CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ile görüştü. Özel, görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan hakkında gözaltı kararı Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan hakkında gözaltı kararı

Erken seçimden bahsetmiş ve "Kimse önünde duramaz" diye not düşmüştünüz. Müsavat Dervişoğlu'nun açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?  DEM Parti, Hakkari'den bir açıklama yaptı. "Artık Türkiye’de erken seçim koşulları oluşmuştur" dedi. Sizin yorumunuz ne olur?

“Ben durduğum yerdeyim. 31 Mart seçimlerinde seçmenin karşısına çıktığımızda net olarak, "Biz sizin sesinizi duyuyoruz, duyuracağız. Eğer siz de sesinizi duyurmak istiyorsanız, asgari ücretinize zam yapmamayı düşünenlere, 1 milyon öğretmen ataması yapmayanlara, çiftçilere sesinizi duyurun" dedik. Bunun bir genel seçim olmadığını söyledik. Ben 31 Mart günü de söyledim bugün de söylüyorum.

“CHP erken seçim ister ama vatandaşın istemesi lazım”

Seçim sonuçları CHP'yi 47 yıl sonra birinci parti yaptı. O günden bu güne de hiçbir anket yok ki CHP birinci parti olmasın ve AK Parti ile arasındaki farkı seçim akşamından daha çok açmasın. Bizim net olarak söylediğimiz şey şudur. Biz erken seçim çağrısı yapmıyoruz. Erken seçim kararını millet verir. Ben CHP'nin 127 milletvekili ile erken seçim kararını alabilecek güçte değilim. CHP erken seçim evet ister ama erken seçimin yapılabilmesi için bunun milletin gündemi olması ve vatandaşın istemesi lazım.

10 bin TL asgari ücret değişmezse, daha dünkü görüşmelerde gezi ile ilgili değerlendirmeleri yerel basın mensuplarıyla yapılan sohbette okuduk. AYM kararlarına uymazsanız ve asgari ücrete zam yapmama gibi bir noktaya gelmezseniz, toplumun hangi kısmı sizden memnun olacak da devam edeceksiniz? O zaman erken seçim kaçınılmaz olur. Türkiye'de erken seçim konuşmanın mayına basmak olduğunu düşünmüyoruz ama oy oranınız sizi bir seçimden uzak tutuyorsa, seçimi mayınlı saha olarak değerlendirirsiniz. CHP yarın bir seçim yapılsa iktidara gelecek bir partidir ancak erken seçim meselesinde benim atfım CHP'nin çağrısı değil, hukuk tanımazlığın ve vatandaşın sesini duymamanın doğuracağı sonuçlara ilişkindir. Sayın Cumhurbaşkanı gelecek iade-i ziyarette bulunacak. Siyasetçiler el sıkışmazsa bir takım vesayet odakları ellerini ovuşturmaya başlarlar. Siyasetçiler görüşür, konuşur, tartışır, yarışır. Sandık gelir vatandaş kazanır Türkiye kazanır o yüzden demokratik siyaset kanallarını açık tutmaya devam edeceğiz.

Hakkari ile ilgili Cumhurbaşkanı, "Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuştur" dedi. Bu ifadeyi nasıl yorumluyorsunuz? Seçim öncesi AK Parti ve DEM Parti arasında kayyım görüşmesi olduğunu düşünüyor musunuz?

"Açıklamayı talihsiz buluyorum"

Ben şahit olmadığım hiçbir görüşme ile ilgili böyle bir takım teorilerin peşine takılıp bir değerlendirme yaptım. Siyasette uzun süre rekabet etmiş iki kişiden biri siyasetten ayrıldıysa, onun bir ziyarette bulunması ve görüşme gerçekleştirmelerine tuhaf anlamlar yüklememek gerekiyor. Bunun yanında kayyım ile ilgili her iki açıklamayı da talihsiz buluyorum. Sayın Bahçeli'nin, "Milletin çıkarları gerekirse demokrasinin ve devletin önündedir. Milletin varlığı, demokrasinin varlığının önündedir" değerlendirmesi çok sorunlu. Millet vardır. Demokrasi varsa demokratik yönetilen bir devlet kurarsınız yoksa milletin menfaatlerini Sayın Bahçeli başka tarif eder, ben başka tarif ederim. Hepimiz tarumar oluruz. Bugün yetkiyi elinde bulunduranla aram iyi, ayar veriyorum diye milletin sesi olunmaz. Milletin sesi sandıktadır. Kime yetki verilirse milletin sesi o olur, demokrasiye bağlı kalarak ve hukuk kuralları içerisinde. Hukuku çiğnedik, milletin menfaati burada diyemezsiniz. Milletin menfaatine millet karar verir. Sayın Erdoğan'ın da kanunu değil hukuku işletme lafında kanuna aykırı bir kararın kendilerince hukuki olduğunu değerlendiriyorlar. "Siz biz belediye başkanı seçersiniz, ama biz istersek yönetirsiniz" demek kendi yarattıkları hukuka, herhalde saray hukukuna uygun. Kanunun böyle olmadığını dün kendisi de ifade etti."

Muhabir: Şevval Dalgıç