Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de, sabaha karşı yangın çıktı. Sabah saatlerinde 10 olarak açıklanan ölü sayısı, gece saatlerinde 76'ya yükseldi. İçişleri Bakanlığı, hayatını kaybeden 52 kişinin kimliklerinin tespit edildiğini, 45 kişinin cenazelerinin ailelerine teslim edildiğini bildirdi. İşletme sahibi dahil 9 kişi gözaltına alındı. Yangın ise yaklaşık 10 saat süren müdahale sonrası söndürüldü.
Kayak merkezinde itfaiyenin bulunmaması ve merkezin Bolu'ya 1 saat 15 dakika uzaklıkta olması nedeniyle ekiplerin bölgeye gelme süresi 1 saati buldu. Görgü tanıkları, "bu sebeple müdahalede geç kalındığını" ve "yangın alarmı çalmadığını" söyledi.
Otel görevlisi Halil Gümüş de gece uyandıktan sonra çalışma arkadaşlarıyla oteldeki yangına ilk müdahaleyi kendilerinin yaptığını anlattı. Gümüş, "Çığlık sesleriyle uyandım. Aslında o sesler hala kulağımda çınlıyor. İnsanların 'Kurtarın beni' demekten başka hiçbir çaresi yoktu" dedi.
Buldukları merdivenlerle konukları tahliye etmeye başladıklarını dile getiren Gümüş, "Üst katlardan tahliyeyi yapamadık çünkü bu bizim için çok zordu. Yorgan açmaya başladık. Atlamak isteyenler oldu, kendi imkanlarımızla atlamayı önlemeyi denedik. Çünkü 3 yaşındaki çocuk sallandırılıyordu, dumana maruz kaldı. İki ekibe bölünerek kendi imkanlarımızla müdahaleye başladık. Yaklaşık 25 kişi kurtardık" ifadelerini kullandı.
"Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi"
İtfaiye gelene kadar arkadaşlarıyla konukları kurtarmaya çalıştıklarını anlatan otel personeli Kemal Gümüş ise o anlara ilişkin, "Birçok kişi kurtulmak için atladı. Bir hemşire arkadaşımız vardı, rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Yangından korkup kendini aşağı attı" diye konuştu.
Yangının çok geç fark edildiğini söyleyen Gümüş, "Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor. Hani insanların çoğu zaten dumandan öldü. Dumandan ölmeyenler aşağı atladı. Korkudan aşağı atladılar zaten" açıklamasında bulundu.
"Düzgün yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok"
Otelde temizlik görevlisi olarak çalışan Neçirvan Öner de otelin giriş kapısını göstererek, şunları kaydetti:
"Yüzüme bir maske aldım, maskeyi ıslatıp içeri girdim. Çocuk sesleri geliyordu. Yanıma 2 çocuk aldım. Çocukların ailesine de arkamdan ışık tutarak, 'Beni takip edin' dedim. 2,5-3 dakika ben o dumanın içinde kaldım. Dışarı çıktığımda aileyi direkt ambulans görevlilerine teslim ettim. Sonra içeri tekrar gidip bakacaktım. Çünkü daha sesler geliyordu ilk kattan. Sonra benim başım dönmeye başladı. Fenalaştım, dışarı çıktım. Yan binaya geçtim. Biraz soluklanayım dedim. Dumandan zehirlenmişim. Arkadaşım gelmese, beni öyle fark etmese belki ben şu an burada yaşıyor olmayacaktım. Beni sırtına aldı, ambulansa taşıdı"
Otel içerisinde insanların dumandan yollarını bulamadıklarını, otelin arka yüzüne konumundan dolayı müdahale edilemediğini ve otelde yangına karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu anlatan Öner, "Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor" dedi.
Öner, otelin en üst katında kalan bir misafirin kurtulma sürecine ilişkin yaşananları şu sözlerle dile getirdi:
"İtfaiyenin geldiğini söyledim, çarşafları ıslatıp kapının kenarlarına ve altına koymasını istedim. Hiçbir şekilde boşluk olmaması gerektiğini anlattım, adam dediğimi yaptı. Bugün hastanede bana, 'Ben yaşıyorsam bu canı sana borçluyum. Hiçbir önlem yoktu, benim çocuklarım olmasaydı ben de kendimi aşağı atacaktım' dedi. İtfaiye tarafından sepetle alındılar."
Grand Kartal Otel'deki yangından kurtulan Atakan Yelkovan, otelin 3. katında konakladıklarını ve yangın sırasında eşinin uyandığını söyledi.
Yangında otelde herhangi bir alarm çalmadığını belirten Yelkovan şunları söyledi, "Duman kokusuna uyandık, beni de uyandırdı. Panikle kalktım. Emin bile değildik yangın olduğuna, gelir geçer bir şey sandık çünkü dumanı görüyoruz ama alarm yok. Ortak lobiye doğru koştuk. Yukarı çıkalım dedik, yangının kaynağını da bilmiyoruz. Alevleri ve dumanları görünce aşağı indik. Aşağıda kayak odası var, oradan canımızı zor kurtardık. Biz 3. katta kalıyorduk, alevler 4. kattaymış, üzerimize doğru geliyordu. Bir yandan arkadaşlarımızı ararken bir yandan dışarıya çıkmaya çalıştık."