, önce yerel seçimlerde ve ardından genel seçimlerde birinci parti olma göreviydi. Biz bu görevi kurultayımızdan aldık. Biz bu görevi siz kurultay delegelerimizden aldık. Gençlerin ve kadınların daha fazla yer bulduğu, bilime inanan, sokağın sesini duyan bir anlayışla yerel seçimlere gittik. Kurultayımızdan aldığımız ilk görevi başarı ile tamamladık. Yerel seçimlerde CHP’yi birinci parti yaptık. Şimdi bize düşen görev, örgütümüzün ve milletimizin beklentilerine göre demokratik bir tüzük yapmak, güçlü bir program yapmak için ilk adımları atmak ve o programı kısa süre içinde hayata geçirmek. Yeni bir kongre ile yürürlüğe sokmak. Kısır kavgalarla, şahsi tartışmalarla değil nitelikli tartışmalarla ve kavga etmeden, nitelikli bir süreci hep birlikte yürüterek, milletin gündeminden başka bir gündemi konuşmadan, bizi çekmek istedikleri kutuplaşma oyunlarına asla gelmeden, birlik ve beraberlik içinde genel seçimlere gitmek. Özgüvenli siyasetimizden ödün vermeden geleceğe yürümek ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini ilk genel seçimlerde iktidar yapmaktır.”
“Diğer partilerin hedefi bize ulaşmak, bizim hedefimiz ise kendi çıtamızı daha da yukarıya çıkarmaktır”
“Türkiye’nin birinci partisinin rakibi artık diğer siyasi partiler değildir. Hedefimiz yerel seçimlerde aldığımız yüzde 38’lik oyu yüzde 50’nin üzerine çıkarmak için milletle kurduğumuz bağı çok daha güçlü hale getirmektir. Diğer partilerin hedefi bize ulaşmak, bizim hedefimiz ise kendi çıtamızı daha da yukarıya çıkarmaktır. Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Olmayacaktır. Milleti bölerek, ayrıştırarak iktidarda kalma dönemi kapanmak üzeredir. Çünkü onların karşısında artık milletin hakkının yegâne savunucusu olan bir CHP, Türkiye’nin tüm renklerini kucaklayan Türkiye İttifakı vardır. Bugün Türkiye artık gitmekte olan bir hükümetin neden olduğu ağır sıkıntılar içindedir. Emekliler, asgari ücretliler, üreticiler geçinemiyoruz diye feryat etmekte, sokakta ve meydanlarda ses yükseltmektedirler. Ancak biz iktidar başarısız olursa biz iktidar oluruz diye beklemedik, beklemiyoruz, beklemeyeceğiz. Biz iktidara milletin güvenini kazanarak, milletin rızasını alarak ve iktidarın en güçlü alternatifi milletin gönlündeki tek umut olarak yürüyeceğiz. Bizim her soruna doğru bir tespitimiz, doğru bir çözüm önerimiz mevcuttur. Bizlere düşen partimizin her alandaki tutumunu, önerisini 81 ilde 86 milyon vatandaşımıza ulaştırmaktır. Bunun için görevin en ağırı ne genel başkanda ne grup başkanvekillerinde. Ne parti meclisi üyelerinde, ne milletvekillerinde. Bu görevin esas yükü çok güvendiğimiz, inandığımız sizlerde. CHP örgütündedir.”
“CHP’nin hedefi; güçlü, zengin, dünya ile barışık, dünya ile yarışan, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş bir Türkiye’dir”
“Bugün CHP tüm mikro sorunların yanı sıra Türkiye’nin önünde makro bir hedef de koymaktadır. O hedef Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefidir. Hedefimiz Balkan coğrafyası, Türki cumhuriyetlerle en iyi ilişkileri yeniden kurmak ve en ileri noktaya getirmektir. KKTC ve Azerbaycan ile olan ilişkilerimizi aynı milletin farklı devletleri olduğu gerçeğini inkâr etmeden ancak üstenci, buyurgan bir dille değil dost ve kardeş bir ülke bağıyla oluşturmak ve sürdürmektir. Diğer yandan Rusya ve Çin gibi güçlü devletlerle diplomatik ilişkilerin en iyi şekilde geliştirilmesi, en üst noktaya getirilmesi ve sürdürülmesi partimizin iktidar yürüyüşünde de iktidarı boyunca da terk etmeyeceği bir yol haritasıdır. Bugün 32’si Avrupa’da toplamda 77 partinin bulunduğu Sosyalist Enternasyonal’de partimizin Avrupa Birliği mücadelesine tam destek vereceğini, hiçbir üye partinin çekimser kalmadığı metin ile kayıt ve imza altına almıştır. Pusulası millet olan CHP’nin hedefi; güçlü, zengin, dünya ile barışık, dünya ile yarışan, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş bir Türkiye’dir.”
“İktidar yürüyüşümüz Sivas’tan başlıyor, Ankara’da devam ediyor”
“105 yıl sonra yeniden Sivas’tayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yerel seçimlerde olduğu gibi yeniden birinci parti yapmanın hedefiyle birlikte yan yanayız, kol kolayız, omuz omuzayız. Yol haritamızı belirlemek, en demokratik tüzüğü yapmak, Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz tarif edeceğimiz program değişikliklerini başlatmak üzere sayın genel başkanlarımı, kurultay delegelerimi, grup başkanvekillerimi, milletvekillerimi, parti meclisi üyelerimi, tüm belediye başkanlarımı ve tüm kurultay delegelerimizi iktidar yürüyüşüne ilk adımı atmak üzere Ankara’ya davet ediyorum. Sizleri Ankara’ya davet ediyorum. Kalkın Ankara’ya gidelim. Partimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapalım. İktidar yürüyüşümüz Sivas’tan başlıyor, Ankara’da devam ediyor. Çankaya’da bir CHP’li Cumhurbaşkanı olana, bu ülkeyi yeniden Gazi’nin partisi yönetene kadar devam edeceğiz. Yürüyelim arkadaşlar. Ankara’ya gidiyoruz. İktidar yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun.”