Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları katıldı. FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi timinde yer aldığı gerekçesiyle yargılandığı davada mahkum olan sanık Davut Uçum, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmada, merhum Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer ve oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ile taraf avukatları hazır bulundu.
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, CHP Genel Başkan yardımcıları Murat Bakan ve Sevgi Kılıç da duruşmaya katıldı.
Sanık Davut Uçum, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, helikopterdeki cihazların kaybolmasının asıl sorumlularının kaza soruşturma heyeti olduğunu savunarak, önceki duruşmalarda sunduğu yazılı ve görsel delilerin tamamının detaylı incelenmesini talep etti.
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz da olay günü ve saati bölgede hava hareketliliği olduğunu belirterek, önceki yapılan keşiflerde bölgede bulunan askeri jetlerin helikopterin bulunduğu alana daldığını, ardından radarlardan kaybolduğunu sonrasında ise ileriden daha yüksek bir hızla çıkış yaptığını savundu.
Jetin dalış anının helikopterin düşme anına denk gelen bir dalış olduğunun tespit edildiğini aktaran Yavuz, askeri jetlerin geçtiği alanda etki mesafesinin 1 kilometre dikey, geriye doğru ise 10 kilometre etkisi olduğunu vurgulayarak, bu durumun saha içerisinde bulunan diğer hava araçlarını olumsuz etkilediğini ve helikopter gibi havada zor tutunan bir hava aracının uçuşunu da etkisiz hale getireceğinin bilinen bir husus olduğunu aktardı.
Sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya, olayın sorumlusunun kaza soruşturma heyeti olduğunun ortaya çıktığını iddia ederek söz konusu kişiler hakkında işlem yapılmasını talep etti.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Yüksekkaya, 15 yıldır haksız yere yargılandığını belirterek, hakkında beraat kararı verilmesini talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı, duruşmayı 14 Şubat 2025'e erteledi.
Dava süreci
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, BBP'nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla 17 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, 25 Aralık 2020'de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
Bu dava dosyası ile helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin 10 sanığın yargılandığı Göksun Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak'ta birleştirilmiş, sanıklardan 7'si her iki dosyada da yer aldığı için Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık sayısı 20'ye çıkmıştı. Sanıklardan Muharrem Tunç'un vefatı nedeniyle sanık sayısı 19'a düşmüştü.
Duruşma sonrası açıklama
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, duruşma sonrası gazetecilere, 15 yıldır süren davanın üzerinde bir sır perdesi olduğunu düşündüklerini söyledi.
Davanın cinayet mi, suikast mı yoksa bir kaza mı olduğunun halen netleşmediğini aktaran Bakan, CHP olarak başından beri süreci takip ettiklerini ifade etti.
Bakan, adaletin tecellisi ve hakikatin ortaya çıkması için kente geldiklerini belirterek şunları kaydetti:
"Biz siyasal olarak aynı düşüncede hiçbir zaman olmadık Muhsin Yazıcıoğlu'yla ama Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti, suikastı her neyse bu sis perdesinin aralanmasının Türkiye'nin faydasına olduğunu düşünüyoruz. Biz Gezi tutukluları için de adalet istiyoruz. Tayfun Kahraman için de adalet istiyoruz. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ailesi, sevenleri, yol arkadaşları için de adalet istiyoruz. Sinan Ateş için onun ailesi için, sevenleri için de adalet istiyoruz. Biz Türkiye'de nerede bir hukuksuzluk varsa, adaletsizlik varsa, yargıda sürüncemede kalan bir dava varsa o davanın takipçisiyiz CHP olarak. Bugün de bunun için geldik. 15 yıl süren bir soruşturma olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde. Yani olayın olduğu tarihten bu yana ana soruşturma 15 yıldır açık. Ne dava açılıyor ne soruşturma bitiriliyor. Birbirinden bağımsız yargılamalar var. İşte olayın akabinde GPS cihazıyla ilgili ayrı, arama kurtarma çalışmalarıyla ayrı ama bir bütünlüklü olarak tüm bunların ilişkilendiren bir yargılama yok. Her nedense sanki bir el yukarıdan bir el bir yargılamada olmasın, bu sır perdesi aralanmasın, gerçekler ortaya çıkmasın istiyor."
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da davanın üzerinden 15 yıl geçtiğini, her defasında aynı sözleri duymanın, aynı sonuçlarla karşılaşmanın üzüntüsünü yaşadıklarını, usanmadan davanın takipçisi olacaklarını söyledi.