Rusya’nın başkenti Moskova’da Crocus City Hall adlı konser salonuna 22 Mart akşamı silahlı kişilerce saldırı düzenlendi. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde saldırganların salonda rastgele ateş açtıkları görülürken, Saldırıda en az 143 kişi öldü. Konser salonunun bulunduğu binanın çatısında da yangın çıkmış, yangının söndürülmesi için yüzlerce ekip sevk edilmişti. Binanın çatısı bir süre sonra çökmüştü. Moskova'da hafta sonu tüm halka açık etkinlikler iptal edilmiş, terör saldırısını ele almak için bir görev gücünün kurulduğu açıklanmıştı.
Saldırıyı IŞİD üstlendi
Terör örgütü IŞİD, Rusya'nın başkenti Moskova'daki saldırıyı mensuplarının düzenlediğini iddia etti. Terör örgütü, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Moskova banliyösünde yer alan Krasnogorsk'taki konser salonuna örgüt üyelerinin saldırdığını ileri sürdü. Kremlin, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü Aleksandr Bortnikov'un, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e "Moskova'daki terör saldırısına doğrudan karışan 4 terörist dahil 11 kişinin yakalandığını" rapor ettiğini bildirdi.
24 Mart yas günü ilan edildi
Saldırıyı “kanlı, barbarca bir terör eylemi” olarak tanımlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda masum insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Hayatını kaybedenlerin ailelerine gerekli tüm desteğin verileceğini belirten Putin, “Yakınlarını ve dostlarını kaybeden herkese derin ve samimi başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Sizlerle birlikte tüm ülke, tüm halkımız acı içindedir. 24 Mart'ı ulusal yas günü ilan ediyorum.” dedi.
Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel ve Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, Rusya'da gerçekleşen terör saldırısına ilişkin Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.
“Rusya’da güven ve istikrarı baltalamak”
“Saldırının hedefinin tartışmasız seçimleri kazanan Putin, Ukrayna'da ilerleme gösteren Rus ordusu ve Putin'e destek veren Rus halkıdır” diyen Tugay Yücel, “Çünkü Putin'in seçimleri rekor katılım ve rekor düzeyde oyla kazanmasının hemen arkasından bu saldırı oldu. Amaç Rusya'da kaos yaratarak güven ve istikrarı baltalamaktır” dedi.
Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel
“Rusya savaşta, Putin'de seçimde yenilmedi”
Bu saldırının ABD’ye, Ukrayna’ya ve Batılılara yaracağını söyleyen Yücel, “Bazı yorumlar yapılıyor Rus istihbaratı kendi yaptı diye. Sebebi de Putin'in Ukrayna savaşını daha rahat götürmesi için ancak daha bir hafta önce Putin modern Rus tarihinin en yüksek oyunu en yüksek katılım ile aldı. Böyle bir şeye ihtiyacı olmadığı ortada. Tam tersi asıl bu sonuçlar sonucu Putin'in frenlenmesi gerekiyordu. Zaten seçimden önce Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalny birden öldü. Seçimin hemen ardından da bu terör saldırısı yaşandı. Bu ikisine daha geniş baktığımızda Rusya'da kaos istendiği kesindir. Çünkü Rusya savaşta, Putin'de seçimde yenilmedi” diye konuştu.
“Saldırı, Rusya ile ilişkilerini yüksek tutan bizim gibi ülkelere de bir mesajdır”
Bunun sadece İŞİD’in saldırısı olmayacağına dikkat çeken Yücel sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bu çok daha büyük oyunun parçasıdır. Çünkü İsrail 168 gündür Müslüman’ları öldürüyor ancak IŞİD bir kere bile İsrail'e saldırı da bulunmuyor. Ancak 20 milyondan fazla Müslüman’ın rahatça yaşadığı Rusya'da saldırı gerçekleştiriyorlar. Şöyle ki çok uluslu çok dinli Rus toplumunu bu saldırılarla parçalamaya ve bölmeye çalıştıklarını görebiliriz. Nitekim bu saldırı sadece Rusya'ya değil, Rusya ile ilişkilerini yüksek tutan bizim gibi ülkelere de bir mesajdır”
“Dünyaya birkaç konuda mesaj verilmek istenmiş”
Moskova saldırısının öncesi ve saldırı esnasını ayrıntılarıyla planlandığını ancak saldırı sonrası için ayrıntılı bir planlama yapılmadığını belirten Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, “Çünkü bu saldırganların yakalanması hedeflenmiş ve bunların yakalanmasıyla beraber dünyaya birkaç konuda mesaj verilmek istenmiş. Bir taş atıp 5-6 kuş vurma anlamına geliyor. Nedir bunlar? Batılı unsurlar ve medya tarafından saldırının DEAŞ’ın yaptığının açıklanması Rusya açısından pek makul görülmedi. Saldırganların Kafkasya kökenli, Tacikistan kökenli olması ve Türkiye’den bir saldırganın gitmesi bütün bunlar biraz önce bahsettiğim bir taşla 5-6 kuşun vurulma hikayesine dönüyor” dedi.
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe
“Bu saldırının MOSSAD tarafından planlandığını gösteriyor”
Bu saldırının Rus istihbaratı kadar güçlü bir istihbarat örgütünün elinin değdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Gökçe, “CIA ya da MOSSAD olabilir. CIA daha önce kendi vatandaşlarını bölgede bir terör eylemi olabileceği şeklinde uyarması, saldırı sonrası ABD siyasetçilerin istihbarat desteği vermeye hazır olduklarını belirtmesi bu saldırının MOSSAD tarafından planlandığını gösteriyor” diye konuştu.
“Mazlum Yahudi algısını tersine çevirmek için yapıldı”
MOSSAD’ın bu saldırıyı, 1945’ten bugüne kadar dünya kamuoyu üzerindeki mağdur, mazlum Yahudi algısını tersine çevirmek istediği için yaptığını belirten Doç. Dr. Gökçe sözlerini şöyle sürdürdü;
“Kendileri de terörle mücadele ediyoruz demelerine rağmen, şiddet hareketlerini yaygınlaştırıp adeta terör devleti şeklinde davranmaları dünya kamuoyunda İsrail ve Yahudi algısını değiştirdi. Filistinliler üzerinde mazlum bir İslam algısı ortaya çıkardı. İsrail, kendisiyle ilgili insanlık suçu işlediğine dair yapılan açıklamaları tersine çevirerek dünyadaki şiddet hareketlerinin İslam üzerine yıkma çabası üzerine kurgulanmış bir saldırı”
“Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin bozulmasına yönelik bir adım”
“Moskova’ya Türkiye’den bir saldırganın gitmesi, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin bozulmasına yönelik bir adım olarak değerlendirmek lazım” diyen Doç. Dr. Gökçe sözlerine şöyle devam etti;
“Bu saldırgan muhtemelen İDLİB bölgesinden Türkiye’ye girmiştir ve Türkiye’den de Moskova’ya gitmiştir. Bu ne anlama geliyor. Hepimiz şunu biliyoruz ki Rusya ve Suriye hükümeti İDLİB bölgesindeki selefi grupları istemiyor. Onları terör örgütü olarak adlandırıyor. Türkiye’de daha fazla göç almamak adına oraya şu anda bir operasyon yapmıyor. Rusya ve Suriye açısından kırmızı çizgi olan İDLİB bölgesini Türkiye ve Rusya arasında bir kriz olarak ortaya çıkarmak adına Türkiye’den de bir terörist gönderildiğini değerlendirmek lazım. Rusya’nın özellikle Kafkasya bölgesinde selefi gruplara elaman değiştirme bakımından oldukça elverişli olan bu bölgede dikkat çekilmek isteniyor. Yani tamamen İslam üzerine yıkılmak istenen bir siyasal şiddet hareketlerinin bir parçası olarak değerlendirmek lazım”
