Bilici, konuşmasında TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’ın asgari ücret artışı ile enflasyon arasındaki ilişkiye dair açıklamalarını hatırlattı. Atalay’ın, "Bir yıldır asgari ücrete zam gelmiyor ama fiyatlar artmaya devam ediyor" sözlerine atıfta bulunan Bilici, "Demek ki bu kemikleşmiş enflasyonun gerçek sebebi, millete kan kusturmak değilmiş" diyerek, enflasyonla mücadele adı altında uygulanan politikaların halkı yoksulluğa mahkum ettiğini belirtti.
"Yoksulluk ve açlık sınırı alarm veriyor"
Yoksulluk sınırının 70 bin TL’ye, açlık sınırının ise 25 bin TL’ye dayandığı bir dönemde bütçe görüşmelerinin yapıldığını vurgulayan Bilici, ülkede 10 milyon yoksul çocuk bulunduğunu ve 2 milyon çocuğun derin yoksulluk içinde yaşadığını söyledi. "Bu tablo karşısında, oluşan bataklığın sebeplerini konuşmak yerine, yanlış politikaların devam ettirildiğine şahit oluyoruz" dedi.
"Tasarrufu itibar gösterisinden başlatın"
Milletvekili Bilici, hükümetin tasarruf tedbirlerini eleştirerek, Uruguay Eski Devlet Başkanı Jose Mujica ve Bosna Hersek lideri Aliya İzzetbegoviç gibi mütevazı liderlerin hayatlarından örnek alınması gerektiğini söyledi. "İtibardan tasarruf olmaz diyorsunuz, oysa biraz tevazu ve gerçekçi bir tasarruf politikasıyla ülkeyi kaynağa boğabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
"Halk çocuklarının geleceğini kaybediyor"
Bilici, ekonomik krizin sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ettiğini belirtti. "Yanlış ekonomi politikalarıyla bir buçuk yılda, halkın ve gelecek nesillerin en az on yılı heba edildi" dedi. Özellikle dar gelirli, emekli ve asgari ücretle çalışanların alım gücünün ciddi şekilde düştüğünü ifade ederek, bu kesimlerin taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
"Adalet ve hukuk reformu olmadan ekonomik iyileşme mümkün değil"
Bilici, ekonomik sorunların sadece ekonomik politikalarla değil, aynı zamanda adalet ve hukuk reformlarıyla çözülmesi gerektiğini söyledi. "Yolsuzluk, çeteleşme, rant ekonomisi ve adaletsizlikler devam ederken, yapısal reformlardan bahsetmek mümkün değil" diyerek, bu konularda acil adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
"Refah payı artışı ve adil maaş politikaları şart"
Son olarak Bilici, maaşlara refah payı artışı yapılması ve toplu sözleşme kültürünün revize edilmesi gerektiğini belirtti. "Devletin yeniden değerleme oranı yüzde 44 ise maaşların da en az bu oranda artırılması gerekiyor" dedi. Bilici, mevcut maaş politikalarını "kadim ve köhne bir hezeyan dönemi" olarak nitelendirdi. Konuşmasını, "Mesele garip guraba, engelli, emekli, ücretli olunca ince hesap yapılmamalı" diyerek tamamlayan Bilici, Genel Kurul’u saygıyla selamladı.
