Liderlerin “pozitif gündem” kapsamında ekonomi, ticaret, turizm, sağlık, ulaştırma gibi alanlarda işbirliğinin derinleştirileceği mesajlarının yanı sıra yayımlayacakları ortak açıklama ile normalleşmeye bağlılıklarını ifade etmeleri bekleniyor.
Tarafların Doğu Akdeniz ve Ege’den kaynaklanan sorunların çözümü konusunda yeni bir girişim başlatmaları ise düşük bir olasılık olarak görülüyor.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in 13 Mayıs günü Ankara’da yapacağı temaslar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Aralık’ta Atina ziyaretinin bir devamı olarak değerlendiriliyor.
İki liderin Atina görüşmeleri sırasında imzalanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi” Ankara’da yapılacak görüşmelerin de temelini oluşturacak.
Miçotakis’in Ankara ziyaretinin 6-7 saat içerisinde tamamlanması, iki liderin baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Ortak Açıklama yapmaları bekleniyor.
Ayrıca sağlık ve tıp bilimleri, afet ve acil durum yönetimi ile ilgili konularda anlaşmaların imzalanması öngörülüyor.
Ziyaret öncesinde her iki tarafın yürüttüğü kamu diplomasisi adımları, Ankara’da gerçekleşecek olan Erdoğan-Miçotakis görüşmesine verilen önemin ve odağın gerilim yerine “diyalog ve işbirliği” olması gerektiği mesajının işareti olarak görülüyor.
Miçotakis Türk basınına, Erdoğan da Yunan basınına verdikleri ve aynı gün yayımlanan geniş röportajlarda, ilişkilerde başlayan yeni döneme atıfta bulundu ve buna bağlı kalınmasının önemine işaret etti.
Pozitif gündem vurgusu
Yunan Başbakanı verdiği röportajda, “Yunan-Türk ilişkileri karmaşıktır, ve tarih ve duygularla doludur. Bu asla değişmeyecek. Değiştirebileceğimiz şey bakış açısıdır: İmkansız bir bulmacayı görmek yerine, pozitif bir gündem geliştirmeye odaklanmalı ve iki ülke ve halkları arasında işbirliği aramalıyız” ifadelerini kullandı.
Erdoğan da Miçotakis ile iyi bir uyum sağladığını, 7 Aralık ziyaretinde sağlanan başarının Ankara’da devam ettirilmesine çalışacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak görüşmelerin amacını anlatırken de “Hedef basit; sorunları çözerek dostluğumuzu pekiştirmek, ikili ilişiklerimizin seviyesini tarihte görülmemiş düzeye çıkarmaktır. Bunun için Türkiye olarak son dönemde samimi ve etkin adımlar attık ve buna da devam etmek niyetindeyiz” diye konuştu.
Ege’de deniz parkı ve Kariye Camii sorunu
Liderler, olumlu mesajların yanı sıra son dönemde kendilerini rahatsız eden gelişmeleri kamuoyunun gündemine getirmekten çekinmediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde kurmayı planladığı deniz parkını gündeme getirirken, Atina’nın “ben yaptım oldu” anlayışından uzak durması gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, “Türkiye olarak çevre konusunda ne kadar hassas olduğumuz herkesin malumudur. Fakat bunun kullanışlı bir paravan olarak görülmesi ve başka tartışmalı durumların onun arkasında bir şekilde gizlenmeye çalışılması doğru olmaz” ifadelerini kullandı.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in gündeminde ise Kariye Camii’nin açılması vardı:
“Türk yetkililerin Bizans İmparatorluğu’na ait Kariye Manastırı’nı cami olarak kullanmaya yönelik son kararı ve Ayasofya ile ilgili eski karar beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Bu kararlar, anıtların ekümenik karakterine ve karşılıklı anlayışı geliştirmeye yönelik ortak çabalarımıza aykırıdır.”
Ancak diplomatik kaynaklar, bu iki sorunun taraflar arasındaki genel olumlu havanın değişmesine neden olmayacağını, diyalog çerçevesinde konuların görüşülmeye devam edeceğinin altını çizdiler.
Ege ve Akdeniz sorunları
Liderlerin verdikleri mesajlar, Doğu Akdeniz ve Ege’den kaynaklanan sorunların çözümü konusunda Ankara temasları sırasında önemli bir ilerleme olmayacağının işaretini vermesi açısından önemli.
Her iki lider de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması başta olmak üzere tartışmalı konularda pozisyonlarının değişmediğini kayda geçirdiler ancak bunların gerilimle değil, diyalog ve uluslararası hukuka uygunluk ilkesiyle ele alınması gerekliliğini vurguladılar.
Ortak açıklamada da Atina Bildirgesi’ne paralel şekilde bu ilkelerin anımsatılması, ayrıca özellikle Ege’de güven artırıcı önlemler kapsamında atılabilecek adımların gündeme getirilmesi bekleniyor.
Türk ve Yunan savunma ve dışişleri bakanlıklarından oluşan heyetler, Nisan ayında bu konuda kapsamlı görüşmeler yapmışlar ve üzerinde uzlaşılan adımların liderlerin onayına bırakılması kararını almışlardı.
Türkiye ve Yunanistan en son 2019-2020 döneminde enerji kaynakları açısından potansiyel zenginliği bulunan Doğu Akdeniz’de egemenlik sınırları nedeniyle büyük bir gerilim yaşamışlar ve ilişkilerde büyük bir tahribata yol açmışlardı. Konu, Türkiye-AB ilişkilerine de yansımış ve Brüksel’in yaptırım uygulamasına neden olmuştu.
Ortak Eylem Planı devam edecek
Ankara’da yapılacak temaslarda, Türkiye-Yunanistan arasında başta ekonomi olmak üzere ulaştırma, bilim, teknoloji, tarım, turizm, sağlık ve insani ilişkiler gibi çeşitli alanlardaki iş birliğinin Ortak Eylem Planı kapsamında devam ettirilmesi konusu en temel beklentilerden biri.
İkili ticaret hacminin 6 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarılması, her iki ülkenin önde gelen iş insanlarının yeni kurulacak Ortak İş Konseyi çatısı altında bir araya gelmeleri de bu kapsamda öngörülen hedefler arasında.
Liderlerin ele alacağı bir başka konu da 30 Mart’ta başlayan, Türk vatandaşlarının 10 Yunan adasına kapıda vize prosedürüyle seyahat etme uygulaması olacak. Türkiye’nin beklentisi bu uygulamanın bundan sonra da devam etmesi.
Bu konuların yanı sıra Erdoğan’ın Batı Trakya’daki Türk azınlığın sorunları ile Rodos, İstanköy ve Selanik’teki Türkleri ilgilendiren konuları gündeme getirmesi, Miçotakis’in de başta Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması olmak üzere beklentilerini dile getirmesi bekleniyor.