CHP Genel Başkanı Özgür Özel TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuştu. Gezi eylemlerinde 2-3 kez beraat edenlerin içeride olduğunu hatırlatan Özel, Bahçeli’nin dönemin Başbakan Erdoğan’ı sert eleştirdiğini ifade etti.
Özel, "Taksim Gezi Parkı'na bugün MHP’nin Meclis Başkanvekili olan Celal Adan başkanlığında, İstanbul il başkanının, milletvekillerinin bulunduğu heyet gittiler açıklama yaptılar. Sayın Bahçeli, 'Gezi’ye hassasiyet, toplumun hassasiyetleri', Erdoğan’a 'bu hassasiyetleri gözetmeyen diktatörlük sevdalısı' dedi. Şimdi bugün ikisi birden dönüp Gezi'ye darbe girişimi diyerek, olan olaylardan sonra her biri en az 2, bazen 3 kez beraat eden arkadaşlarımız içeride tutulmaktadır" dedi.
Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
28 Mayıs 1918'de bağımsızlığa kavuşan kardeş Azerbaycan'ın Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, üzüntüsü bizim üzüntümüzdür. Atamızdan miras, dış politikamızı dünyanın dört bir yerinde geliştirmekte olduğumuz, iyi dış ilişkilerimizle savunmaya devam edeceğiz. Yurtta barış dünyada barış diyoruz.
Yurt dışında Türkiye'nin partisiyiz, daha da önemlisi gelecekte Türkiye'yi yönetecek iktidar partisiyiz. 17 Nisan'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yaptığım konuşmamda, Azrbaycan ile konsey arasındaki gerilimi ve Azerbaycan'ın uğradığı haksızlığı dile getirmiş ve bu konuda üzerimize düşen her şeyi yapmak istemiştik.
Her iki taraf açısından da öğretici bir süreç. Azerbaycan'ın konseyden çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Azerbaycan'ın konseyde bulunması, konsey denetiminde olması, konsey kurullarında temsil ediliyor olmasını son derece önemsiyoruz.
"Tüm dünya ülkelerini, Filistin'i tanımaya davet ediyorum"
Yurt içinde ve uluslararası arenada ısrarla savunduğumuz bir diğer konu Filistin meselesidir. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları çoğu kadın ve çocuk, 36 binin üzerinde insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet verdi. Uluslararası adalet divanının saldırıları durdurma kararına rağmen Refah Bölgesi'nde masum sivillerin bulunduğu çadır kampı bombalandı ve 40 Gazzeli daha hayatını kaybetti.
Tüm dünya ülkelerini, Filistin'i tanımaya davet ediyorum. Daha önce 119 siyasi akrabamıza yazmış olduğumuz mektupla, ülkelerinde iktidarda olan 24 başbakan ve cumhurbaşkanına yaptığımız çağrıyla Filistin'i tanımaya davet etmiştim.
11 Temmuz soykırımını anma günü olarak da soykırımı anma günü olarak da belirlendi. Bu kararı büyük bir memnuniyetle karşıladım. Genel başkan seçildikten sonra ilk ziyaretimi Kıbrıs'a, sonra da Saraybosna'ya gerçekleştirmiştim.
Oradan, hem Filistin için hem de tüm dünyada yaşananlar için barış çağrımızı tekrar etmiştik. Dün hazırlayıp meclis başkanlğına sunduğumuz kanun teklifi; 11 Temmuz gününün anma günü olarak Türkiye'de belirlenmesine yöneliktir. Bu konuda tüm siyasi partileri, bu konuda ilk adımı atan ülke olmak üzere buradan davette bulunuyorum.
"Gezi, Türkiye'nin birbirini en çok seven ailesidir!"
Değerli konuklar, kıymetli grubumuz, bugün önemli bir tarihin yıldönümü. Tarihimizin en geniş katılımlı, en barışçıl gösterilerinden bir tanesi olan Gezi Parkında ağaç katliamı yapılarak topçu kışlası yapılmasına karşı çıkanların biraraya gelmeleriyle başlayan ve toplumsal duyarlılık, çevrenin korunması, yaşam biçime yapılan müdahalelere itiraza yönelik gezi parkı eylemlerinin 11. yıl dönümündeyiz. Buradan geziyi selamlıyorum.
Türkiye'nin neredeyse tüm illerinde düzenlenen gösteriler, siyasi iktidarın olumsuz güç kullanmasıyla fevkalade kötü sonuçlar doğurmuştur. Gezi, Türkiye'nin birbirini en çok seven ailesidir!
O günlerde kısa mesafeli biber gazı atışları ve pilastik mermei kullanımıyla 91 kişi kafa travması geçirmiş, 10 kişi gözünü kaybetmiş ve çok sayıda yaralı hasta hastanede tedavi altına alınmıştır.
Alınan Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarına, AYM kararlarına rağmen arkadaşlarımızın içeride tutulması, anayasa ihalidir. Büyük bir haksızlıktır, kendilerine zulümdür.
"Odam, esnaf odalarından gelen tomar tomar talep yazılarıyla dolu"
Biz, birarada oldukça, enerjimiz, gücümüz, özgüvenimiz yerinde oldukça tüm toplum CHP'ye dönüyor, bizlerden bir şeyler bekliyor. Geçen hafta esnaf kefalet kredilerinin, yüzde 7 buçuk ile kullanılan kredinin 17'ye 12'yle kullanılan kredinin 24'e çıktığına buradan anlatmıştım. Savunma şu; Faizler arttı biz de artırdık. Halk bankası yüzde 7 buçukla patronlara, zenginlere, üreticilere verdiği krediyi, üretimde ve ihracatta kullanıyor mu diye denetlemeden, makine alıyor mu diye denetlemeden bavul bavul paraları verdiler.
O paralarla yat alanlar, o paralarla lüks araçlar alanlar, villa alanlar, parayı oradan alıp yan şubede yüksek faize yatıranlar ortada. Pandemiden çıkmış esnafa faizler arttı diyorlar. Odam, esnaf odalarından gelen tomar tomar talep yazılarıyla dolu.
Hazine Bakanlığı ülkede durum buyken çıkmış, vergi kaçıranlar için ihbar hattı kurmuş. WhatsApp'tna yazın diyor. İnsanda biraz utanma olur, biraz çekinme olur. Vergi kaçıranı görmek için gariban vatandaşın bildirimine mi ihtiyacın var senin.
Buradan da söylüyorum. Sadece bir yılda servet sahiplerinin 660 milyar liralık vergisini, plan bütçe komisyonunda kim affettiyse vergi kaçırtan da, vergi kaçıran da odur!
Sayın Erdoğan dünkü konuşmasında, dünyadaki servet eşitsizliğinin en yüksek seviyeye çıktığını, fakirden zengine bir servet transferi yaşandığını ifade etmiş. O zaman bunu WhatsApp'a yazmayayım da, buradan memleketteki herkesin vicdanına söyleyeyim. Dünya tarihinin en büyük yoksuldan zengine fon transferi yapan kur korumalı mevduatını kim çıkardıysa kul hakkını yiyen de onlardır arkadaşlar!
"Buğday üreticisi zorda"
Bir diğer haklı beklenti, buğday üreticisi zorda. Geçen seneden dünya kadar 7 milyon ton depoda buğday var. 5 milyon tonun da hala toprak altında depolandığını biliyoruz. Üretici maliyetleri açıklandı, buğdayın kilosu 11 liraya, tonu 11 bin liraya mal oluyor. Bugün, toprak mahsulleri ofisi hala fiyat açıklamadı ama üreticinin yakasında ilaç satan, gübre satan, bankadan faizle ona borç veren parayı istiyor. Fiyat olmadığı için serbest piyasada 9 TL'den zararına buğday satılıyor. Sırf enflasyonu hesaplasanız bugün 15 TL olması gerekiyor. Bu sene Mayıs'ın sonu geldi buğday fiyatı açıklanmıyor. Burdan acilen toprak mahsulleri ofisinin en az 15 liralık buğday taban fiyatı açıklamasını haykırıyoruz.
İki sıcak konuyla bitirelim. Bir tanesi Türkiye'de en çok konuşulan konu. Canlarımızın, sokak köpeklerinin yaşamlarını tehdit eden bir kanun çalışmasıyla ile ilgili endişeler. CHP olarak bu konuda tutumumuz, tavrımız nettir.
"Katletmek, öldürmek niyetinde olanlara sesleniyoruz"
Türkiye'de bir başıboş sokak köpekleri sorunu vardır. Bu sorun özellikle sabah erken saatlerdei okula yayan gitmek zorunda olan çocukların, gençlerin. Bu sorun, servise gitmek isteyen emekçilerin. Sabah erken saatte camiye giden yaşlıların bir güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Bu sorun elbette çözülmelidir ancak ekonomiyi de bahane ederek canları katletmek, öyle masumlaştırmayın. Katletmek, öldürmek niyetinde olanlara sesleniyoruz. Hepimiz burada, bu milletin oylarıyla geldik görev yapıyoruz. 2020 yılında da bu sorun vardı. 2020 yılında tüm partiler oturduk, çalıştık ve hayvan haklarının korunmasına yönelik komisyon çalışması yapıldı.
Bu kitap çok net, bu kitabın içerisinde popülasyonun düşürülmesi için, sayının azaltılması için ne uyutma, ne itlaf ne de canice bir öneri yok. Bunun altında AK Parti'nin de imzası var, MHP'nin de imzası var. Diyor ki, yerel yönetimlerin parası yetmez. Gönüllülerin parası yetmez, bir hayvan hakları fonu kuralım. Buraya vergilerden küçük kesintiler, bağışlar, bunun ihtiyacını fazlasıyla karşılar.
2020'den bugüne ülkeyi yönetenler, bu konuda parmaklarını kıpırdatmayanlar, tasarruf tedbirleri var belediyer para harcamasın, il müdürlükleri para harcamasın ne yapalım? Toplayalım, öldürelim. Böyle bir yaklaşımın sonuç vermesi imkansız.
1389 il ve ilçe, büyükşehir belediyesinden 290'ında geçici bakım evi var, geri kalanında yok. İnsanların, köpeklerle en çok çatışma, en çok sorun yaşadıkları, köpeklerin insanları en çok tehdit ettiği alanlar zaten buralar. Orada hiç kısırlaştırma yok.