Organ bağışına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak adına her yıl 3-9 Kasım tarihleri Organ Bağış Haftası olarak kutlanıyor. Türkiye’de 26 bin 894 kişinin hayatı organ bağışına bağlı. Bu hastalar, sağlıklarına kavuşabilmek için umutla, uyumlu bir organın çıkmasını bekliyor.

Organ nakli ve bağışı hakkında yanlış bilinen ve merak edilen soruları yanıtlayan Sözen, organ bağışının günah olmadığını söyledi. ‘Organ bağışı günahtır’ söylemini yıkmanın diyanetin görevi olduğuna vurgu yapan Sözen, ‘’ Organ bağışı günah değildir fakat bu konuda bilgilendirme gerekir. Kim bir kişinin canını kurtarırsa, can katarsa bir dünyayı kurtarmış demektir. Böyle ayetlerle, örneklerle aslında özendirilebilir. Fakat bazen bedenin bütünlüğünün bozulması gibi nedenlerle, öbür dünyada vücut bozulmasıyla ilgili düşüncelerle bağış olmuyor. Organ bağışına dini açıdan çok uzak olan kesimler olabiliyor’’ diye konuştu.

Organ nakli nedir, nasıl yapılır, bekleme süresi ne kadardır?

Organ nakli canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde yapılıyor. Canlıdan sadece böbrek ve karaciğer nakilleri yapılıyor. Kadavradan nakiller de ise beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden alınan organların aile onayı ya da kendi onayı varsa organları bağışlamasıyla gerçekleşir. Kısacası organ bekleme listesinde yer alan hastalara nakledilmesidir organ nakli.

Hastalar için bir liste var. Bir de normal sıralamadaki listeler var. Acil beklemedeki hastalar tabii ki öncelikli. Özellikle kadavra çıktığında acil bekleme listesindeki liste ele alınıyor. Bölgesel olarak da organ nakil merkezleri, Türkiye çapında çeşitli bölgelere ayrılmış durumda. O bölgede en acil organ nakline kimin ihtiyacı varsa öncelikle o tercih ediliyor. Daha sonrasında normal sıralamadaki uygun dokusu tutan kişilere nakil yapılıyor.

‘’Kadavra ve organ bağışı oranlarımız çok düşük’’

Canlıdan canlıya organ nakli ne demek?

Canlıdan canlıya organ nakli yaşayan bir insanın böbreklerinden birini veya karaciğerinin bir kısmını nakil ihtiyacı olan bir hastaya vermesidir. Ülkemizde aslında canlıdan canlıya nakil çok fazla. Çünkü kadavra ve organ bağışı oranlarımız çok düşük. Bu durumda daha çok %75 oranında canlıdan canlıya organ nakli gerçekleşiyor.

%25 oranında ise kadavradan gerçekleşiyor. Yurt dışında bu oran neredeyse tam tersi. Özellikle Avrupa’da, İspanya’da organ bağışı çok fazla.

‘’Bağış yapacak kişi ayrıntılı testlere tabii tutulur’’

Kimler böbrek vericisi olabilir? Böbreğini veren kişinin ilerde diyalize girme riski artar mı?

Bu tarz nakillerde uygun olmayan, merdiven altı dediğimiz olaylar maalesef çok oluyor. Kendi ailesinden, dokuların uyuştuğu, kan grupları uyuştukları sürece bağışçı olabilir ama belirli hastalıkların olmaması gerekir. Diyaliz, ileriki yaşamda 2 böbrek sahibi birine göre %20 olasılığında daha fazla olabiliyor. Bunu tam olarak kestirmek mümkün değildir.

‘’Hayatını kaybeden herkesin organı alınmıyor’’

Böbrek bağışı yapacak kişinin testleri çok ayrıntılı yapılır. Bağışçı olup olmayacağı o testlerden sonra belirlenir. Nakil için belli kıstaslar bulunuyor. Hayatını kaybeden herkesin organı alınmıyor.

‘’Türkiye, organ nakliyle ilgili ilk yönetmelik çıkaran ülkelerden biridir’’

Türkiye’de organ bağışı ne durumda? ‘’Organ Bağışı günahtır’’ söylemini ülke olarak aşmış bulunuyor muyuz?

Türkiye, organ nakliyle ilgili ilk yönetmelik çıkaran ülkelerden biridir. 1980’li yıllarda Haberal hocanın önderliğinde ilk yapılan nakiller sonrası bir organ nakli dili oluşturuldu. Yapılan kampanyalarla organ bağış kartları oluşturuldu.

‘’Organ bağışında kötü durumdayız’’

Barış kampanyaları oluşturuldu ama maalesef organ bağışında kötü durumdayız. Türkiye’de bir özellik var; Kişinin kendi organlarını bağışlamasına dair kart olsa bile vefatından sonra yani beyin ölümü gerçekleştikten sonra yakınlarından (birinci ya da ikinci) ‘’Annemin, oğlumun, teyzemin organlarını bağışlamak istemiyorum’’ dediği zaman bu bağış yapılamıyor.

Canlıdan canlıya organ bağışı tamamen dokunun uyumu, hasta yakının kan uyumu ile olurken kadavra farklıdır. Kadavra organ bağışında kişinin bağışlaması yetmiyor. Yakınlarının da bu bağışa ölümünden sonra onay vermiş olması gerekiyor.

‘’Organ bağışı günah değildir’’

‘’Organ Bağışı günahtır’’ söylemini yıkmak aslında diyanete bağlıdır. Organ bağışı günah değildir fakat bu konuda bilgilendirme gerekir. Kim bir kişinin canını kurtarırsa, can katarsa bir dünyayı kurtarmış demektir. Böyle ayetlerle, örneklerle aslında özendirilebilir. Fakat bazen bedenin bütünlüğünün bozulması gibi nedenlerle, öbür dünyada vücut bozulmasıyla ilgili düşüncelerle bağış olmuyor. Organ bağışına dini açıdan çok uzak olan kesimler olabiliyor.

Bu yüzden özellikle hasta yakınlarının çok iyi bilgilendirilmesi gerekiyor. Sordukları tüm sorulara uygun bir dille, yanlış düşünmelerine neden olmayacak bir şekilde cevap vermek gerekiyor. Burada da organ nakli koordinatörleri dediğimiz grup devreye giriyor. Bu görüşmeleri yapan doktor değil çoğunlukla organ nakli koordinatörleri yapıyor. Organ nakli koordinatörlerinin eğitim alması gerekiyor. Çünkü aile ile iletişimi onlar sağlıyor.

‘’Vefat eden birinin organları başka insanlara hayat olabilir’’

Organ bağışı, halka farkındalık yaratmak için daha fazla gündemimizde olmalı. Maalesef bu konuya çok az değiniyoruz. Mesela çok fazla trafik kazaları oluyor, beyin ölümleri gerçekleşiyor. Organ bağışları olduğu takdirde sıra bekleyen hastalar organa kavuşabiliyor. Vefat eden birinin organları başka insanlara hayat olabilir. Özellikle kalp nakli bekleyen çok hastamız var.

Kaynak: Yazar: Ateş Çatıkkaş