AK Parti'nin yerel seçimlerde Türkiye genelinde uğradığı kayıplar kayyum atanan belediyelere de yansıdı. DEM Parti, kayyum atanan belediyelerin çoğunu geri aldı. Ancak Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı olarak seçilen Abdullah Zeydan'ın daha önce iade edilen memnu haklarının geri alınması ve sonrasında Van İl Seçim Kurulu mazbatasının seçimi kaybeden AK Parti'nin adayı Abdulahat Arvas'a vermesiyle birlikte ‘yeniden kayyum’ tartışması başladı. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanının kayyum uygulamasına yönelik açıklamalarından sonra bir açıklama da Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener’den geldi. Şener, köşe yazısında DEM Partili belediyeler için “İçişleri Bakanlığı tarafından Anayasa ve Belediye Kanunu’na göre 27 belediyeye kayyum atanması yasal zorunluluk" ifadelerini kullandı.
31 Mart yerel seçimlerinden sonra Adalet Bakanlığı ve gerekse bazı köşe yazarları tarafından DEM Parti’nin belediyelerine kayyum atanacağı söylemlerini 25 ve 26. Dönem AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Elisp Haber’e değerlendirdi.
“Türkiye’nin 7-8 yıllık bir kayyum tecrübesi var"
Türkiye’nin AK Parti iktidarında 7-8 yıllık bir kayyum tecrübesi olduğunu söyleyen Miroğlu, “Hatasıyla sevabıyla AK Partiye fatura edilen bir işleyişten bahsediyoruz. Hükümetin ilgili bakanlıklarının gerekli olduğu zaman gündeme getirmeleri gereken bir şey. Bir belediye başkanı hakkında anladığım kadarıyla köşe yazarları şunu söylüyorlar; bazı belediye başkanları hakkında soruşturmalar var ve bu kayyuma gerekçedir. Öyle olursa İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da soruşturma var. Başka başka belediye başkanları hakkında da soruşturma var. Yani her soruşturmanın sonucunda hadi gelin kayyum atayalım derseniz işin içinden çıkılmaz böyle bir şey olmaz. Kesinleşmiş mahkumiyet kararları söz konusu olduğunda zaten İçişleri Bakanlığı olsun Adalet Bakanlığı olsun kanunların gerektirdiği uygulamaları yapıyorlar. Ama sırf bir soruşturma açılışmış diye kayyum atayalım böyle bir şey olmaz, ben bunu da doğru bulmam” dedi.
“Erdoğan’ın görüşmeleri Türkiye’nin şartlarına hiç uygun olmayan yorumlarına tabi tutuluyor”
“Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile buluşması siyasi parti sözcülerinden ziyade köşe yazarlarının bazen radikal bazen de Türkiye’nin şartlarına hiç uygun olmayan yorumlarına tabi tutuluyor” ifadelerini kullanan Miroğlu, “Bu doğru bir şey değil. Tabii ki köşe yazarı fikrini söyleyecek ama genel olarak siyaseti baskı altına alma amacıyla yazılmış yazılara da itibar etmemek lazım. Ben de 15 yıl köşe yazdım ama hiçbir zaman bu köşe yazılarımı siyasi gündemi belirleme hevesiyle kaleme almadım. Fakat bugün gördüğümüz şey neredeyse Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapacağı görevleri sunuyor bazı köşe yazarları. Yine aynı şekilde Özgür Özel’e ne yapması gerektiğini tavsiye ediyor. Bu doğru bir durum değil” diye konuştu.
“Kayyum atamaları Türkiye’deki bu yumuşama ortamına hizmet etmeyecek”
Türkiye siyasetinin bir yumuşama dönemine girmişken eski alışkanlıklarla bu yumuşa dönemini de itibarsızlaştırmamak gerektiğini kaydeden Miroğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bugünkü şartlarda kayyum atamalarının Türkiye’deki bu yumuşama ortamına hizmet etmeyeceği kanaatindeyim. Tabii ki DEM Partili belediye başkanlarının da, Türkiye’nin bazı hassasiyetlerini hiç akıldan çıkarmamaları gerekir. Belediye yönetimlerini yasal olmayan bir takım yapılara açık hale getirmemeleri gerekir. İnşallah böyle davranmazlar. Böyle davranmaları halinde tabii ki soruşturmalar falan açılır. Bu da doğru sonuçlar doğurmaz. Şu ana kadar gördüğümüz bir iki hoş olmayan durumun dışında görebildiğimiz kadarıyla normal bir işleyiş var. Şu ana kadar valiliklerimizden, kaymakamlıklarımızdan çok radikal tutumlar vs. ifade edilmiş değil. Normal bir işleyiş var. Bakalım inşallah böylede devam eder”
“Tüm partililerin belediye başkanları olduklarının bilincinde hareket etmeleri gerekiyor”
“Türkiye’yi dün bir bugün iki hemen kayyum tartışmasına sokmanın Türkiye’ye bir şey kazandırmayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullanan Miroğlu sözlerini şöyle tamamladı;
“DEM Parti’de belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, Türkiye’nin ve bölge halkının hassasiyetlerine dikkat etmesi gerekiyor. Politikalarının merkezinde belediye hizmetlerinde halka ulaşması, belediyeye gelen bütçelerin doğru ve yerli yerinde kullanılması, belediye başkanlarının sadece DEM Partililerin değil o şehirde oturan AK Partilinin, CHP’linin, MHP’linin ve başka partililerin de belediye başkanı olduklarının bilince olarak hareket etmeleri gerekir.”