Sosyal medyanın da etkisiyle yaygınlaşan "mükemmel an sendromu", kişinin deneyimlerinin yüksek beklentilerini karşılamamasıyla ortaya çıkan hayal kırıklığından kaynaklanıyor.

Terimi ortaya atan gazeteci ve yazar Sarah Wilson, bu sendromun "hayatın işleyişine dair gerçeklikten uzak bir yaklaşımdan ötürü yaşandığına" dikkat çekti. 

Anksiyete ve stres üzerine uzmanlaşan psikolog Barbara Tovar ise sendroma yol açan en önemli unsurun "sosyal medyanın bizi güzel yerlerin, kıskanılacak anların ve duygusal açıdan yoğun deneyimlerin görüntüleriyle bombardımana tutması" olduğunu söyledi. 

Kendi hayatlarını bu tarz sosyal medya paylaşımlarıyla sürekli olarak kıyaslayan kişilerin zihinsel sağlık sorunları yaşayabileceğini belirten psikolog Laura Esquinas, şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Bu, kapalı kapılar ardında ne yaşanırsa yaşansın mutlu bir imaj çizmeye çalışan ailelerin durumuna benziyor. Dolayısıyla sendrom, mutluluğun dış kaynaklardan geldiği ve hep harika hissetmenin mümkün olduğu kanısıyla yakından bağlantılı."

Esquinas, mükemmel an sendromundan mustarip kişilerin mutlu olamadıkları için sürekli kendilerini suçlayabileceğini ve karamsarlaşarak bir kısır döngüye girebileceğini söyledi.

Tovar da sendromun kronik stres sorunlarına yol açabileceğine işaret ederek, "Kendinizi yorgun ve dengesiz hissetmenize ya da daha fazla sosyal etkileşim için sürekli başka kişilerle bağlantı kurmanız gerektiğini düşünmenize neden olabilir" dedi.

Uzmanlara göre bu sendromun olumsuz etkilerinden kurtulabilmek için sosyal medyayı daha az kullanmak gerekiyor. Tovar sendromdan mustarip kişilere şu tavsiyeleri verdi: 

Dünyanın en uzun kadını Rumeysa Gelgi ve dünyanın en kısa kadını Jyoti Amge buluştu Dünyanın en uzun kadını Rumeysa Gelgi ve dünyanın en kısa kadını Jyoti Amge buluştu

"Herkes dinlenme, eğlenme, gülme ve oyun oynama ihtiyaçlarını karşılayacak günlük rutinler geliştirmeli.  Ayrıca yoga, meditasyon ve spor gibi zihin sağlığını artıracak aktiviteler, dış etkenlerden bağımsız şekilde olumlu bir ruh halinin korunmasını sağlayabilir."

Esquinas ise bilinçli farkındalığın önemine dikkat çekerek, kişinin bazı şeylerin kontrolü dışında olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirtti. 

Psikolog, "Mükemmelliğin olmadığını içselleştirmeliyiz. Unutulmaz ve büyülü anlar, mükemmel olmasa da güzeldir. Sevdiğimiz şeylere odaklanarak ve tutkumuzu takip ederek bu anları güçlendirebiliriz" dedi.

Kaynak: Independent Türkçe