İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Suriye’de, Mazlum Abdi ile Ahmet El Şara (Colani) arasında imzalanan 8 maddelik anlaşmaya yönelik değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, “Anlaşmanın en büyük olası sonucunu söyleyeyim, Türkiye’nin Suriye sınırında güvenliği için yaptığı ve yapacağı terörle mücadele operasyonlarına imkan kalmayacaktır. Yani Suriye’de olanlar, Türkiye’de olacakların bir ön gösterimidir. Çünkü Suriye’de olanlar da Irak’ta olanların bir devam filmidir” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
“Gariban vatandaşının cebinden aldılar, yandaşın cebine koydular”
Son bir haftada ekonomide neler olmuş? Yine yalanlarla dolu gündemin içerisinden sıyrılarak allem edip, kulem edip, bir milli serveti daha 3 kuruşa peşkeş çektiler. Çayırhan maden ve termik santralinden bahsediyorum. Burası senin, benim hepimizin malıydı. Değeri 160 milyar lira iken, tam sekizde bir fiyatına. Sadece 20 milyar liraya peşkeş çekildi. Hem de gözlerini kırpmadan sattılar. Aradaki 140 milyar lirayı, vatandaşın, emeklinin, memurun cebinden, Ramazanda ucuz ekmek ve ucuz yemek kuyruğunda bekleyen, gariban vatandaşının cebinden aldılar, yandaşın cebine koydular. Bu fakir milletten çaldıkları, haram olsun, zehir zıkkım olsun, Cenab-ı Hak müstahaklarını versin inşallah.
Emekli bayram ikramiyesi eleştirisi
Emekli maaşları, asgari ücret ve memur maaşları her geçen gün eriyor. Bu yüzden Emeklilere müjde diye açıkladıkları bayram ikramiyesi 4 bin lira. Ne kadar dolu dolu duruyor değil mi? Tam 4 bin lira. İlk defa 2018 yılında verdikleri Bayram ikramiyesi, 1000 lira idi. Aynı yılın sonunda altının gram fiyatı ise 216 lira idi. Yani İkramiye ile yaklaşık 5 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise sadece 1 gram altın alınıyor. 2018 yılında verilen ikramiye, asgari ücretin %60’ından fazlaydı. Yani bugün o rakamı vatandaş alabilseydi 13 bin lira, altına göre söylersek 17 bin lira, ikramiye alacaktı. 23 yılın sonunda, çıkıp utanmazca diyorlar ya “dolarla altınla ne işiniz var” diye? Bizim işimiz yok, sayenizde olamıyor zaten.
“Bütün emekli aylıklarına yüzde 5 artış öneriyoruz”
Gelelim ocak ayında verdiğiniz zam oranlarına. TÜİK’in rakamlarının artık çocukları bile kandıramadığını herkes biliyor. Memur emeklileri ocak ayında yüzde 11,54 zam aldı. SSK ve BAĞ-KUR emeklileri yüzde 15,75. Sokaktaki gerçek enflasyon bu mu? Kanun teklifimizle Ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere bütün emekli aylıklarına yüzde 5 artış öneriyoruz. Teklifimiz açıktır, nettir! İki bayram ikramiyesinin toplamı bir asgari ücrete eşit olsun geliyoruz. Gelin bu teklifimizi yasalaştıralım. Bayramdan önce işçimize, memurumuza ve emeklimize nefes aldıralım.
Bu sevince de artık şaşırmıyoruz
Bir zamanlar, Erdoğan’ın bize teslim edin dediği terörist Mazlum, yine bir zamanların teröristi şimdi devlet başkanı muamelesi gören kod adı Colani (Terör örgütü aşamasından devlet aşamasına geçenler kod ismini bırakıp, nüfus ismine geçiyorlar) yeni ismiyle El Şara, ikisi beraber iyi hal indirimi almak için kravatlarını takıp anlaşma imzalıyorlar. Anlaşmadan hemen önce ise “ne hikmetse” bu Apo Mahdumu, ABD’li komutan ile oturuyor, Anlaşmayı imzalamaya da ABD helikopteriyle götürülüyor. Fakat Saray ve onun iç cephesindeki bütün ihanet ortakları büyük bir sevinç içerisindeler. Bu sevince de artık şaşırmıyoruz. Çünkü Cumhur koalisyonu yani ihanetin iç cephesi, sevinç ve tasada Türk Milletiyle değil, teröristlerle birlikteler, kalp kalbeler, göz gözeler.
"Petrol, İsrail kontrolündeki bir Doğu Akdeniz’e akıtılacaktır"
Peki bu “ani gelişen meseleler”, eli çubuklu cast ajans gazetecilerinin haritada gösterdikleri gibi midir? İran’dan Kıbrıs’a kadar bütün sınırlarımızı kat ederek, Doğu Akdeniz’e uzanan çizgide, Türkiye nelerini kaybetmektedir? Söyleyeyim, birincisi ve en önemlisi, Türkiye’nin jeopolitik önemi ve gücü aşındırılmakta, adeta paylaşılmaktadır. Bu yeni paylaşımın ve aşınmanın en büyük, en güncel göstergesi, Türkiye’nin yeni kurulan ticaret yollarından hali hazırda dışlanmasıdır. Irak’ın kuzeyi ve Suriye petrolleri, Türkiye’ye rağmen, ama gerekirse Türkiye toprakları kullanarak, İsrail kontrolündeki bir Doğu Akdeniz’e akıtılacaktır.
"Artık sınırdan geçmek için sınır ötesi operasyon değil.."
İşte Aynı Mazlum Kobani ya da Mazlum Abdi, Bahçeli’ye ve PKK’ya göre önder, bizim içinse eli kanlı müebbetlik bebek katili terörist başı APO’nun manevi oğlu. Şimdi orada ABD gözetiminde bir anlaşma imzalanıyor. Anlaşmanın en büyük olası sonucunu söyleyeyim, Türkiye’nin Suriye sınırında güvenliği için yaptığı ve yapacağı terörle mücadele operasyonlarına imkan kalmayacaktır. Yani Suriye’de olanlar, Türkiye’de olacakların bir ön gösterimidir. Çünkü Suriye’de olanlar da Irak’ta olanların bir devam filmidir. 3 ayrı terör devleti senkronize edilmektedir. Türkiye’nin Saray İktidarını koltuğunda tutmak dışındaki çıkarları için büyük bir tarihsel tehlike somutlaşmak, resmileşmek üzeredir. Orada yeni bir teröristan yapılanması ismen, cismen, resmen ya da fiilen, sahip olduğu askeri gücü bir şekilde koruyarak tüzel kişiliğe kavuştuğunda, artık sınırdan geçmek için sınır ötesi operasyon değil, savaş tezkeresi çıkartmak zorunda kalacağız.