CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı Mitingi'nde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Özel, "Devlet Bey, Abdullah Öcalan’a devleti adres gösteriyor. Yapılan teklif görünüşte Sayın Bahçeli’nin teklifidir. Cumhur İttifakı’nın gizli açılımının ayan beyan sözcüsü Sayın Bahçeli’dir ancak Sayın Erdoğan’ın hala iki kelam etme cesareti gösteremediğini hayretle izliyoruz" dedi.
Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bugün yüreği burada olup da evinden, bir başka yerden burayı takip edenlere büyük saygımızla ama terör tam da bunu yapmak istediği için; terörün amacı bizi korkutmak, sindirmekken, terörün amacı hayatımızı kendi hedeflerine göre değiştirmekken, terörün amacı bizlere yaratacağı korkuyla bizlere istikamet dayatmakken, o korkuyu kırıp buraya koşup gelenlere, meydanı dolduran on binlere binlerce teşekkür, binlerce selam olsun.
"Teröre, şiddete karşı korkmayanlar, teslim olmayanlar hoş geldiniz"
Teröre, şiddete karşı korkmayanlar hoş geldiniz! Susmayanlar, teslim olmayanlar hoş geldiniz. Bugün bu meydanda bu ülkenin geleceğine ipotek koymaya çalışan teröre, hayatımızın her alanını esir alan şiddete karşı hep birlikte meydan okumaya geldik. Ülkemiz 40 yıldır başta PKK, farklı terör örgütlerinin hedefi olmaktadır. Milletimiz terör saldırılarında canlarını yitirmiş, şehitler vermiş, çok acılar çekmiştir. Güvenlik güçlerimizin yanı sıra, kamu personelleri, sağlıkçılar, siviller bu saldırıların hedefi olmuştur ama tüm bunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyetimizin iki gün sonra 101. Yılını kutlayacağımız bu günlerde dimdik ayaktadır, sinmeyecektir, teröre teslim olmayacaktır.
Biz, CHP’yiz. Biz, Türkiye’nin kurucu partisiyiz. Biz bu ülkenin birlik ve beraberliğinin teminatı olan partiyiz. Terörü bitiren, şiddeti yok edip yurttaşlarını güvende tutan, toplumsal barışı sağlayan ve daima ileri giden bir Türkiye için çalışanlarız. Bu milletin önünü kesmek isteyen kim olursa olsun, hangi odak olursa olsun karşısındaki en büyük güç CHP’dir.
"Kadınlarımız, çocuklarımız güvende değildir"
Bugün, yaşam hakkı için buradayız. Bu iktidar, Türkiye’yi herkes için güvensiz hale getirmiştir. Bu iktidar yurttaşlarını koruyamamaktadır. Kadınlarımız güvende değildir, çocuklarımız güvende değildir, yeni doğan bebeklerimiz bile güvende değildir.
2022’de erkekler tarafından 334 kadın, 2023’te 315 kadın, 2024’ün sadece ilk 10 ayında 325 kadın hayatının baharında hayattan koparıldılar, katledildiler. Maalesef, artan trend ortadadır ve bugün duyacağımız her rakam ilk 6 ayda bir yıl öncesini, ilk 9 ayda bir yıl öncesini yakalayan ve ülkenin ne kadar kötü yönetildiğini, bu iktidarın hiçbir rakama iyi gelmediğini, hiçbir kesime iyi gelmediğini gösterecek rakamlardır.
Toplumsal hafızamıza kazınan kadın cinayetlerinden, daha 17 yaşında öldürülen Münevver Karabulut’u, 19 yaşında katledilen Özgecan Aslan’ımızı, kızının gözünün önünde yaralıyken ölmek istiyorum diye yalvaran Emine Bulut’u unutmadık. Onların şahsında nicelerini unutmadık ve son dönemde İstanbul’da canice katledilen Ayşenur Halil, İkbar Uzuner, Van Gölü kenarında ölü bulunan Rojin Kabaiş, Adıyaman’da evladının gözü önünde silahla vurulan Merve Daşçan. Adana’da 12 saat içerisinde hayatını kaybeden 5 kadın. Biliyoruz ki kadınları, katilleri kadar korumasızlık öldürüyor.
Sadece geçtiğimiz Eylül ayında, Aydın’daki Neriman Yükçü, şikâyet ettiği eski eşi tarafından, Kayseri’deki 43 yaşındaki Hatice Gül, uzaklaştırma kararı aldırdığı eski sevgilisi tarafından, Antalya’da 57 yaşındaki Fatim Teirmhanoğulları uzaklaştırma kararı varken, boşanma aşamasındaki eşi tarafından katledildiler.
"HÜDA PAR’a verdiği sözü tutmak için İstanbul Sözleşmesi'nden çıktı"
OECD verileri Avrupa ülkeleri arasında şiddet gören kadınların oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyor. Rakam korkunç, yüzde 38. 3 kadından birinden fazlası neredeyse iki kadından biri şiddet görüyor bu ülkede. Ve kadınların yüzde 70’i geceleri sokakta yürürken kaygı duyduklarını ifade ediyorlar.
İstanbul Sözleşmesinden iki elimizi kaldırarak oy verdiğimiz ve bütün meclisi mutabakatla oy verdiğimiz, bir iyi iş yaptıysa AK Parti o da budur dediğimiz o sözleşmeden bu milletin temsilcilerinin oy birliğiyle girdiği o sözleşmeden tek bir imzayla, bir gece yarısı HÜDA PAR’a verdiği sözü tutmak için çekilen kişi kadınların arkasından devleti çeken, çocukların arkasından devleti çeken kişidir. Tarih önünde sorumludur! Tarih önünde mahkumdur! Gençlerimiz ve çocuklarımız güvende değil. Saygın araştırma şirketlerinin raporlarına göre, toplumun yüzde 85’i bu ülkede çocukların güvende olmadığını ifade ediyor.
"Yurt sorunu ile mücadele eden CHP belediyelerini alınlarından öpüyorum"
Bu iktidar barınma sorununu, öğrencinin barınma sorununu bile isteye çözmemekte, onları bir takım yapıların kucaklarına ittirmektedir. Bu iktidar elindeyken, İstanbul’da belediyeleri bir tek yurt yapmayan bir iktidardır ve bugün, burada şu ana kadar 14 tane tertemiz öğrenci yurdunu yaparak bu işte İstanbul’da gelen yoksul evlatlara sahip çıkan İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu buradadır. Kendisini, çalışma arkadaşlarını, bütün belediye meclis üyelerimizi ve ilçelerinin kısıtlı imkanlarına rağmen İstanbul’da öğrenci yurdu açan belediye başkanlarımızı, Türkiye’nin dört bir yanında yurt sorunuyla mücadele eden CHP’li belediyeleri alınlarından öpüyoruz, iyi ki varlar!
Cemaat ve Tarikatlar politikasına devam eden iktidarı uyarıyorum; devletin hiyerarşisini değil, kendi hiyerarşisini tanıyan, devlete sadakati değil, bir meczuba sadakati 15 Temmuz akşamı devlete ve millete ne yaptıklarını hep birlikte gördük.
Bugün, faaliyette olan, sırtını sıvazladığınız, koruyup kolladığınız, devletin içine sızmalarına seyirci kaldıklarınızın, hangi gün bu devlete baş kaldıracaklarını bu milletin karşısına çıkacaklarını bilemeyiz, bilemezsiniz, bunun için uyarıyorum. Bu köhne anlayışı derhal terk edin!
"Bu ülke 2 yaşındaki Sıla bebeği koruyamadı"
Bu ülke Alperen Enes’i koruyamadı. Bu yılın Mayıs ayında çıkmaması gereken bir inşaatta çalışırken öldü, MESEM projesi kapsamındaydı. Bu ülkede 16 yaşındaki çocuklar temizlemek zorunda oldukları vincin altında kalarak MESEM projesi kapsamında can verdiler, can veriyorlar.
Bu ülke 8 yaşındaki Narin’imizi koruyamadı. Diyarbakır’da 19 gün sonra evinden 1 buçuk kilometre uzaktaki cansız bedenini buldular ama halen daha katilini ortaya çıkaramadılar, verilen sözü unuttular, unutturdular.
Bu ülke 2 yaşındaki Sıla bebeği koruyamadı. Bu iktidar, Sıla bebeğin şiddet görmesine, istismar edilmesine engel olamadı, hastaneye gittiğinde doğru teşhisi korumadı evine yolladı ama bir daha geldiğinde iş işten geçmişti.
CHP, Narin’ler ölmesin diye, Sıla bebekler yaşasın diye, hem de bu zihniyete karşı onları koruyan, kollayanlara karşı bir bütün olarak dimdik ayaktadır. Buradayız, burada durmaya devam edeceğiz!
"Bu çetenin faaliyetleri bilinirken o hastaneleri açık tuttular"
Bu ülkede, bebekler bile korunamıyor. 12 yeni doğan yavrumuz ihmalin, denetimsizliğin, para için gözü dönmüşlüğün kurbanı oldu. 19 ay önce bilinen teknik takibe geçilen ve adeta canlı yayında ölümleri teker teker izlenen 12 bebemizi, evladımızı kaybettik. Bu çetenin faaliyetleri bilinirken o hastaneleri açık tuttular.
Açıkça söylüyorum; caydırıcı olsun diye herkesin gözünün önünde ibreti alem olsun diye, o hastanelerin askıya alınan ruhsatları, başka isimle yeniden önümüze gelmesin diye, mahkeme kararıyla yürütmeyi durdurmalar olmasın diye bir kez daha çağrı yapıyorum. O hastaneleri bedelsiz kamulaştırmamız lazım. Haydi gelin meclise bunu yapalım.
Bir kez daha söylemek istiyorum ki bugünkü Sağlık Bakanı, o günkü İstanbul İl Sağlık Müdürüdür. Asla ve asla bir gün daha bu bakanlık koltuğunda oturmamalıdır. Bu bakan mı sorumlu, o bakan mı, önceki mi? İfade edeyim ki bir tane var baş sorumlu. Aynı kalemle bugünkü bakanı da atayan, o günkü bakanı da atayan Recep Tayyip Erdoğan!
"Uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyor"
Bugün, çocuklarımızı ve gençlerimize yönelen en büyük sıkıntı, uyuşturucudur. Emniyetin resmi raporlarına göre, 2019’dan 2023’e ele geçirilen uyuşturucu, yüzde 2 bin artmıştır.
Toplumun yüzde 70’i maalesef her geçen gün uyuşturucu kullanımının arttığını ifade etmektedir.
2023 yılında bin 972, 2024’ün ilk 8 ayında 1371 emekçi iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetti.
2022’de 249 olan, 2023’de 450’ye çıkan şiddet vakası, 2024’ün sadece ilk 6 ayında 500’ü geçmiştir. Bu iktidar, sağlıkta şiddetin önüne geçecek adımlar için, sağlık meslek örgütlerinin, sendikalarının önerilerini elinin tersiyle itmektedir.
"Erdoğan'a Bahçeli üzerinden çağrı"
Bu millet, iktidarı seçerken güvenliğini o iktidara emanet eder, bu milleti koruyamayanlar emanete ihanet edenlerdir.
Bu ülke 40-50 yıldır teröre en az 40 bin can verdi. Yaşam hakkının en önemli tehdidi de terördür.
Terörün bitmesi için kim konuşacaksa konuşsun. Ama bir kişiyi konuşturup sorunu çözme hesabı yanlış hesaptır. Bir kişinin sorununu çözüp Tayyip Bey’in de istediğini alıp, bu alışverişle bir anayasa kurma hesabı ayıplı bir hesaptır. Bunun için biz çözüm için meclisi adres gösteriyoruz.
Devlet Bey, Abdullah Öcalan’a devleti adres gösteriyor. Yapılan teklif görünüşte Sayın Bahçeli’nin teklifidir. Cumhur İttifakı’nın gizli açılımının ayan beyan sözcüsü Sayın Bahçeli’dir ancak Sayın Erdoğan’ın hala iki kelam etme cesareti gösteremediğini hayretle izliyoruz.
Erdoğan, Bahçeli söyleyeceğini söyledi. Bir anlaşmazlık olduğunu söyleyenler de var. Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp millete açıklama yapmak zorundadır. Çık artık Bahçeli'yi sözcü kılma ne diyorsan sen söyle.