Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada ikinci duruşma başladı.
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.
Tanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor.
Baba Arif Güran, "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık da komisyon üyesi milletvekilleriyle duruşmayı takip ediyor.
'Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi'
Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi. Olay gününü anlatan R.A., "Her gün nasılsa, o gün de aynı şekilde çalışıyorduk. Benle babam gittik o gün köye. Salim Güran aşağıda da yukarıda da bizim yanımıza geldi. İlk olarak sabah 8-9 gibi geldi. 2 saat sonra gitti. Saat 1-1,5 gibi babam işçileri çıkartmaya gitti. Saat 3-4 gibiydi, Salim Güran yanıma geldi. Babamı sordu. Daha sonra babamı aradı. Biraz oturduk. Çay yaptık. Daha sonra yine babamı aradı. Çayı içtik. Daha sonra babam motosikleti ile geldi, Tavşantepe'nin yukarısındaki tarlada. Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi. Babam daha sonra aşağı tarlaya gitti. Babam gittikten 15-20 dakika sonra gitti. 'Üzerimi değiştireceğim' dedi. 6.30 gibi babam da yukarı geldi. Ondan sonra oturduk, yemek yedik. Salim Güran da bizimle yemek yedi. Ondan sonra biraz telefonlarla uğraştık. Daha sonra birisi, Salim Güran'ı aradı. Kızın kaybolduğunu söyledi. Pil vardı. Bana pil getirmemi söyledi. 'Akşam el feneri için lazım' olur diye. Daha sonra babamla beraber gittiler” dedi.
'Geldiği zaman ayakları normaldi'
Mahkeme dosyasına giren Salim Güran ve R.A. arasındaki 18.38'deki konuşma dinletilerek, konuşmayı hatırlayıp hatırlamadığı sorulması üzerine R.A., "Fıskiyeyi üst üste koymuştuk. Beni aradı, 'Orada bir sivrik çıkmış' dedi. Ona sivrik diyoruz. Çünkü sivrik çıkınca orası susuz kalıyor. Taşların üzerine çıktığı zaman görüyordu. Çoğu sefer arıyordu bunun için. Çıktığı zaman beni arıyordu" diye konuştu.
Salim Güran'a küfrederek, 'Senin yüzünden başımız belaya girdi. Üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayağı da suya girmiş gibiydi' diye tutulan tutanakla ilgili de "İfadelerimi okumadım. Sadece bana imza attırdılar. Bana 'Ayakları ıslak mıydı' diye sordular. Ben de 'Yok' dedim. Böyle bir şey demedim. Ayaklarına fazla bakmadım ama geldiği zaman ayakları normaldi" yanıtını verdi.
'Hatırlamıyorum'
15.52'de Salim Güran ile konuşma yaptığı ancak o saatlerde Salim ile yan yana olduğuna dair beyanı ile ilgili çelişkinin sorulması üzerine de R.A. "Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran üstünü değiştirmeye gitti. O gelene kadar ben bitirdim. Bu saat 18.00 civarıydı" diye konuştu
Savcının 15.52'deki telefon görüşmenin detaylarını sorması üzerine de "Hatırlamıyorum. Saatleri tahminime göre söyledim. Saate bakmadım. Salim Güran benim yanıma ilk geldiğinde babamı aradı" dedi.
'Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım'
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren'in 'Soruşturma aşamasında öğleden sonra Salim'in sürekli olarak yanında olduğuna dair beyanı vardı. Bu konuda telkin oldu mu?' sorusuna R.A., "Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım. Kimse beni yönlendirmedi. Salim Güran'ın benim yanıma geldiği tarla yukarıda" yanıtını verdi.
'Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak'
Olay günü babası ve Salim dışında kimseyi görüp görmediği sorusu üzerine R.A., "Tavşantepe'de birisi var; hindilerini getiriyor, kuzularını getiriyor. Her gün geliyordu. O gün gelip gelmediğini bilmiyorum. O gün Tavşantepe'ye gitmedim. Babam aşağı tarlaya gittikten sonra yarım saat içerisinde geldi. Bir tarlanın suyu bitmişti. Kaçak elektrik de beyaz kutu gibi bir şeydi. Kablosu vardı. Trafosu bozulmuş sandım. Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak. Tarlaya elektrikçi geldi ama o gün mü değil mi hatırlamıyorum" dedi.
Aile Bakanlığı Vekilinin, Salim'in kız kardeşlerini evine bırakıp bırakmadığı sorusu üzerine R.A., "Olaydan bir iki gün önceydi. Ben de oradaydım" yanıtını verdi.
Duruşmada söz alan Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, kötü muamele görüp görmediği sorusu üzerine, "Beni bir kere dövdüler. Bir komutan, 'Bunu dövmeyin bunun suçu yok' dedi. Birisi arkamdan vurdu, nefesim kesildi" diye konuştu.
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz da R.A.'ya 'Salim Güran'ın karısının babasını tanıyor musun?' diye sordu. R.A., "Bir kere evlerine gitmiştim. Devran’la gittik. Orada malzemeleri aldık. Olay günü Salim Güran'ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğimize emin değilim ama gittik. Çiftliğe gittiğim günü hatırlamıyorum. Mahfuz diye biriyle konuşmuştum" dedi.
Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A.'nın ifadesinin ardından çoban A.A., duruşma salonuna getirildi. İfade öncesi, dava dosyasına da eklenen, cesedin bulunmasından 1 gün önce Narin'in amcası Erhan Güran'ın evinde yaptığı toplantıda çoban A.A.'ya sorular sorup, daha sonra gönderdikleri güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, görüntülerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması için itiraz etti. Mahkeme başkanı, "Bu delil hukuka aykırı değil, dosyaya alıyoruz" dedi.
İfadesinde ağladı
Mahkeme başkanı, çoban A.A.'ya neden götürüldüğünü sordu. A.A., "Eve geldim, çantamı bıraktım. Benim evime geldiler. 'Erhan abi seni çağırıyor' dediler. Gittim. 'Erhan abi, bana sen her gün oradasın, bir şey gördün mü, yabancı bir araba gördün mü' dedi. Narin'i hiç görmedim. Herhangi bir dikkat çeken bir şey görmedim. Kameradan ayrıldıktan sonra tokat vurdular" diye konuştu. Çoban A.A., daha sonra ağlamaya başladı.
'Ne Enes'i gördüm ne kızı gördüm'
Görüntülerde, 'Kızı gördün mü' diye sorulan sorunun ne olduğu sorusuna A.A., "Ne Enes'i gördüm ne kızı gördüm. Enes'e küfredildiğini duymadım. Bana baskı yok. Ekmeğimdeyim. Olay günü hiçbir şey görmedim. Beni tehdit eden olmadı. Uğur ile Ömer, bana 'Gel' dediler. Niye çağrıldığımı bilmiyordum. Bana, 'Savcıya bir şey söyleme' gibisinden cümleler kullanılmadı. Olay günü Enes'i, Narin'i görmedim" diye konuştu.
'Nevzat ile Salim, kardeş gibiydiler'
Savcının soruları üzerine çoban A.A., "Bahtiyarlarla küsüz, Güranlarla değiliz. Nevzat ile Salim, kardeş gibiydiler. Narin kaybolduğundan bulunana kadar bir şey konuşmadım" dedi. Katıldığı bir televizyon programında kullandığı, 'Beni de döverler' cümlesi ile ilgili, 'Başka kimi dövdüler' sorusuna A.A., ağlayarak, "Kızları kaybolmuş ya o yüzden dedim. Benden önce birini dövdüklerini duymadım. Sıcak olduğu için köyün karşısında bahçe var, oraya götürüyordum. Kurtuluş, Ensari, Ömer ve Baran beni görüntülerden sonra arka tarafa götürdü. Erhan da geldi arka tarafa. 'Sen bir şey bilmiyor musun?' dedi" diye konuştu.
'Enes'i gördün mü dediler'
Daha sonra ağlamaya başlayan A.A. "Bir şey bilmiyorum" dedi. Savcının, 'Senden bir şey duymaya mı çalışıyorlar, Enes ile ilgili cümleler kuruldu mu’ sorusu üzerine de A.A. "'Sen bir şey gördün mü' diye sordular. 'Enes'i gördün mü' dediler" cevabını verdi.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine A.A., "Orada bana 'Sen çöldesin, nasıl bir şey görmedin?' dediler. 'Enes ile ilgili bir şey bilmiyorum' dedim" diye konuştu.
'Doğruların ortaya çıkması için kürtçe sormanıza izin veriyorum'
Eski Baro Başkanı Nahit Eren'in görüntülerde 'Enes ile ilgili cümleler kullanıldı mı, sana küfredildi mi' sorusu üzerine A.A., 'Yok' yanıtını verdi. Eren'in Kürtçe soru sorma talebi üzerine mahkeme başkanı, doğruların ortaya çıkması için Kürtçe soru sorulmasına izin verdiğini belirtti. Yeminli tercüman eşliğinde Nahit Eren, A.A. ile Kürtçe konuşarak, "Şerefsizin şerefsizi Enes' diye bir söz kullandı mı?" diye sordu. A.A., "Hayır, duymadım” yanıtını verdi. Eren'in, 'Erhan elini masaya vurdu, 'Biz onun boğazını tutup buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş' dedi mi?' sorusuna çoban A.A., "Hayır" yanıtını vererek tekrar ağlamaya başladı.
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş, bu yaşananlardan sonra aile hakkında suç duyurusunda bulunup, bulunmadığını sordu. A.A., "Bulunmadım" yanıtını verdi.
'Silah çekip kafasına mı dayayayım'
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın 'Bu son tanığımız, iyi değerlendirmemiz lazım' cümlesi üzerine, mahkeme başkanı, "Ne yapayım silah çekip kafasına mı dayayayım?" dedi. Daha sonra A.A.'ya dönerek, "Bu arada silahım yok" dedi. A.A. da mahkeme başkanına, "Beni öldürsen de canım sana feda olsun" yanıtını verdi. Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun 'Kadını ya da adamı gördün mü' sorusu üzerine de A.A., "Trafik polisi değilim, görmedim. Olay sırasında Eren'i de duymadım" diye konuştu.
"Bana vurdular. Karnım direğe çarptı. Gömleğimi yırttılar"
Görüntünün ardından Tavşantepe Mahallesi'nde çobanlık yapan Ahmet A. (33) tanık olarak dinlendi.
Mahkeme başkanının, "Görüntüde yer alan kişi sen misin?" sorusu üzerine Ahmet A, görüntüde yer alan kişinin kendisi olduğunu belirtti.
Mahkeme başkanının, "Ahmet bey sizi neden çağırdılar?" sorusuna Ahmet A, "Erhan ağabeyin evine beni çağırdılar. Bana, 'Sen de dışardasın, çobanlık yapıyorsun, bir şey gördün mü?' dediler. Yabancı araba hiç görmedim." beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, "Narin'i olay günü gördün mü?" sorusuna Ahmet A, Narin'i görmediğini ileri sürdü.
Mahkeme başkanının, "Sana neden inanmıyorlar, seni arka tarafa çektiler, ne yaptılar?" sorusuna Ahmet A, "Bana vurdular. Karnım direğe çarptı. Gömleğimi yırttılar." diyerek ağladı.
Mahkeme başkanının, "Kız muhabbeti nedir?" sorusu üzerine Ahmet A, şöyle konuştu:
"Kız görmedim. Enes'in (Narin'in ağabeyi) kızla birlikte olduğuna şahit olmadım. Namusum ve şerefim üzerine kimseyi görmedim. Ahırda bile kimseyi görmedim. Ahır zaten uzaktadır."
Başkanın, "Enes'in kız getirdiğini gördün mü, olaydan sonra kimse sana baskı yaptı mı?" sorularını Ahmet A, "görmedim" ve "yok" şeklinde yanıtladı.
Mahkeme başkanının, "Seni neden çağırdılar?" sorusu üzerine Ahmet A, "Hayvanları otlatıyorum. Güran ailesinden bazıları bana 'gel' dediler. Ben de hayvanların işlerini bitirdikten sonra elimi yüzümü yıkayıp gittim. Ne için gittiğimi de bilmiyordum." ifadelerini kullandı.
Başkanın, "Savcıya bir şey söyleme diye tehdit ettiler mi?" sorusunu Ahmet A, "Bana bir şey söylemediler." diye yanıtladı.
Savcının, "Güranlarla alakalı bir iletişimin var mı, Salim, Yüksel, Enes ve Nevzat' tanıyor musun?" sorularını Ahmet A, "Güranlarla bir işim yok. Köylümüz olduğu için tanıyorum." şeklinde cevapladı.
Savcının, "Salim ile Nevzat'ın arası nasıldı?" sorusu üzerine Ahmet A, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın kardeş gibi olduklarını kaydetti.
Savcının, "Çağırdıklarında beni de döverler diye korktum' demişsin" ifadesini kullanması üzerine Ahmet A, "Erhan ağabeyler belki beni de döverler diye korktum. Çünkü kızları kaybolmuş diye." dedi.
Savcının, "Seni dövmek için kimler arkaya götürdü?" sorusu üzerine Ahmet A, şu ifadeleri kullandı:
"Kurtuluş, Salih, Ömer ve Baran götürdü. Dövdüler. Ben ne ise doğru söylüyorum. Bir şey bilmiyorum. O günden sonra ben de çok üzüldüm. Yemek yiyemedim. Ben çoban olduğum için çok dolaşırım bölgede. Bir şey görüp görmediğimi soruyorlar."
Savcının, "Enes'i sana çok soruyorlar. Neden duymadım diyorsun? Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok geçiyor." sorusu üzerine Ahmet A, "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum ki. Bana, 'Enes'i gördün mü?' diyorlar. Ben, Enes'i nereden göreceğim. Sabah 06.00'da gidiyorum. Akşam dönüyorum. Çobanım. Kimseye zararım olmaz." diye konuştu.
Avukat Nahit Eren'in, "Narin'i öldürüldüğü gün herhangi bir araç gördün mü? Hayvanları dereye götürdün mü?" sorusunu üzerine Ahmet A, hayvanlarını dereye götürmediğini ve araç görmediğini savundu.
Eren'in, "Toplantıda hakaret ve küfürleri duydun mu, sana edildi mi?" sorusunu Ahmet A, "Hayır, bana böyle bir laf edilmedi." şeklinde yanıtladı.
Eren'in, "Aile, bir cinayetin sebebini sorguluyor. Sana hareketliliği soruyorlar. Başka bir adamı soruyorlar." demesi üzerine Ahmet A, "Hatırlamıyorum. Bilmiyorum." dedi.
Eren'in, "Kürtçe soru soruyor. Şerefsiz Enes diye söylemleri duydun mu?" sorusu üzerine Ahmet A, duymadığını iddia etti.
Avukat Eren'in "Erhan elini masaya vuruyor, 'Biz bir şey duyduk. Biz onu buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş.' dediler." demesi üzerine Ahmet A, ağladı.
Ahmet A, "Okumam yazmam yok. Allah'ın fakir kuluyum. Bir şey bilmiyorum. Benden ne istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Neden sana soruyorlar, hakaret ediyorlar?" sorusu üzerine Ahmet A, "Gücüm yetmiyor. Allah hakkımızı bırakmasın." diye konuştu.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş'ın, "Suç duyurusunda bulundun mu?" sorusuna Ahmet A, suç duyurusunda bulunmadığını aktardı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Enes Güran'ın, "Benim ismimi kim orada kullandı? Hakkımda ne konuşmuşlar?" demesi üzerine Ahmet A, "Bilmiyorum. O kadar insanın arasında sana neden iftira edeyim ki." diye konuştu.
Tutuklu sanık Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun, "Adam veya kadın gördün mü?" sorusunu Ahmet A, "Ben trafik polisi değilim ki kimlik sorayım. Kimseyi görmedim." diye yanıtladı.
"Çobandan bir günde şüphelenmedim"
Duruşmada, daha sonra tanık olarak amca Erhan Güran'ın dinlenilmesine geçildi.
Duruşmada mahkeme başkanının, "Önceki celse evine kamera takmanızı, 'Birileri bir şey yapar, üzerimize atmasın diye tedbir amaçlı taktırdım.' dedin. Keşke o zaman toplantı olduğunu söyleseydin." ifadeleri üzerine Erhan Güran, şöyle konuştu:
"Kamera taktırmamızın nedeni iftiralara maruz kalmamak için. Ahmet'i (Tavşantepe Mahallesi'nde çobanlık yapan Ahmet A) çağırdım. Köylüyüz, 'Kızımız kayıp bize yardımcı ol.' dedim. 'Ben görmedim.' dedi. Sonra yanımdan şüpheli hareketler ile kaçtı ve uzman çavuşu çağırdım. Sonra köyün dışına çıktı, hayvanları tek başına gönderdi ve kaçtı. Sonra, 'Gidin çağırın.' dedim, eve kaçtı. Ardından bizim aileye, 'Gidin getirin.' dedim. Hiç kimseyi görmediğini söyledi. Şüphelendik ve soruları sorduk. Sorduğumuz sorular tamamen kızımızın bulunması içindir. Ailemiz kesinlikle bir senaryo çizmedi ama senaryonun içinde yer aldı. Böyle bir senaryo yok. Çobanı dinlememiz kesinlikle şüpheli hareketlerinden kaynaklıydı."
Mahkeme başkanının, "Neden ilk celse bana çobanı çağırdığınızı söylemediniz? Ona göre işlem yapardık." sorusu üzerine Erhan Güran, "O zaman aklıma gelmedi. Sizden gizlediğimiz hiçbir şey yok. O zaman unuttum. Bize, 'Aile bir şey yapmıyor, sadece çay içiyor.' diyorlardı. Biz de bir şey yaptığımızı göstermek için yaptık. Sadece çobanı değil başka kişilere de soru sorduk." beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı suç duyurusunda bulundu. Bu konuya ilişkin sizin daha sonra ifadeniz alınabilir. Buna ilişkin ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine Erhan Güran, "Bizi kızımızı öldürmekle itham etmesinler. Gerekiyorsa idam etsinler. Benim elim çobana değmedi ama birkaç tokat atıldı." dedi.
Savcının, "Çobanı dövmek için arka tarafa gittiniz mi?" sorusunu Erhan Güran, şöyle yanıtladı:
"Çoban o sırada 'Ben Erhan'a konuşacağım.' dediği için gittim. Orada İsa diye birisini söyledi. Bir iki isim söyledi. Bir kadın ismi söyledi. Biz gittik o kadınla konuştuk. O günü dışarı çıkmadığını söyledi. Çobanın yalan söylediğini söyledi. Gençler ani refleks olarak arkaya götürdüler. Ben sonra kızdım. Belki toplumun içinde konuşmazdı. Orada konuşurdu. Devamını da alamadık. Zaten ondan sonra çoban ile hiç görüşmedik ve onunla konuşmadık. Ben şüphelendiğim için sorduk."
Diyarbakır Barosu avukatı Gevriye Atlı'nın, "Ahmet'i neden çağırdınız?" sorusuna Erhan Güran, bilinçli olarak toplanmadıklarını savundu.
Erhan Güran, "Çobandan bir günde şüphelenmedim. İlk günden beri şüpheli davranıyordu. Sürekli kaçıyordu. Ona soru sormak için çağırdık. Biz de kızımız kayıp olduğu için bir şeyler yapmak istiyorduk. Hayatımda ilk kez kamera taktırdım. Kesinlikle kameraya müdahale etmedim. Bazen elektrik kesintisi olduğu için kapanırdı." diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Elif Aslı Şahin'in, "Daha önce kimseyi sorguladınız mı?" sorusunu Erhan Güran, "Şeyma Kaya'ya soru sordum. Çelişkili bilgi veriyordu. Narin çıkmasaydı, biz yine başka kişilere soracaktık." şeklinde yanıtladı.
Tutuklu sanık Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ'ın, "Ahmet A. ve Nevzat Bahtiyar arasında bir bağlantı var mı?" sorusu üzerine Erhan Güran, "Sorguladığımızda Nevzat diye biri yoktu. Sonradan ortaya çıktı." dedi.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın, "Toplantı bir gün önce yapılıyor. Ertesi gün cenaze bulunuyor. Bu tesadüf mü?" sorusunu Erhan Güran şöyle yanıtladı:
"Tamamıyla tesadüf. O zamana kadar belki şüphelenmiyordum. O gün şüphelendim belki."
Duruşmada, daha sonra müşteki olarak baba Arif Güran'ın dinlenilmesine geçildi.
Narin cinayetinde savcı mütalaasını açıkladı
Narin cinayetinde savcı mütalaasını açıkladı. Ağırlaştırılmış müebbet istenen 4 sanığın cinayeti müşterek işlediği kaydedildi.
Savcının mütalaası: "28/11/2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin Güran’ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasındaki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63'üncü sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına..."
Videodaki kişiler hakkında suç duyurusu
Mütalaada ayrıca 27 Kasım'da dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran'ın evindeki kamera görüntüleriyle ilgili olarak da "Şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı.
Mütalaanın ardından savunmalara geçildi.